Tarihi 9 Ağustos 2018

Yarınlar savaşı

ORTADOĞU'NUN istikrarsızlaştırılması ABD'nin birinci önceliğiydi. Buradaki petrol ve doğalgaza konmaları gerekiyordu.
Irak'a girdiler, Suriye'yi kurdukları CIA güdümlü sahte terör örgütleri ile parçalara ayırdılar. Buradan bir mezhep savaşının başlamasını ve tüm bölgeyi yangın yerine çevirmesine beklediler.
Ancak Türkiye'nin oyun bozması dengeleri alt üst etti. Irak işgali de ABD'ye pahalıya mal oldu. Zira ortaya İran yanlısı Şii bir Irak devleti çıktı.
Nükleer güce sahip Tahran'ın bölgedeki nüfuzu da arttı. Suriye'de de Esad can havliyle hamle yaparak İran'ın devrim muhafızlarını, Hizbullahı ülkesine getirdi. ABD için çarşıdaki hesap eve uymadı. İsrail lobisi kazan kaldırdı.
Obama döneminde ABD-İsrail ilişkileri bu yüzden gerildi. Netenyahu Amerikan kongresinde Obama'ya meydan okuyacak kadar ileri gitti. ABD şimdi "İran'ı bölgede güçlü hale getirdin" diyen Trump yönetiminin başına bela oldu. Savcılarla, mahkemelerle, ellerindeki medya gücü ile Trump'a saldırarak istediklerini yaptırıyorlar.
Tavizler koparıyorlar. Bu safhada ABD'de en güçlü Trump seçmeni olan Siyonistlerle ittifak halindeki Evanjelistler de devreye sokuldu. İran, İsrail'e feda ediliyor, ambargolarla önce ekonomik felce uğraması sağlanacak ardından "İç savaş" beklentisinin hayata geçmesi ve parçalanması için fitne tohumları ekilecek. Trump o yüzden "İran ile ticarete yapan ABD ile yapamaz" diyerek NATO ve AB üyelerine kadar tüm dünyayı tehdit etti, "Aksini yapan düşmanım olur" diye rest çekiyor. İçerideki hasımlarının ağzına bal sürüyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde kendi ülkesinde kabuğuna çekilmiş bir Amerika ile karşı karşıya kalacağız.
Ancak Washington, süper güç olma özelliğini korumak için dünyanın her yerinde büyük krizlere uzaktan imza atıp seyredecek. İşi ucuza getirecek. Şu an Kafkasları yangın yerine çevirip Rusya saflarından uzaklaştırma, Karadeniz'de güç oluşturma ve Moskova'yı yalnızlaştırma projeleri sırada. Rusya'ya ambargo da önümüzdeki süreçte bu ülkeden kopmalara yol açabilecek diye bir beklenti var. Akdeniz'de yaşanana güç ve enerji savaşları da üzeri gerilim için kaşınacak bir malzeme olarak masada duruyor. Şanghay Beşlisi'nin ve Çin'in önemli iki partneri Hindistan- Pakistan arasında sürekli gerginlik ve çatışma çıkarılıyor. Çin ve çevresinde durmaksızın gerilim projesi şu an hayata geçirilmiş durumda. Tayvan ile Pekin arasındaki sorunlar sürekli kaşınıyor. Avrupa-Amerika ve Rusya gözünü Balkanlara dikmiş durumda.
Bölgede gizli ve örtülü bir iktidar savaşı yaşanıyor. Japonya da bölge ülkeleri ile adalar konusunda krizler yaşıyor.
Bu krizlerin çatışmalara dönüşebileceği belirtiliyor. Avrupa Birliği'nin önümüzdeki dönemde ekonomik olarak çökertileceği, Almanya'nın düşüşe geçeceği, bölgede Polonya'nın ön plana çıkacağı hesaplanıyor. Bu uğurda büyük savaş veriliyor. Yemen'de iç savaşın "Suudi-İran" çatışmasına dönüşmesi ve bunun bölgede daha kapsamlı bir savaşa yol açması için her yol deneniyor. 22 Arap ülkesinin birbirine girmesi hayali projelerle destekleniyor.
Amerikalı ve Rus generaller peş peşe "Önümüzdeki dönemde 3.Dünya savaşı nerede çıkar" diye tahminler yaparak, "Kıvılcımın ilk çakılacağı bölgeler" konusunda adeta toto oynuyor, birbiriyle yarışıyor. Böyle bir ortamda ABD düşünce kuruluşlarından, AB-Rus ve Çin dahil tüm uzmanlara kadar önüne gelenden "Türkiye bu tetiklenecek krizler bölgelerinin tam ortasında" analizleri geliyor. Evet tüm krizler ve kavgalar dünyada GÜCÜ ve PARA'yı elinde bulundurma için yapılıyor, fitnelerle hayata geçirilmeye çalışılıyor. Herkes kazanan olmak istiyor. O yüzden merkezdeki Türkiye'yi sıkıştırarak, yorarak yanına alma, pazarlık masasında diz çöktürme savaşı büyüyor. Gelecek 10 yılda Türkiye'nin önemi ve gücü hayal edemeyeceğiniz kadar artacak. Yeter ki akılla gidelim, günlük ve ideolojik sloganlarla oyuna gelip birbirimize düşmeyelim...
Ekonomik saldırılara teslim olmayalım.
O son mermileri!.. Gün uyanık ve birlik olma günü...