Kimsenin umurunda mı bilmem ama Cemal Reşit Rey üstadın doğum yıldönümü yarın. Çoktan hakkın rahmetine kavuşmuş bir değerin doğum günü kutlanır mı diyen olursa alnını karışlarım. Elbette kutlanır. Hele bu kişi Cemal Reşit gibi üreten, değer katan su katılmamış bir sanatçıysa. O aslında saraya yakın bir adamdı ama ağabeyiyle birlikte besteledikleri, halka ulaşıp halkı anlatmakta bugüne dek aşılamayan Lüküs Hayat adlı eseri katmışlardı yaşamımıza. ÇÖPLÜKTEN ÇIKAN YETENEK
Çok kişi onun Kudüs'te kutsal topraklarda doğduğunu bilmez ama buradan söylemiş olayım. Müziğe yeteneği daha çocuk yıllarında nasıl ortaya çıkmış şaşarsınız. Yolda çöplüğe atılmış eski püskü bir akordeon bulmuş Kudüs'te. Onu alıp güya çalmaya, çalamayınca da çıkan sesleri taklit etmeye başlamış. Büyükleri fark edince de yetenekli olduğunu düşünüp piyano dersi aldırmışlar ona. Sonraları Paris'e, Cenevre'ye kadar uzanan eğitim hayatı, İstanbul'a dönüş, ilk konservatuarda 19 yaşında bir genç hoca oluş. Sonrasını öğrenmek isteyen hakkında yazılan kitapları okusun derim. Çünkü buraya sığdıramayacak kadar kallavi, dev bir yaşamı var ustanın. İyi ki doğdun usta, iyi ki bizim memlekete doğdun, bizle yaşadın bizi bize yaşattın.
