Ankara'yı yıllarca Amerikan elçileri ve CIA ajanları yönetiyordu. Şimdi onları takan yok, çıldırıyorlar. Bugün 28 Şubat...
Post modern darbenin yıldönümü...
Geçmişte söz dinlemeyenleri, darbelerle indiriveriyorlardı. Şimdi halk Türkiye'nin her yerinde, Washington'dan gelen talimatla yola koyulan tankların üzerine çıkıyor. Bu değişim Amerika'daki bazılarını çıldırtıp, temsilciler meclisinde saatlerce toplantı yaptıracak hale geliyor. Delirdikleri diğer ülkelerden biri de Çin. Temsilciler Meclisi'ndeki toplantıda ABD eski Dışişleri Bakanları'ndan Madeliene Albright "Tek Kuşak Tek Yol" projesiyle dünyada nüfuz alanını Pakistan'dan Afrika'ya kadar genişleten Çin'i gündeme taşıyor. "Artık neredeyse Çinliler şişmanlıyor diyeceğim.
Çünkü kuşak genişledikçe genişliyor. Çin bu projeyi bir politika aracı olarak kullanıyor.
Biz geri çekilince doğan boşluğu onlar dolduruyor." diyor. İpek Yolu genişliyormuş...
Çin şişmanlıyormuş... Bu nasıl olabilir diye kuduruyorlar. Onlara göre dünyada sadece ve sadece Amerika, sonrasında izin verirse Avrupa ŞİŞMANLAR... Doğu, soyup soğana çevrilecek, bir deri bir kemik kalacak mahkumiyetinden nasıl sıyrılmaya çalışır? İşte bu konuda kafayı sıyırıyorlar. Çin, Pakistan'da limanlar aldı, yollar yaptı, 50 milyar dolar yatırdı. İki ülke hava kuvvetleri askeri anlaşmalar imzaladı.
ABD hemen Pakistan'ı teröre yardım etmekle suçladı. Hindistan Çin'le sıkı fıkı...
ABD Venezuela'ya yaptırım uygularken, ambargoyu delerek tonlarca petrol alan nadir ülkelerden biri Hindistan... Ve dahası Pakistan'la Hindistan Şanghay Beşlisi'nin birer üyesi... Rusya ve Çin liderliğindeki bu Şanghay Beşlisi, nükleer güç olarak da Batı'dan daha üstün konumda. Böylesine bir oluşumu darmadağın etmek, Çin'i durdurmak Amerika'nın çıkarları için birinci sıradaki yerini koruyor. Tüm bu gelişmeler eşliğinde bir yıldır zaman zaman burada yazıyorum. "Çin ve Rusya'yı zayıflatmak için Hindistan ve Pakistan'ı savaştıracaklar.
Suriye'deki kaosu o tarafa yığacaklar" diye. 10 bin Uygur, DEAŞ çatısı altında Suriye'de savaş eğitimini uygulamalı aldıktan sonra CIA tarafından bölgeye taşındı. Ve derken bir baktık, Keşmir'de bir örgüt, 44 Hint askerinin bombalı saldırıda öldürülmesini hemen üstleniyor. Bu olay üzerine Pakistan ve Hindistan savaş uçakları havalanıyor. İki ülke de "Karşı tarafın uçağını düşürdük" diye dünyaya ilan ediyor. Nükleer başlıklar okşanıyor, dünya gerilimin zirvesini yaşıyor. 44 Hint askerinin öldürülmesini üstlenen örgüte bakıyoruz, aynı zamanda Pakistan askeri üslerine da saldırıyor. Eski Başbakanlardan Pervez Müşerref'e, CIA talimatı doğrultusunda suikast düzenledi. Örgütün lideri Azhar, Hindistan'da hapisteyken Afganistan'a kaçırılan bir Hint uçağı ve yolculara karşı serbest bırakıldı. Afganistan'a geçti. El Kaide'nin kurucusu Usame Bin Ladin ile bir araya gelen isimlerden biri. El Kaide, Irak ve Afganistan'ın işgaline yol vermek için Batı istihbaratları tarafından kurulmuş, kullanışlı bir terör örgütü... Pakistan, "44 Hint askerini biz öldürmedik" diye bas bas bağırıyor, duyan yok. Washington ve Paris'ten, Batı başkentlerinden hemen "Hindistan karşılık vermekte haklı" gazı geliyor. "Savaşın hadi" diye uluyorlar resmen. Ve dahası Keşmir, Afganistan'a CIA tarafından taşınıp yuvalanması sağlanan DEAŞ kamplarına çok yakın bir bölge. CIA bölgedeki böylesine iç içe yaşayan bu kullanışlı terör örgütleri ile Şanghay Beşlisi'ni içeriden vuruyor, birbirine kırdırmak, gerekirse savaşı ve terörü Çin'e sıçratmak için her türlü nifak tohumunu ekiyor. Hindistan-Pakistan arasında yaşanacak savaşa, ABD "Şişmanlayan Çin'in diyet programına girerek, rejimle zayıflaması" olarak bakıyor. Orada ölecek milyonlarca kişi umurlarında değil. "Obezlik yeryüzünde sadece ve sadece bizim hakkımız" diyorlar. Bölgedeki gerilimin tek nedeni bu... Şişmanlık savaşının artık başladığına tanık oluyoruz. Allah yardımcımız olsun...
