Terör örgütü PKK'nın taktiğini iyi çözen bir uzman diplomat-stratejist, analiz yapmamı sağlayan çerçeveyi çizdi: "Nokta hedeflere yönelmiş bir konuşma.
Bir beyin kadro tarafından hazırlanmış. Konuşma yapan isme bak. Nerede oturduğunu düşün. Konuşmayı İngiliz BBC'ye yapması üzerinde dur.
Zamanlamaya dikkat. Sözleri, neyi hedefliyor belli.
Dezenformasyon yaptığı noktalara ağırlık ver. PKK beyninin ruh halini göreceksin.
Bu işin içinde Avrupa İstihbarat servisleri var." Bu "çerçeve" üzerinden mercekleri Aydar'a tutalım:
Zübeyir Aydar kim?
1991'de milletvekili seçildi.
1994'te yurt dışına çıkarak Belçika'da eski DEP milletvekilleri ile Dayanışma Bürosu'nu kurdu.
1995'te kurulan Sürgündeki Kürdistan Parlamentosu yöneticiliği ve daha sonra isim değiştiren Kürdistan Ulusal Kongresi'nin (KNK) başkanlığında bulundu. 1998'de teröristbaşı Öcalan'ın yakalanmasından sonra Avrupa'da etkinliği arttı. Terör örgütünün silahlı eylemlerinden çok, siyasi alandaki faaliyetleriyle tanınıyor.
Belçika'da oturuyor. Aydar, Kürt vatandaşlarımızın çocuklarını ölüme gönderirken, ipek kravatından giydiği marka gömlekle, İngiliz kumaşı takım elbisesiyle Avrupa'da lüks içinde yaşayan bir isim.
Ortadoğu bağlamında İngiltere, Fransa ve Almanya'nın birçok gizli ekonomik ve stratejik plan içinde olduğu bilinen bir gerçek. PKK'nın bu ülkelerin servislerince kullanıldığı da bir gerçek. PKK'yı kullananlar değişince, ağırlık merkezi de değişiyor. 2012 yılına bakalım: Murat Karayılan taktik şekilde geriye çekiliyor, Suriyeli Fehman Hüseyin öne çıkıyor.
Son dönemde sağ ve ölü ele geçirilen PKK'ların arasında Türkiye Cumhuriyeti uyruklu olmayanların oranı yüzde 50'yi geçti. Başını Suriyeli Fehman Hüseyin'in çektiği silahlı çetenin yüzde 50'si Suriye, İran, Ermenistan uyruklulardan oluşan bir örgüt konuma gelmişti.
PKK saldırıları dünya çapında ters tepmeye başlarken, Avrupa kanadı devreye giriyor, yumuşak taktik başlatılıyor. İşte bu noktada, Aydar öne çıkıyor. Hem de, Oslo görüşmelerinin arabulucusu konumundaki İngilizler'in BBC'sine konuşuyor.
Aydar'ın konuşması belli ki, propaganda ve dezenformasyon tekniklerini iyi bilen kadro tarafından hazırlanmış. Bazı hedefleri var.
Nedir bunlar?
1) Oslo görüşmelerini sızdırdığı bilinen Mustafa Karasu'yu gizleyeceğini sanıyor. Karasu'nun Mossad ile ilişkilerini gizlemek için, cemaati öne sürüyor.
2) Eylemsizlik içinde bulundukları 2009 döneminde KCK tutuklamalarının başladığını ve bunun sürece zarar veren olay olduğunu iddia ederek, KCK'yı aklamaya çalışıyor.
3) "SİLVAN planlı bir saldırı değildi" diyerek, 14 Temmuz 2011'de Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde yaşanan ve 14 askerin şehit olduğu saldırının arkasındaki gerçekleri gizleyeceğini düşünüyor.
Neden acaba? Hatırlayalım:
14 Temmuz'da terör örgütünün düzenlediği saldırıda, askerlerimiz şehit olmuş ve aynı gün Diyarbakır'da toplanan Demokratik Toplum Kongresi demokratik özerkliği ilan ettiğini açıklamıştı.
4) PKK'nın insanlık dışı saldırıları için bahane arıyorlar, okları başka yönlere çeviriyorlar.
5) Sadece Kürt vatandaşlarımızın değil, dünya kamuoyunda da PKK aleyhine gelişen havayı değiştirmek için taktik cümlesini kullanıyor: "Yeniden masaya oturmaya hazırız."
6) Aydar, gayesinin ne olduğunu gösteren cümleleri sıralıyor: "Apo'dan haber alamıyoruz.
O olmadan biz bu örgüte, yönetim olarak karar versek bile uygulatma durumunda sıkıntılar yaşatabiliriz. Apo, 'Bu işte rol alabilmem için sağlık, güvenlik ve serbest hareket istiyorum' demişti. Biz oradayız."
* * *
NE DEMİŞTİ
İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye konuşan Aydar, şunları söylemişti: Oslo görüşmeleri yeniden başlamalı. Devletle son temas Öcalan'ın protokolleri üzerinden. Oslo görüşmelerini sızdıranlar Kürt sorununun diyalog yoluyla çözümünden yana olmayanlar.
* * *
SONUÇ:
Zübeyir Aydar konuşurken, PKK "beyin kadrosunun" ruhunu ve gizli servislerin ne düşündüğünü gösteriyor: PKK zor durumda. Avrupa zor durumda. Ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Bakalım, PKK'yı daha ne kadar kullanacaklar?