Tarihi 21 Temmuz 2022

Neden?

DÜNYA, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Rusya ve İran Devlet Başkanlarıyla bir araya geldiği zirveyi konuşuyor.
Batı'nın şerefsiz alçakları, sömürgeci çakalları Suriye'de terör tarlaları oluşturarak ülkeyi parçaladılar. Şimdi masada Türkiye toplamaya çalışıyor. Çakalların hedefi dünyanın bugün yaşadığı krizlere hazırlık yapmaktı. Hem enerji hem de gıda krizi tetikleyicilerin Ukrayna-Rusya arasında bir kıvılcımı ile beraberinde devasa krizleri de getirdi. Birileri batacak birileri de yıllardır olduğu gibi sömürgeci zihniyetle soyup zengin olacaktı. Suriye çok önemliydi. Kuzeyinde kurulacak bir PKK terör devleti üzerinden körfez ülkeleri için koridor açılarak, petrol ve doğalgaz Akdeniz'e taşınacak, böylece dünyanın enerji vanası haline gelen Türkiye devre dışı bırakılacaktı. Batı'nın enerji geçiş yollarında Türkiye'ye mahkum olması ve bunun katlanarak artması Ankara'nın elini güçlendiriyordu. Tablo ABD ve Avrupa için çıldırtıcı bir durumdu. Enseye tokat, hazırolda bekleyen bağımlı Türkiye artık yok oluyordu.

Hepsi binlerce kilometre uzaktan Suriye'ye koştu, terör örgütlerine silah ve milyarlarca dolar yağdırırken "Türkiye'nin ne işi var orada" diyordu. Bu slogana ittihatçı kafa, her şeyi Batı'dan bekleyen muhalefetimiz de balıklama atladı. "Ne işimiz var Suriye'de" diye çığlık atmaya başladılar. Hem bu devleti yönetmeye taliptiler hem de soygun için Suriye'ye dalanların ağzıyla nara atıyorlardı.

Hiçbir şeyden haberleri yoktu. Batı aşkı geleceği göremeyecek kadar gözlerini kör etmişti. Gönülden bağlandıkları Batı onları PKK'nın HDP'si ile yanyana getiriyor, Suriye'deki PKK'nın YPG'sini savunacak noktaya taşıyordu. Erdoğan tüm masaları devire devire, yeni masalar kurdu. İşte son zirve de bunun eseridir ve Batı'nın canına ot tıkayacak kararlar alınmıştır. Karabağ'a neden girdiğimiz de her geçen gün daha anlaşılır hale geliyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, önceki gün Bakü'ye gitti. Aliyev'le yaptığı görüşme sonrası, "AB, güvenilir enerji tedarikçilerine yöneliyor.
Azerbaycan bunlardan biri. Bugünkü anlaşmayla, Azerbaycan'dan AB'ye gaz arzını ikiye katlayarak Güney Gaz Koridoru (TANAP) genişletmeyi taahhüt ediyoruz. Bu, bu kış ve sonrasındaki gaz tedarikimiz için iyi bir haber" dedi.
Avrupa medyası, "Kışın donma krizine karşı çözüm yine Türkiye odaklı olacak" diye ah çeken manşetler attı. Yarın Türkmen ve Kazak enerjisi de boru hatları ve Karabağ üzerinden Türkiye'ye gelecek.
Batının boğazına bir kez daha boru kaçacak ve Türkiye'ye daha bağımlı hale gelecekler.
Sadece enerji mi? Tabii ki hayır... Bakın George Soros'un patronu olduğu Dünya Ekonomik Forumu, ilginç bir adım attı. İngiliz, Fransız ve Amerikan medyasında yer alan çalışmaya göre Dünya Ekonomik Forumu, iklim değişikliği politikaları nedeniyle iflas eden Hollandalı çiftçilerin tarım alanlarını satın alacağını açıkladı. Sadece Hollanda mı? Elbette hayır. Dünyanın en önemli iki tarım ülkesi ABD ile Hollanda öncelikli hedef olarak seçildi. ABD'nin en derin ismi Henry Kissinger'ın yıllar önce, "Petrolü kontrol ederseniz ülkeleri; gıdayı kontrol ederseniz, insanları yönetirsiniz" sözünün artık gerçek olacağına dikkat çekildi. Amerikan medyası, Soros'un en büyük hedefinin ABD ile Hollanda'nın tarımının kontrol edilmesinin ardından yeni hedefin Türkiye olacağına dikkat çekti.

Yapılan tüm araştırmalar, Türkiye'nin tarım arazilerinin çok verimli olduğu gerçeğini söylüyor. Türkiye'nin 23 katı küçük olan ve yaklaşık 34 bin kilometrekarelik karasal yüzölçümüne sahip Hollanda'nın tarım ihraç eden ülkeler listesinde ikinci sırada olması nedeniyle ABD medyasında Türkiye'nin jeo-politik gücü sayesinde topraklarının altın gibi değerli olduğuna dikkat çekildi. Bir başka araştırmada Türkiye, tek başına Avrupa kıtasını besleyebilecek tarım arazilerine sahip.
İşte o nedenle Türkiye, tarım konusunda da hedef olacak. Gezi olayları finansörü Soros'un Türkiye'nin tarım arazileri konusunda 10'a yakın araştırma yaptırdığı da ortaya çıktı.
Dünyada yaşanan enerji ve gıda krizi Batı'yı her geçen hızla Türkiye önünde diz çökmeye götürüyor. Tek çareleri var... Ya Erdoğan gidecek... Ya da Ankara önünde dilenciye dönecekler. O yüzden tek bir rüyaları var.
Bizim muhalefetin gördüğü ve yanarak istediği konu; "Erdoğan'ı indirmek"... Çünkü Kissinger'in dediği gibi "Enerji ve gıdayı kontrol edersek ülkeleri de yönetenlerini de kontrol edeceğiz." Çakalların bu kabuslarını anlamak için sorgulayın. Neden Ankara'yı ele geçirmek istiyorlar? Niçin besledikleri PKK'nın HDP'sini 6lı masanın altına oturtup, bizim muhalefet gibi Erdoğan'ın gitmesi için hep bir ağızdan çığlıklarla çırpınıyorlar? Neden? Neden? Neden?