Tarihi 27 Aralık 2019

Asla

Birinci... İkinci... Üçüncü... Tüm köprüler... Vatan caddesi... İstanbul-İzmir otoyolu... Hızlı tren... Boğazın altına Avrasya tüneli...Şu ana kadar tamamlanmasına rağmen 50 milyon yolcuya hizmet veren İstanbul Havaalanı... Duble yollar... Çamlıca Camii.. Aklınıza ne gelirse... CHP kafası ya karşı çıktı ya da yapılan hizmetleri yerden yere vurdu. Avrasya tünelinde eleştirecek bir şey bulamayanların "Neden balıkları göremiyoruz" dediğine bile şahit olduk.

Yerli otomobil yapalım dedik. Daha denemeden ayağa fırlayanlara, "İntihar olur" diye bağıranlara tanıklık ettik. Daha denemeden "Başarısızlıkla tamamlanacak" diye twit atan CHP milletvekilleri ile karşılaştık. Ne gerek vardı yabancı otolar varken... İHA'lara, Sihalara, tank üretimine kadar Savunma sanayiinde gerçekleştirilen tüm projeleri de yerden yere vurdular. Muhalefet milletvekilleri içinde "Türkiye SİHA cennetine döndü" diyenler, "Ne şimiz var uçak gemisi ile, uluslarararsı operasyon mu düzenleyeceğiz" diye eleştirenler, mecliste şerh koyanlar gırla gitti. Doou Akdeniz'de bugün bulunan doğalgaz rezervlerinin oluşturacağı gerilimi, yani burnunun ucunu ve karşılaşacağımız güçlükleri, tehditleri asla öngöremeyen bir muhalefetle yaşıyoruz yıllardır. Bu kafalar bir de bu ülkeyi yönetmeye talipler.

Şimdi aynı kafalar Boğazları geri almamızı sağlayacak Kanal İstanbul için saldırıyor. Baktığımızda hayata geçirilen tüm projeler henüz plan aşamasındayken Batı başkentlerinden de sürekli saldırıya uğradı. Siyasiler demeçlerle Türkiye'ye yüklendi. Batı medyası kuduz köpekler gibi tüm projelerimize saldırdı. "Yapmayın, yaptırmayın" diye binlerce km öteden çağrılar yaptılar. Şimdi de "Aman ha Kanal İstanbul... Sakın ha... Engel olun" diye deli danalar gibi sayfalarından böğürüyorlar.

DEAŞ korkusu tüm körfez ve Arap ülkelerini sardığında, bu bölgede yaşayan halklar içinde "Acaba Suriye'deki iç savaş bize de sıçrar mı"' endişesi taşıyordu. 2008'de körfez ülkelerinden Türkiye'ye hızlı para akışları başladı . Serveti olanlar kendilerine ikinci vatan arıyor ve Türkiye'yi bir sığımak olarak seçiyordu. O dönemde küresel sermaye, ABD'deki İsrail lobisi ve ellerindeki medya ile hücuma geçtiler. "Türkiye'ye yeşil sermaye akışı var." diye. Başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkelerini de yerden yere vuruyorlardı. Şimdi o Arap ülkelerini alıp İsrail'in kucağına oturttular. Tüm eleştiriler bıçak gibi kesildi. Sadece Katar'a saldırıyorlar. Çünkü Türkiye ile irtibatını önlemek için darbeyi bile denedikleri Katar'ı bir türlü İsrail'in piyonu yapamadılar. İşte o Katar'a bir de sadece ve sadece bizim muhalefet saldırıyor. Türkiye'de nereye yatırım yapıyorsa, muhalefetimiz gidip orada vuruyor. Suudlardan Türkiye'nin gittiği her yerde karşısına dikilen BAE'ye, Mısır'a kadar, hiçbirine bizim muhaketefetten "Gık" yok.

Ankara Doğu Akdeniz'de oyun bozuyor, gidip Libya ile mutabakat imzalıyor, İsrail-Kıbrıs Rım Kesimi, Yunanistan ve Mısır'ın gaspçı anlaşmalarını parçalara ayırıyor. Ses, Libya'da Türkiye'nin anlaştığı Uluslararası tanınırlığı olan hükümeti devirmek, çıkarlarımızı Akdeniz'e gömmek için CIA'nın yetiştirdiği terörist Hafter'den geliyor. Türkiye'ye ve çıkarlarına adeta savaş ilan ediyor. Bir bakıyoruz CHP milletvekili, CIA tarafından ÇAD cezaevinden kaçırılan Hafter'e sahip çıkıyor "O daha seküler" diyor. Yani paralı askerlerle Türkiye'nin çıkarlarını, Akdeniz'deki haklarını tehdit eden, Mısır-BAE-İsrail-Yunanistan ve Fransa tarafından desteklenip parayla silaha boğulan teröristin safına katılıyor. ABD ve İsrail komutasındaki Kandil'in HDP'si ile yaptığı ittifakın adeta uluslararası arenada bir başka versiyonunu arıyor.

Uluslararası her alanda Türkiye'nin çıkarlarının karşısında, Batı çıkarlarının yanında olmaktan hiç çekinmeyen, bunu aleni sergileyen CHP'ye en güzel sözü Başkan Erdoğan söylüyor; "Asla iktidara gelemeyeceksiniz." Evet bu kafa değişmedikçe asla iktidara gelemezler. Çünkü bu Millet herşeyi görüyor. Asla unutmuyor.