Tarihi 22 Nisan 2016

“Majesteleri”

Bazı milletvekillerimiz Osmanlı hanedanına maaş bağlanması için kampanya başlattı. Bazıları ayağa kalktı.
İçlerinde "Bu memlekette ne işleri var" diyenler bile bulunuyor. Kampanyaya tepki gösterilmesini gayet doğal buluyorum. Çünkü koca İmparatorluğu yıkan İngilizler 100 yıldır asla bu ülkeden çıkmadı. Neden çıksınlar ki? Kurdukları eğitim sistemiyle tarihine küfreden bir nesil yetiştirdiler.
Osmanlı'yı yıkmak için nasıl o dönemde bile binlerce işbirlikçi türetildiyse, 100 yıllık bir eğitimin parçası olarak bugün yüzbinlere ulaşmak zor olmasa gerek.
Bugün Osmanlı'ya ve Hanedana karşı tepki verenlerin eğittiği İngiltere'de Kraliçe'nin 90.
Yaşgünü kutlanıyor. Bizim medyada bazıları Osmanlı'ya öfke kusarken bakın İngiliz medyası Monarşi'nin Kraliçesi için dün neler yazıyor. İşte Daily Telegraph gazetesi'nden bir alıntı; "Kraliçe Elizabeth... Ulusun annesi kendimize inancımızı korumamızı sağlıyor... Savaş yıllarında edindiği görev bilinci sayesinde Kraliyet Ailesi'ni zorlu yıllardan çıkarmayı başardı. Doksanıncı yaşını kutlayan Kraliçe Elizabeth'in dönemi belki de Monarşi tarihinin altın çağı. Nice yıllara Majesteleri..." İnanın Kraliçe'nin 90. yaşgününe katılmak, "MAJESTELERİ" diye çığlık atmak isteyen, bu uğurda içi yanan çok insan vardır bu memlekette. "Ahhh ne güzel medeniyet kapımıza kadar gelmişti" diye Çanakkale Savaşı sonrası kaybeden İngilizler için gözyaşı döken yazarlarımız vardı bu memlekette.
"Yurtdışından damızlık erkek getirip ırkımızı Batılılaştıralım" diye köşelerini dolduranlar bu ülke topraklarında elini kolunu sallayarak geziyor, zengin oluyorlardı.
100 yıl sonra onların torunları da tabii ki Osmanlı'ya ve onu sevenlere saldıracak.
Osmanlı döneminde İngilizler'e çalışan ve sığınan Fuat Paşaların, Avni paşaların torunları Fuat Avniler tabii ki içimizde hiç eksilmeyecek. Osmanlı Balkanlar'dan Ortadoğu ve Afrika'ya kadar dünyanın en zengin topraklarına sahipti. Önce içerideki işbirlikçiler ile parçaladılar, ardından tam 100 yıldır bu toprakları soyuyorlar.
Savaş-terör-kaos ve darbelerle yönettikleri Osmanlı coğrafyasında kan ve gözyaşına bulanmış milyarlarca doları içlerine çekerek alıp, götürüyorlar. Washington'da Global Financal İntegrity diye bir araştırma kurumu var. 2010 yılında yayınladığı bir raporda sadece Afrika'yı anlattı. Korkunç rakamlar açıklandı o satırlarda. 1970-2008 tarihleri arasında Afrika'dan yasadışı yollarla çıkan PARA tam 854 MİLYAR DOLAR'dı.
Bugün bu rakamların 2 trilyon doları geçtiği tahmin ediliyor. Massachusetts Üniversitesi de 2008 yılında bir başka rapor yayınladı.
"Son 30 yılda 40 Afrika ülkesinden kaçırılan PARA, 607 MİLYAR DOLAR" deniyordu o raporda. Aynı dönemde 0 40 ülkenin toplam borcu 227 miyar dolardı. Bu ülkelerden terör, kaos, savaş ve darbelerle yoluyla kaçırılan paralar, İngiliz para aklama merkezi adacıklara yatıyor, oradan da London of City ve New York'taki finans merkezlerine gidiyordu. Soyguncular bir de utanmadan televizyonlarında "Afrika'daki açlık" belgeselleri yayınlayıp, insanlık dersi veriyordu. Suudi Arabistan Kralı da sadece Amerika'da 750 milyar dolarlık yatırım yaptıklarını açıklıyordu geçtiğimiz hafta.
Bu açıklanan para resmi yollardan yatırılan paralardı. Ortadoğu'dan yasadışı çıkan ve İngiliz adacıklarında aklanan paralar trilyon dolarları buluyor. Osmanlı tüm bu bölgelere adaletini götürdü. Soymadı, tam tersine din-dil-ırk ayrımı yapmadan herkesin refah içinde yaşaması için çaba harcadı. Hırsızlar, koca bir imparatorluğu Lozan'da 11 milyon metrekareden 783 bin 562 km'ye indirdikten sonra, girdikleri her bölgeyi talan ettiler.
Bölge halklarının hamisi Türkiye'yi de içerideki işbirlikçiler ve terör vasıtasıyla içeride tuttular. Öyle bir eğitim sistemi kurdular ki, içimizden HIRSIZINI seven, ecdadına küfreden nesiller çıkardılar. Ülke topraklarının üçte ikisini tapusuna geçiren, trilyon dolarlık serveti yöneten İngiliz kraliçesine "Majesteleri" diye bakan, yoksulluk içinde yaşayan Osmanlı Hanedanı'na da "Bu memlekette ne işleri var" diye bağıran cazgırlar devşirdiler içimizde. Yeni Türkiye ecdadına sahip çıkıp, soyulan ve kan gölüne çevrilen bölgelerde mazlumların sesi oldukça, "Dünya beşten büyüktür" diye bağırdıkça dışarıdan saldıranları anlamakta zorlanmıyoruz. İçimizdekileri de anlamakta zorlanmayacağız. Çünkü 100 yıllık "MAJESTELERİ" izlerini bir günde silemezsiniz.