David yukarıdaki konuşmayı, Antalya'ya Rus turistlerin yağdığı Ağustos 2014 yılında yapıyor. Türkiye ile Rusya arasında sıcak ve olumlu ilişkilerin tavan yaptığı bir dönemde geliyor bu iddialı açıklamalar. Ve devam ediyor; "Mesela bugün insanlar Putin'in kararlarına anlam vermeye çalışıyor. Ama Putin'in davranışları aslında Rus coğrafyası, topografyası ve demografisinin bir sonucu; hatta gereği... Putin, Batı'dan öyle korkuyor ki her hareketini Batı'nın Rusya üzerindeki hâkimiyet emellerini engellemek üzere tasarlıyor. Moskova'yla Batı arasında bir tampon bölge yok. Rusların genlerinde, kolektif hatıralarında bir kural var: Her yüzyıl, bir ya da iki kere Batılı birileri Moskova'yı almaya çalışır. Psikolojilerini bu algı şekillendiriyor. Ukrayna'daki karışıklıklarda da Batı'nın onlara doğru geldiğini düşündüler. O yüzden tüm imkanlarını Batı'nın baskısını kırmak üzere tesis ettiler. Kimi zaman siyasi kimi zaman da askeri manevralarla bunu yapıyorlar. İnsanlık Batı'yla Doğu arasındaki coğrafi, topografik korkuların esiri. Bugün de bu tarihi çatışma akımının içinde yaşıyoruz."
Habertürk'te yayınlanıyor bu röportaj. O dönemde bu açıklamaları okuyanlar mutlaka gülüyordur. "Türkiye Rusların peşinde olduğunu görecek" diyor adam açık açık.
Ve daha da ötesi 2011 yılında aynı David Passig İstanbul'da bir konferansa katılıyor....
Olayın boyutlarını daha yukarılara taşıyor ve diyor ki; "Kendi askeriyle savaşmaya istekli olmayan ABD, 1991 yenilgisini içine sindiremeyen Rusya'nın Doğu Avrupa'da ve Kafkaslardaki eski etki alanlarına ulaşma arzusunu dizginlemek için 2020 yılında bir sıcak çatışma ile Türkiye ve Rusya'yı Kafkaslar'da savaştıracak." Bu açıklamaları "2050" adlı kitabının tanıtımında yapıyor. Ve birden hala tam olarak çözemediğimiz bir şekilde sınırımızda Rus uçağı düşürülüyor. Moskova ile Ankara arasında 2020'ye dört kala ipler geriliyor. Rusya bir yandan Suriye'ye dalıyor, diğer yandan Ukrayna'yı ve Kırım'ı hallettikten sonra Moldova'da ayaklanma başlatıyor. Moldova hükümeti "Rusya bizde iç savaş çıkartmak için kendini yırtıyor. Hükümet karşıtı gösterilerin arkasında Rus istihbaratı var" diyor.
Passig'in dediği gibi Litvanya ve diğer eski Sovyet Cumhuriyetleri de sırada. Moskova Ermenistan ile çok yakın ilişkilere girip, silah yağdırıyor, Azerbaycan'a karşı kullanmak için Ermeni kartını oynuyor. Belki de Passig'in "Kafkaslar'da Rus-Türk çatışması" öngörüsünün fitilini Azerbaycan'a Erivan'dan başlatılacak saldırılar ateşleyecek. Aynı Rusya, Yemen'e de girmek için İran'la anlaşıyor.
Birileri yıllar öncesinden planlar yapıp bir oyun kuruyor... Birileri kurulan oyunları hissediyor ve Gelecek Bilimcisi olarak çıkıp anlatıyor. Evet David Passig'in Moskova-
Ankara ilişkilerinin en tatlı döneminde yaptığı açıklamaları bu açıdan önemsiyorum. "Kitabımdaki öngörülerin tutma ihtimali yüzde 50'ydi" diyor. Ancak şu ana kadar yüzde 80'e ulaşmış durumda. David Passig "Türk-Rus çatışması"na rağmen kitabında "21. yüzyıl Türklerin olacak" diyor. Türkiye'nin SÜPER GÜÇ olacağını ısrarla belirtiyor.
21. yüzyılın ikinci 10 yılında yani 2020'den itibaren Ortadoğu'daki devletlerle Türkiye arasındaki ekonomik, siyasi BAĞLILIĞIN pekişeceğini söylüyor. Katar'da üs kuruyoruz.
Kutuplarda Tük üssü açmak için yasa çıkarıldı.
Somali Devlet Başkanı dün Türkiye'deydi.
Erdoğan Somali ile kurulan bağları ve orada yakında hayata geçecek TÜRK ÜSSÜ'nü anlattı. Ankara önüne konan taşeron takozlara rağmen sabırla gidiyor. Oyunları ve oyun kurucularını görüyor. 2023'e az kaldı.
Oyuncaklar kaybedecek!