Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 7 Aralık 2018

Bir garip hesap!..

Bahsedilen dönemin özellikleri dikkate alınmadan yapılan hesaplar muhatapları aldatmaya yöneliktir. Kılıçdaroğlu'nun yapmaya çalıştığı da bu...

Partisinin son grup toplantısında yaptığı hesap şöyle: "13 Ağustos'ta 1 milyon dolar Türkiye'ye getiren biri, bunu TL'ye çevirdiğinde 6 milyon 883 bin 800 lira alıyor. Götürdü bu parayı devlet tahviline yatırdı. 3 Aralık 2018 tarihine geldik, bunu götürdü parasını çekti. Eline geçen 7 milyon 384 bin 675 lira. Götürüyor aynı gün, dolar alıyor. Tutar, 1 milyon 406 bin 524..."

İlk bakışta doğru gözüken bu hesapla ilgili öncelikli problem, yapanın yani Kılıçdaroğlu'nun ABD Doları'nın düşmesini isteyip istemediği…

ABD'nin Ağustos'un ilk haftasında başlattığı ekonomik saldırı sırasında dolar bozdurup devlet tahviline yatırmanın cazip olmayışı, meselenin diğer yönü...

Kılıçdaroğlu'nun de içinde bulunduğu çevrelerin doların 10 liraya hatta daha yukarılara çıkacağı iddiaları sebebiyle, çıkar hesabı yapanların dolarlarını sakladığı, sadece ekonomik saldırıya karşı mücadele veren insanımızın bozdurduğu günlerden bahsediyoruz…

Meseleye doların yükseltilmesi sebebiyle ülkenin uğradığı zararlar ve doların aşağı doğru çekilebilmesi sebebiyle sağlanan fayda açısından bakıldığında ise durum tamamen değişir.

Türkiye'ye boyun eğdirmek amacıyla düzenlenen saldırıda bazı bölge ülkelerinin de devreye girdiği ve milyarlarca dolar kaybetmeyi bile göze aldıkları, bilinen hususlardan. Çok daha büyük zararlara sebebiyet verebilecek saldırının, alınan tedbirlerle başarılı bir şekilde bertaraf edildiği de…

2013'te tam da ekonomik açıdan mükemmel bir duruma geldiğimiz sırada ülkemizin ekonomik dengesini sarsmak için kotarılan Gezi olaylarının açık destekçisi olan birinden, olup bitenleri sağlıklı değerlendirmesini beklemek, anlamsız.

'Eski hesap uzmanı, eski maliyeci' Kılıçdaroğlu'nun etrafında, yaptığı garip hesaplara itiraz edecek kadar hesabı kuvvetli birileri yok belli ki...

Matematik olarak doğru gibi gözükse de, zamanlama ve özellikle de niyet açısından son derecede yanlış bu hesap, Kılıçdaroğlu'nun doların düşüşüne üzüldüğünü gösterir sadece…

Kaşıkçı meselesi…

Kılıçdaroğlu'nun tekrarlamayı sevdiği bir konu da Cemal Kaşıkçı olayı… Başımıza çorap örmek niyetiyle Türkiye'de işlenen cinayet konusunda yapılanları yeterli görmemiş gibi yapıyor, ama neler yapılabileceği konusunda herhangi bir fikri de yok

2 Ekim'de meydana gelen Cemal Kaşıkçı olayı ile ilgili olarak Türkiye'nin dolayısıyla Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın olabilecek en başarılı usulü takip ettiği, dünya kamuoyunun ittifak ettiği bir husus.

Başından beri, Cemal Kaşıkçı olayının uluslararası diplomatik kurallarla ilgili yönlerini ısrarla görmezden geliyor Kılıçdaroğlu. Bu da yetmezmiş gibi, yapılabilecek olanın en iyi şekilde yapılmış olmasını da bir türlü kabullenemiyor.

Sürecin başarılı bir şekilde yürütülmesini içine sindiremiyor belli ki…

CHP'de, bolca bulunan eski diplomatlar, konsolosluk binalarının tabi olduğu uluslararası kuralları Kılıçdaroğlu'na anlatabilirlerdi oysa…

ABD başta olmak üzere birçok ülkenin menfaat temelli yaklaştıkları Cemal Kaşıkçı konusunu uluslararası kamuoyuna mal eden Cumhurbaşkanımızı tebrik etmesini sağlayamazlardı belki, ama en azından susmasını sağlayabilirlerdi…

'İktidarın yaptığı her şeyde mutlaka bir kusur aramak' CHP'nin standart tavrı olsa da, doların düşüşüne üzülmek ve Kaşıkçı olayında yürütülen başarılı siyasete kızmak, ayıp oluyor.

CHP, hiç değilse bu konularda milletimiz gibi düşünebilse bari…