Tarihi 5 Mart 2020

"Denetime tevdi" kafası

Adnan Menderes idam edilmiş... Yeni Bakanlar kurulu toplantısı yapılıyor. ABD destekli Cunta tarafından Başbakan olarak atanan İnönü o toplantıda konuşuyor; "Daha bağımsız ve şahsiyetli dış politika izlenmesini istiyorsunuz ki -herkes aynı şeyden bahsediyor-. Nasıl yapacağım ben bunu?" diye soruyor. Yani şahsiyetli bir dış politikanın nasıl uygulanacağını soruyor. Adeta "Zor dostum zor" diyor. Şahsiyeti olmayan politikanın da gerekçelerini bakın nasıl açıklıyor;

"Bir görev veriyorum neticesi bana gelmeden Washington`un haberi oluyor. Sonucu memurumdan önce sefirimden öğreniyorum."

Ve devam ediyor İnönü... "Bir tek uzman vermek için büyük tavizler vermeye hazırdılar." diye.. Amerikalılar uzman adı altında CIA üyelerini yerleştiriyor ülkemize... Ondan bahsediyor İnönü. Direndiklerini ama sonunda pes ettiklerini bakın nasıl izah ediyor bakanlara; "Uzman gönderme baskısına karşı dayattık... Biz onların niçin ısrar ettiklerini biliyorduk. Böyledir bu işler. Peygamber edası ile size dünyaları vaat ederler. İmzayı attı mı ertesi gün gelmişlerdir. Personeli gelmiştir, üstleri gelmiştir. Ondan sonra sökebilirsen sök, gitmezler... Bağımsız dış politika güdemeyiz" diyordu. Artık olan olmuştu. Şahsiyetli dış politika hayaldi. Artık bağımlıydık birilerine. Söz sahibi onlardı.

Kazım Karabekir Paşa'nın İstiklal Harbimiz adlı kitabını okursanız, İnönü'nün o dönemde nasıl Amerikan Mandası olmamızı istediğini anlarsınız. "Bunu kabul edersek parçalanmayız" düşüncesindeydi İnönü. Halbuki ABD Başkanı Wilson, yayınladığı ilkelerinde topraklarımızda kurulacak Ermenistan'dan bahsediyordu.

Kazım Karabekir Paşa İsmet İnönü'nün yazdığı mektuptan bahsediyordu. İnönü o mektubunda "Eğer Anadolu'da halkın Amerikalıları herkese tercih ettikleri zeminde Amerikan milletine başvurulursa, pek ziyade faydası olacaktır deniliyor ki, ben de bu kanaatteyim. Bütün memleketi parçalamadan Amerikan'ın DENETİMİNE tevdi etmek, yaşayabilmek için yegane ehven çare gibidir." diyordu.

CHP kafası işte hep bu zihniyette olmuştur. Batı ne derse onun borazanlığını yapmak,teslim olmak bu bağımlılık kompleksindendir. Ülkesi savaştayken düşmanları ile uğraşmaz. Devletine saldırır. Dışarıda o yüzden Türkiye düşmanlarını değil ülkesini önüne gelene şikayet eder. Bugün o Amerika'nın PKK'sı ve fitne çıkararak parçalara ayırdığı Suriye Türkiye'ye ve ulusal güvenliğimize saldırıyor. Tabii ki şehitler tepesi boş kalmayacak. Tabii ki ben de dahil hepimiz bu ülke için canımızı seve seve vereceğiz.

Türkiye yıllardır hücrelerimize kadar sinen bu mandacı kafanın ve patronlarının izlerini ilk kez toprağa gömerek başkaldırıyor.. Duvarları yıkıyor. Kuzey Suriye'nin doğusunda ABD tanklarının ardına saklanan PKK'nın üzerine Washington'a rağmen yürüyor. Şehit edilen her bir askerimiz için kuzey Suriye'nin Batısı'nda Rusya'nın korumasına rağmen şu ana kadar tam 100 rejim askerini Moskova'ya rağmen mezara yolluyor. Bğr şehide tam 100 düşman... Bir yanda ABD, diğer yanda Rusya... Buna rağmen Türkiye düşmanlarına dünyayı dar ediyor. Etmeye de devam edecek.

"Ülkesini Amerika'nın DENETİMİNE TEVDİ" etmekten bahseden İnönü'nün teslimiyetçi CHP'sinden bugün böyle bir zamanda ne bekleyeceğiz. Tabii ki genler ne diyorsa onu yapacaklar. Önemli olan biz ne yapacağız?... Her yanı ecdadımızın kanıyla sulanmış bu topraklara göz dikenleri, ulusal güvenliğimize ve Mehmetçiğimize saldıranları tabii ki Şahsiyetli duruşumuzla şehitler vererek yok edeceğiz. Arkalarında ABD ve Rusya olsa dahi... Bugün yaşadıklarımız çocuklarımızın geleceğidir. Bu bir İstiklal savaşıdır.