Türk Hava Yolları'nın, medya sanatçısı Refik Anadol ile iş birliği içinde ilk gösterimini sanat fuarı Art Basel'de yaptığı sanat projesi "Inner Portrait", Pazar gününe kadar Atatürk Kültür Merkezi'nde sanatseverlerle buluşacak. Dört karakterin hikayeleri üzerinden seyahat etmenin insan biyolojisi üzerindeki etkisini konu alan projenin belgeselinin yönetmenliğini, BAFTA ödüllü Jennifer Peedom üstlenirken, görüntü yönetmeni olarak ise Renan Öztürk görev aldı.
Eser, bir Amazon yerlisi olan Brezilyalı Tuikuru'nun Tokyo'ya, Kenyalı Esther'in İstanbul'a, Avustralya'da yaşayan Sahar'ın Göbeklitepe ve Kapadokya'ya, İzlandalı Sigurbjörn'un ise Ürdün'e seyahatleri sonucu elde edilen biyolojik verilerinin işlenmesiyle meydana geliyor.
Refik Anadol ise yaptığı açıklamada, "Inner Portrait projesi, seyahatin insan ruhu ve bedeninde meydana gelen değişimi, bilimin, yaşamın ve hayal gücünün kesişim noktasında ifade eden bir yolculuk. Bu eseri, İstanbul'un en önemli kültür merkezlerinden biri olan Atatürk Kültür Merkezi'nde izleyicilerle buluşturacak olmaktan büyük bir heyecan duyuyorum. Proje, seyahat eden katılımcıların biyolojik tepkilerinden oluşan geniş bir veri arşivini sanatla buluşturarak hem hayal gücümüzü hem de dünyayı algılama biçimimizi geliştirmeyi hedefliyor" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Ahmet Bolat ise "Inner Portrait"in seyahatin yalnızca bir yolculuk değil aynı zamanda insanın içsel dünyasında dönüşüm oluşturan derin bir tecrübe olduğunu dile getirerek, "Türkiye'nin bayrak taşıyıcısı olarak, sanat ve kültür alanında ülkemizin değerlerini tüm dünyaya taşıma ve tanıtma misyonunu benimsiyoruz. Bu misyon çerçevesinde her uçuş noktasında sanatı destekleyen ve sanat aracılığıyla farklı kültürlerle köprüler kuran bir marka olmaktan gurur duyuyoruz." ifadelerini kullandı.
Seyahatin dönüştürücü gücü
Dijital sanat projesi, daha önce yurt dışına seyahat etmemiş 4 kişinin içsel dünyalarına yolculuğa çıkıyor. Projenin veri toplama sürecinde, EEG sensörleri ve ileri teknoloji cihazlarıyla yolcuların deneyimleri sırasındaki biyolojik ve nörobiyolojik verileri toplandı. Bu veriler daha sonra Refik Anadol ve ekibi tarafından sanat eserine dönüştürüldü.
Eser, yolculardan biyolojik ve nörobiyolojik verilerin toplanmasıyla başlıyor. Kalp atış hızı, cilt iletkenliği ve EEG çıktıları gibi unsurları içeren veriler, neuroelectrics gibi ileri izleme cihazları kullanılarak kaydedildi. Yolculuk boyunca devam eden bu kayıtlar, katılımcıların yeni ortamlara ve deneyimlere anlık tepkilerini yakalayarak eserin temelini oluşturuyor.
Kültürel değişim ve yeniliği teşvik etmek amacıyla hayata geçirilen ve dünyanın her yerinden 220 kişinin yapımında görev aldığı proje, seyahatin dönüştürücü gücünü ortaya koyuyor. Dünyanın başka bölgelerinde de sergilenmesi planlanan eserin belgeseli 2025'te dijital platformlarda yayınlanacak.