Birleşik Arap Emirlikleri 83.600 km2 toprağa sahip 7 emirlikten oluşan bir ülke. Yani bizim Konya'nın iki katı büyüklüğünde. 9.5 milyon nüfusun sadece yüzde 10'u Arap geri kalanlar ise Hindistanlılar, Pakistanlılar, Mısırlılar, Bangladeşliler, Filipinliler, İranlınar, Afganistanlılar ve Sri Lankalılar'dan oluşuyor. Finans şirketleriyle bu ülkeye girip yerleşen Amerikalı, İngiliz ve Kanadalılar da var. Görüldüğü gibi yerli halkın nüfusu cücük kadar az.
Yaklaşık 7 sene önce bu sütunlarda üst düzey bir Türk istihbaratçının bize yönelttiği soruyu aktarmıştum. O dönemde BAE'nin esamesi okunmuyordu. Türk istihbaratçı "Ortadoğu'da nereye gitsek en çok karşımıza kim çıkıyor, bizi en çok kim uğraştırıyor biliyor musunuz?" demişti. O dönemde sıraladık, "İran" dedik, Suudi Arabistan'ı işaret ettik. Hepsine "Hayır" cevabını verdi. "Ortadoğu'da en büyük düşmanımız Birleşik Arap Emirlikleri" dediğinde şaşkına döndük. İngilizlerin Osmanlı'dan kopararak kurduğu, bugün Amerika'nın ele geçirdiği, küresel sermaye ve petrol şirketlerinin kucağa oturttuğu cücük kadar ülkedeki cürete bak sen idi durumlar. İsrail istihbaratı MOSSAD "Türkler ülkede darbe yapacak" yalanı ile geliyor, ülkeyi yönetenleri avucunun içine alıyordu. En son Libya'da Türkiye'nin desteklediği hükümet güçlerinin ele geçirdiği havaalanını bombalayan esrarengiz uçakların da BAE'ye ait olduğu ortaya çıkıyordu.
MOSSAD uşağı haline gelen BAE, PKK'dan, FETÖ'ye, 15 Temmuz'dan Gezi'ye Türkiye karşıtı ne varsa finanse diyor, Suriye'de, Libya'da milyarlarca dolarlık silah ve uçakla düşmanlarımıza yardım yağdırıyor, ABD'de lobileri satın alıyordu. En son Libya'da Türkiye'nin desteklediği hükümet güçlerinin ele geçirdiği havaalanını bombalayan esrarengiz uçakların da BAE'ye ait olduğu ortaya çıkıyordu. Hücrelerine kadar ele geçirilen BAE, MOSSAD'ın planladığı bu operasyonu hayata geçiriyordu.
Libya'daki havalanı vurulmadan önce Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed El Nahyan Türkiye karşıtlığı için özel bir ekip kurdu. Nahyan'ın kardeşi Tahnoun bin Zayed bu konuda bir rapor hazırladı. Rapor BAE ulusal güvenlik danışmanı Ali Al-Shamsi'nin onayı ile son halini aldı. Ali Al-Shamsi, "Türkiye'yi Libya'da sıkıştırmak çok kolay değil. Rusya ve Suriye ile işbirliği yaparak, Türk askerine Suriye'de operasyon düzenlenmeli. Çünkü Suriye'de artık kaos bitmeyecek. Türkiye saldırının nereden geldiğini anlayamaz. Rusya'yı dolaylı olarak suçlayacak bir saldırı, Ankara'nın Libya'daki etkinliğini de azaltır. Bunun dışında finans alanında da Türkiye'ye karşı adım atılmalı. BAE Merkez Bankası'nın gizli kasasından ödeme alan iş adamları, Türkiye'de dövizle ilgili saldırı gerçekleştirmeli." dedi. Bizi Rusya ile Libya'da karşı karşıya getirecek operasyonda BAE, MOSSAD uşağı olarak bombalama ihalesinin Moskova üzerine bırakacağını hesaplıyordu.
Israrla MOSSAD uşağı diyorum çünkü Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed İsrail ile gizli gizli tam 25 yıldır birlikte çalışıyor . Bunu ben söylemüyorum. MOSSAD'a çalışan İsrailli gazeteci Barak Ravid Haziran'da televizyonlara çıkıp "bin Zayed tam 25 yıldır bizim istihbaratın kucağında" diye bas bas bağırdı.
İsrail bir taraftan Ortadoğu'da karşımıza maşaları sürüyor, diğer taraftan da el altından sürekli Türkiye'nin kapısını çalıp "Bölgede birlikte hareket edelim" diye yalvarıyor. Geçtiğimiz hafta "Ortadoğu'da bize düşman görünen ülkeler perde arkasında barışalım diye Ankara'da sıraya giriyor" diye yazmıştım. İşte bu cücük BAE de bunlardan biri. BAE kraliyet pasaportu taşıyan ve Zayed ile yakın dost olan eski bir siyasetçi 8 ay önce beni aradı. "Veliaht Prens Türkiye ile aralarının açık olmasından çok rahatsız. Barışmak, dost olmak istiyor. Bu konuda devletin üst kademesi ile görüşmem gerekiyor, yardımcı olabilir misin" dedi. Konuyu ilgili yerlere ilettim. "Böyle bir talep var" dedim. Ankara kraliyet pasaportlu haberciyi kale bile almadı, reddetti. BAE'nin üzeri çizilmişti. Çizmeyi aşmıştı. Belli ki haddi bildirilecekti.
Şu günlerde Veliaht Prensin geceleri uykusu kaçıyor, "Türkler gelip beni alacak" diye kabuslar görüyordu. Odasının önünde MOSSAD beklese bile, yüzde 90'ı yabancı olan ülkeyi parçalara ayırmak, bir gece ansızın birilerini sarayından almak hiç de zor değildi. BAE kaşınıyordu. Kaşımanın zamanı geliyordu. Veliaht Prense iyi uykular! İyi geceler öpücüğü sanırım yolda!
