Tarihi 25 Ağustos 2017

Atlet

PKK ile tarihimizin en büyük mücadelelerinden biri yapılıyor. Terörle mücadelede görevli üst düzey bir dostum ilginç şeyler anlattı. Mesela İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bugüne kadar görülmemiş oranda güvenlik güçlerinin yanında olduğunu hatırlattı.
Güneydoğu vilayetlerinden bir Emniyet müdürünün gece üçte bile Bakan Soylu'ya ulaşabildiğini söyledi.
Gece yarısı telefonu çaldığında hışımla açan ve heyecanla "Ne var, ne oldu" diye soran, eksiklikleri anında tamamlayan ve ertesi sabah operasyon bölgesine koşup "Tepelerine binin" diye talimat veren bir İçişleri Bakanımız var. Asker de artık savunma yapmıyor, hücum ediyor, inlerine girip imha ediyor. Geçmişte görmeye alışık olmadığımız inanılmaz bir mücadele var. Halbuki 15 Temmuz öncesi asker ve emniyette kadrolaşan FETÖ'cülerin neler yaptığını artık biliyoruz. Mesela bir Jandarma Binbaşı vardı. Verdiği istihbarat ile Uludere'de 34 kişinin katledilmesine yol açtı. Amaç yöre halkını devlete karşı PKK saflarında ayaklandırmaktı. O binbaşıyı FETÖ'cüler korumaya alarak önce huzurevinde sonra "Sevgi evleri"nde müdür yaptı. "Huzurevi" ve "Sevgi evleri" PKK'ya çalışan katliamcı bir FETÖ'cü'ye verilen büyük ödüldü. Oğlum da Güneydoğu'da askerlik yaptı. "Birliğimizde açıkça PKK propagandası yapmasına rağmen korunan bir er vardı" diyordu.
O PKK'lı eri telsizci yaptılar. Bölgedeki tüm askeri hareketlilikleri ve operasyonları telsizden dinleyip not alıyordu. E haliyle PKK'lı teröristlerin korkmasına bir neden yoktu. "O PKK'lı eri telsizci yapan komutan şu an FETÖ'den tutuklu" dedi oğlum. Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan da "FETÖCÜ emniyet müdürleri, PKK'nın şehirleri cephaneliğe çevirmesine göz yumdu" diyerek vehameti anlatıyordu. İhanet içeriden geliyordu. İçerideki hainlerin liderini, PKK'ya Suriye'de komutanlık yapan CIA Pensilvanya'da koruyordu. Tabii ki aynı merkezden beslenen teröristler birbirlerine yol açacak, yataklık yapacak, yardım edecekti.
Ancak 15 Temmuz milattı ve onların bittiği andı. Artık hainler birer birer temizleniyor.
Türkiye Kandil'den Suriye'ye kadar bölgede kendisini hedef alan terörü bitirmekte kararlı.
İran Genelkurmay Başkanı geliyor, ardından ABD Savunma Bakanı Ankara'ya koşuyor, Dışişleri Bakanımız'ın Irak gezisinden sonra Bağdat Hükümeti "PKK ile mücadelede biz de varız" diyor, Rusya Genelkurmay Başkanı da Türkiye'yi ziyaret için sıraya giriyor. Özgür Suriye Ordusu, PKK'ya silah götüren tankerleri ele geçiriyor, Afrin kıskaca alınıyor. Yani işin özü çember daralıyor.
Böyle bir ortamda bizim muhalefet FETÖ ile yürüyor, HDP ile kol kola geziyor, işbirliği yapmanın yollarını arayacak kadar oluk oluk ter dökünce fenalaşıp üzerindeki gömleği çıkarıyor, ATLETLE kalıyor. Peki onları ihanet içinde olanlarla işbirliğine götüren ne?
NEDEN? Bilerek veya bilmeyerek Türkiye'ye saldıran BATI ile de işbirliğine girer, ülkeni onlara gammazlayarak hizmet edersen tabii ki senin için proje geliştirecekler. Türkiye'nin zayıflaması için tabii ki sana destek olacaklar.
Çünkü bu ülkede kendilerine hizmet edenlerden çok şey alan BATI'NIN BİZİM ATLETLİ MUHALEFETE BORCU VAR...
Evet yanlış duymadınız... Bizim muhalefete en büyük borçlu ülke Almanya mesela. Bu konuda asla spekülasyon yapmıyorum, uydurmuyorum. Almanya'da Hristiyan Birlik partilerinin muhtemel koalisyon ortağı FDP'li Christian Lindner seçim öncesi Deustche Welle'ye röportaj veriyor. "Türkiye'ye ekonomik yaptırımlar uygulanmalı" diyor. Yani ekonomik olarak zayıflatılmamız gerektiğini söylüyor. "İhracat kefaletleri verilmemesi, Gümrük kolaylığına ilişkin kolaylıkların yapılmaması lazım" diye ekliyor. Ve gerekçesini gayet NET bir şekilde açıklıyor. "BU BİZİM TÜRKİYE'DEKİ MUHALEFETE BORCUMUZ.." Adam "Bunu yapmazsak Türkiye'deki muhalefeti desteklemiş olmayız" diye NOKTAYI koyuyor. Yani Türk ekonomisine saldırarak, Türk halkının cebinden çalarak Türkiye'deki muhalefete destek ve BORÇ ÖDEME konusunda ne kadar duyarlı olduğunu anlatıyor Christian... Tüm teröristleri destekleyip kapılarını açan, onları Berlin caddelerinde maaşa bile bağlayan Almanlar, Türkiye'de de borçlu olduklarını açıkladıkları muhalefetimize ekonomimize saldırarak alacaklarını verme sözünü iletiyor. Yani adamlar "Türkiye'yi atlet-donla bırakmak BORCUMUZ" diyor. Bu borçtan dolayı alacaklı olan muhalefetimiz bunun ne anlama geldiğini biliyor mu acaba?Türk Halkı gayet iyi biliyor!