Tarihi 10 Aralık 2015

Çınarın kökleri

Osmanlı Çınarı'nın Yeni Türkiyesi Ortadoğu'dan Avrasya'ya, Afrika'ya ve okyanus ötelerine kadar dal ve bucak sararak, kökleşerek gümbür gümbür geliyor. Doğrudur; Osmanlı'yı yıktılar! Sultan Abdülhamit Han gibi çağının dahisini uşak ittihatçılara 'hal'lettirdiler.
İttihatçı zihniyeti aziz vatanın her noktasına yerleştirmek için tarihte benzeri görülmemiş operasyonlar yaptılar. Asırlarca kardeş kardeşe, huzur içinde birarada yaşattığımız Müslüman Hristiyan ve her etnik kökenden milletleri bize düşman ettiler. Osmanlıyı "emperyalist", "sömürgeci", "diktatör" diye tarih kitaplarına soktular.
Tornadan çıkmış gibi yetiştirdikleri Osmanlı düşmanı işbirlikçilerini, İslam coğrafyasının her köşesine yerleştirdiler, güç verdiler, sömürge valisi yaptılar. Ama büyük çınarın köklerine inemediler. Dallarını budadılar, gövdesini çürüttüler ama köklerine dokunamadılar.
İşte Yeni Türkiye bu binlerce yıllık ulu çınarın köklerinden yeşeriyor şimdi...
Tarihimizi bilmeden ve bize yutturulan yalanlarıyla yüzleşmeden Yeni Türkiye anlaşılamaz. İkinci Çanakkale olan Kut zaferini, İngilizler'e yaşattığımız tarihteki en büyük yenilgilerini kutlamayı bize yasaklayan ve hatta tarih kitaplarımızdantakvim yapraklarından çıkartan Londra ve İttihatçı kafasını iyi tanımamız lazım.
Prof. Dr. Muhammed Harb ismini duyanlarımız vardır. Muhammed Harb Mısırlı bir profesör, şu anda da Sabahattin Zaim Üniversitesi'nde öğretim üyesi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde "Yavuz Sultan Selim'in Suriye ve Mısır Seferi" konulu doktora yapmış bir bilimadamı.
İSAV'ın geçtiğimiz Haziran ayında İstanbul'da düzenlediği "Osmanlı Yönetiminde Arap Coğrafyası" sempozyumunda şunları söylüyor: "Ben Türkiye'ye ilk geldiğimde, her Mısırlı gibi, bize verilen eğitim sebebiyle, Osmanlı ve Türkler hakkında yanlış, olumsuz fikirlere sahiptim. Biz Mısır olarak, İngiliz sömürgeciliği altında 80 yıl kaldık. Onların yönetim şekli ve kafa yapıları, kültürleri bizi etkiledi. Bunun sonucu olarak Mısır'da Osmanlı demek, sömürgecilik demekti. Türkler işgalciydi, barbardı. İşgalciden, diktatörden, zalimden, sömürgeciden, ihtilalciden tutun her kötü sıfatı, İngilizler bize ders kitaplarımıza kadar koydu. Hatta birgün Mısır'da derste bir öğrencim bana 'Hocam Türkiye'de kaç Müslüman var?' diye sordu. Arabın ders kitabında İngiliz mantığının işi ne? Ben de Türkiye'ye Osmanlı düşmanı olarak gelmiştim." Aynı İngiliz kafası bu topraklarda işbirlikçiler aracılığı ile köpeğe "Arap" ismi koydurarak bizi Araplara düşman edip, atalarımızın at koşturduğu topraklardan koparmadı mı? Osmanlı'yı yağmalayıp tam 200 yıldır bölgeden trilyon dolarları taşımadı mı? Taşıdı ama bizi içeride öyle kilitlediler ki, ne bakacak gözümüz, ne de mecalimiz vardı.
Mısırlı Profesör Harb, Osmanlı arşivlerine girince gerçekle yüzyüze kalıyor ve diyor ki; "Osmanlıların Arap coğrafyasında ne kadar büyük ve faydalı hizmetler yaptıklarını görünce hayretten donup kaldım. Medeniyetimizin son ve mükemmel merhalesinin Osmanlı olduğunu farkettim. Osmanlı demek, İslam medeniyetinin ulaştığı en mükemmel ve insancıl nokta demektir. Gerçekleri görünce İngiliz yalanlarının dehşetini bizzat yaşadım. Hemen Osmanlı hakkındaki bu kasıtlı algı iftirasına karşı kitaplar, makaleler yazdım. Konferanslar verdim. Kongrelerde tebliğler sundum. 1993 yılında Osmanlı araştırmaları Merkezi'ni kurdum." İşte durum bu. Düne bakmadan, gerçek tarihimizi görmeden, İngiliz ve işbirlikçisi İttihatçı anlayışın günümüzdeki temsilcilerini teşhis etmeden, Musul'a asker göndermeyi, milyonlarca mülteciye kucak açmayı, mazlumların yanında olmayı anlayamayız. Türkmen kardeşlerimize TIR'larla gönderilen yardımları, zalim Esad'a karşı çıkmayı, PKK ve DAEŞ taşeron terör örgütleriyle en etkili mücadeleyi, olaylara küresel vizyonla bakmayı, Yeni Türkiye'nin giderek Ortadoğu'da, Balkanlar'da Kafkaslar'da, Avrasya ve Afrika'da küresel bir güç konumuna yükselmesini hiç anlayamayız! Barzani uçaktan iner inmez Ankara'da neden MİT'e koştu diye bakar kalırız. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı küresel saldırıların ve algı operasyonlarının şifresini çözemeyiz! İçimizdeki RUS'çuların, ESAD'çıların, malum yapıların, Çanakkale'de kendi ülkesine zarar vermek için yarışan İngiliz aşığı Abdullah Cevdet medyasının satılmış tetikçilerinin maskelerini indiremeyiz!