Ancak kendi halklarından kat kat daha fazla olan başka halkları ve topraklarını sömürerek bu zenginliği ülkelerine taşıdılar.
Ortadoğu'da ve Afrika'da yer altı zenginliklerini Batı'ya uçurmak için seferber oldular. İngiltere, Fransa, Hatta Hollanda'dan tutun Belçika'ya kadar önüne gelen kendi ülkelerinden uzaklarda hem birbiriyle "Ben sömüreceğim" savaşına girdi hem de bölge halklarından milyonlarca insanı yeraltına gömdü. Yakın geçmişte tam bir soykırım yaşattı bu soysuzlar, kendi soylarını refah içinde yaşatmak için. Sadece Fransa, Cezayir'de 1.5 milyon kişiyi öldürerek soykırım yaptı. İşkence tekniği uzmanlığı tescilli olan General Paul Aussaresses gibi askerleri yargısız infaz yapmak üzere Cezayir'e gönderdi. Yıllar sonra sömürmeye doymadığı 14 Afrika ülkesine bağımsızlık verdiğini iddia eden Fransa oralardan hiç çıkmadı. Her yıl "Bağımsız" dediği 14 Afrika ülkesinden tam 500 MİLYAR DOLAR vergi topluyor, soymaya devam ediyor. Biz Paris sokaklarında gezerken aynı anda Fransa'da da müthiş bir tartışma vardı.
Fransa'nın sürpriz ve iddialı Cumhurbaşkanı adaylarından Emmanuel Macron ekrana çıkıyor ve "Sömürgecilik gerçek bir BARBARLIKTIR" diyordu. "Fransa'nın sömürgecilik tarihi insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur" diyordu. Adam resmen "Biz BARBARIZ" diye bağırıyordu. Evet onlar barbarlardı. Başka ülkelerde öldürdükleri milyonların haklarını, mallarını, paralarını ve zenginliklerini Fransa'ya taşıyarak kendi halklarına refah olarak dağıtmışlardı.
Devletin dağıttığı refahın üzerinde KAN KOKUSU olduğunu Halk hissetmiyor, alıp cebine indiriyordu. Evet bugün Paris dahil tüm BATI başkentlerinde refah var gibi gözüküyordu ama tanık olduğumuz bir başka konu da terör belasının kapının eşiğine dayandığıydı. Bugün Avrupa'da ırkçı partiler inanılmaz şekilde yükseliyor, birlik çatırdama noktasına geliyordu. Dünyanın en büyük sömürgeci Barbarlarından biri olan İngiltere vehameti görüp hemen topukluyor ve Brexist ile AB'den ayrılıyordu. Şimdi o İngiltere Avrupa Birliği tarafından üye ülkeleri bölme girişiminde bulunmakla suçlanıyor.
Avrupa Parlamentosu milletvekillerinden Alman Elmar Brok "İngiltere hükümeti AB üyelerine karşı böl ve yönet politikası uyguluyor" diye bağırıyor.
"Eğer Londra bu tutumuna devam ederse biz de Kuzey İrlanda ve İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan ayrılması için sorun çıkarırız" diye tehdit yağdırıyor. İngiliz istihbaratı MI6 ile AB lideri Almanya'nın istihbaratı BND şu anda karşı karşıya gelmiş durumda ve kılıçlar çekildi. Sömürgecilik uğuruna dünyayı kan gölüne çeviren BARBARLAR yüzünden bugün Euro bölgesi yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. DEAŞ'ı kuran ve "Artık ben sömüreceğim, Avrupa çıksın" diyen AKIL vasıtasıyla oluşturulan ölüm tarlaları...
Ölümden kaçan milyonlarca mültecinin kapısına dayandığı Avrupa... Ve bu krizle tırmanan Birlik içi gerginlik... Bugün dağılma ve parçalanma riskini, karşılıklı tehditleri havada uçuşur hale getirdi. Paris'in marka caddesi Şanzelize'de kahve içerken ihtişamı görüyorduk... Ancak sömürdükleri ve kan gölüne çevirdikleri ülkelerden gelenlerin yerleştiği Paris banliyölerinde tam 2 Şubat'tan beri her yer yanıyor. "Biz sömürgecilikle bal gibi de Barbarlık yaptık" diyen Cumhurbaşkanı adayı Emmanuel Macron "Banliyölere sahip çıkmalıyız" diye feryat ediyor. Soykırım yaptıkları insanların çocukları ve torunları bugün yerleştikleri Paris'te artık bir tehdit. Korkuyorlar, korkuyu yaşıyorlar. Zalimlerin değil zulüm görenlerin bir gün mutlaka kazanacağını artık bugün görüyorlar. Ve "Evet biz BARBARIZ" diyerek günah çıkartıyorlar.
Ortada bir itiraf var. Hem de dehşet ötesi bir "BARBARLIK" itirafı... Böyle bir ortamda Avrupa Parlamentosu başkanı Antonio Tajani de çıkmış gazetelere "Türkiye'deki haber alma özgürlüğünden endişe ediyoruz" diyor. Sevsinler seni... Barbarlık diyor adam barbarlık... Birliğin Almanya'dan sonra ikinci büyüğü Fransa'yı yönetmeye talip adam hem de... Onun üzerine gitsene!
Korumaya çalıştığınız o Birliğin insanlarına ait "Barbarlığı öğrenme özgürlüğü"nden başlayın önce... Doğrusu bu... Bize, sizden dolayı ancak milyonlarca yıl sonra sıra gelir.
