Tarihi 8 Mart 2021

Çupra

ARALIK 2016'da İngiltere devlet kanalı BBC, ilginç bir röportaj yayınlıyordu. Yunanistan Dışişleri eski Bakanı Theodor Pangalos, BBC muhabirinin karşısına geçiyor ve soruları cevaplıyordu.
O röportajın bir bölümü çok ilginçti. Pangalos bakın ne diyordu, hadi gelin hatırlayalım;
"Türkiye ile 20 yıl önce yaşadığımız Kardak kayalıkları krizinde iki ordu savaşın eşiğine gelmişti. 6 yıl sonra New York'ta ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Holbrooke ile buluştuk. 'Kardak'ta kimse ölmediği için çok mutluyum' dedim.
Richard gülümsedi ve 'Yoo Theodor zaten hiç kimse ölmeyecekti' dedi.
Ben de 'Nasıl olur, Türkler'le karşı karşıya geldik?' cevabını verdim.
Holbrooke yine gülümseyerek 'Hayır sizler Amerikan gemileri, mühimmatları ve istihbaratı ile karşı karşıya gelmiştiniz.
Yunanistan ile Türkiye arasındaki iki KÜÇÜK GEMİMİZ sizin teknolojik ve elektronik görüşünüzü bozacaktı. Fırlatacağınız füzeler sadece balıkları öldürürdü' dedi." Evet o füzelerin ve onları fırlatan uçaklardaki yazılımların tamamı Amerikalılar'ındı. O yüzden füzeler nereye gidecek konusuna sadece ve sadece onlar karar verirdi.
Kardak krizinde iki taraf da füzelerini ateşlese Ege'deki 300 çeşit balığın hedef olacağını bizzat ABD Dışişleri Bakan yardımcısı açıklıyordu.
En çok da çupra vardı Ege'de. Sanırım çupra ölüleri kaplayacaktı Ege'yi.
Ve geldik 2021'e...
NATO geçtiğimiz hafta bir rapor yayınladı. Türk SİHA'larının Libya'nın doğusunda darbeci Hafter'e ait Pantsir adlı Rus Hava Savunma Sistemleri'ni imha ettiğine dikkat çekiliyordu o raporda. "Hem de 1 saat gibi kısa zaman diliminde imha etti" diye de not düşülüyordu.
"TB2'ler taktiksel olarak çok başarılı bir örnek" diye övgüler yağdırılıyordu. "Tanklar, hava savunma sistemleri, obüsler, askeri tesisler ne varsa imha ediyor" yorumu yapılarak "YIKICI BİR GÜÇ" tanımlaması yapılıyordu. NATO'nun kafası karışıktı. "Pantsir S-1'in aktif sistemi, yoğun elektronik harp önlemleri nedeniyle Bayraktar TB2'den ateşlenen küçük ve akıllı mühimmatı radar menzilinde olmasına rağmen tespit edemedi." hatırlatması yapılıyordu o raporda. Yani bizim SİHA'lara "Hayalet" tanımlaması yapılıyordu.
Mutlaka NATO'da da Türk SİHA'larının kullanılması gerektiği vurgulanıyordu.
Nereden nereye... Ege'de çupra avlayacak savaş uçaklarından, hava savunma sistemlerinin bile tespit edemediği Hayalet SİHA'lara...
Ve o SİHA'lar şimdi savaş gemilerimize yerleştirilecek.
Havadan sonra denizlerde de Türk yazılımı taşıyan, lazer güdümlü füzeler atan SİHA'lar engin denizlere açılacak. Artık savaş uçakları tarihe karışıyor.
Bombaları hedefe taşımak yetiyor. Türkiye bu Hayalet SİHA'larla dünya silah sanayiinin gidişatını değiştirdi. Artık tankları, gemileri, hatta uçakları bile tüm askeri hedefleri insansız hava araçları ile yerle bir edebilecek yegane ülkelerden biriyiz.
Tank ve denizaltı robotları bile yapıyoruz. Türk Savunma Sanayii çok yakın bir gelecekte dünyanın en büyük ihracat yapan ülkelerinden biri olmaya hızla koşuyor.
Hem büyük bir gelir bizi bekliyor, hem de bağımsızlığımızı ilan edip, çok sayıda ülkeyi bağımlı hale getireceğiz. Çünkü bizden alacakları SİHALAR, füzeler vs silahların tamamı Türk yazılımı olacak.
Biz savaşlarda neye karar verirsek o olacak.
İstediğimizde artık başkaları çupra avlayacak. Teşekkürler çupracı Amerika.... Bize örtülü veya açık silah ambargosu uyguladığın için.