Bu memleket aleyhine ne gerekiyorsa o tezgahları zevkle uygulamıştı. Türkiye onu paketleyip ülkesine göndermiş "KOVMUŞTU" adeta. ABD'de Dick Cheney'in adamı Neoconların tetikçisiydi. Onun adı; Eric Edelmandı. Ben ona Edelman değil "EDELİMAN" diyorum. Şu anda bir think-thank kurumunun başındaydı. Sevinçle rapor yayınlıyordu seçimden birkaç önce. "Artık ABD'nin Türkiye ile stratejik ortaklığı bitti. Pragmatik, daha geri bir ortaklık dönemi başlayacak 1 Kasım'da" diyerek zil takıp oynuyordu.
Belli ki bizim yerli görünümlü ANKET ŞİRKETLERİNİN seçim öncesi yayınladığı araştırma sonuçlarından etkilenmişti. "Koalisyon geliyor koalisyon. Bu sistemde Türkiye'yi istediğimiz gibi yönetiriz" diye seviniyordu için için.
Sağolsundu bizim anket şirketleri... HALK bu ülkeye sopa indirmek isteyenlere, demir yumrukla cevap verdi, etkilerini okyanus ötelerine kadar taşıdı. Ve o anket şirketlerinin yayınladığı "YALAN" sonuçlarla bu ülke üzerinde nasıl oyunlar oynandığını, nelerden medet umulduğunu bir kez daha gördük. İsmi lazım değil bir anket şirketinin sahibi önceki akşam televizyona çıkmış "Üzerimizde mahalle baskısı vardı. Biz yüzde 49.5 bulmuştuk ama bunu açıklamamızı istemiyorlardı" diyordu. Müthiş bir itiraftı bu! Talimat ve baskının birinci merkezi, Edelman gibi Türkiye düşmanlarını pek seven TÜSİAD patronlarından gelmişti.
O isimlerin kimler olduğunu hiç merak etmeyin ANKARA biliyor. Ve daha neler neler... Anadolu'dan yedek parça üreten kaplanlara "AK Parti'yi değil, CHP ile yapılacak koalisyonu desteklemezsen bizden ödemelerini alamazsın" diyen PATRONLAR da dahil hepsi biliniyor. O patronlar, Türkiye'de Alman istihbaratının ne kadar güçlü olduğunu hepimizden daha iyi biliyor.
O Alman istihbaratının araştırma yapıp "Erdoğan açık ara kazanacak" diye rapor yazdığını, bunun üzerine Merkel'in apar topar nasıl Türkiye'ye koştuğunu hepimizden daha iyi biliyor. Onun için anket şirketlerine baskı yaptılar "Gerçeği saklayın" dediler, "Belki oy dağılımını etkileriz" diyerek hayaller kurdular. Ve taa Amerikalarda, Edeliman gibi bu ülkeden gizlice kovulmuş adamlara da "Koalisyon geliyor" diye hayaller kurdurdular.
Türkiye bu seçimden çok güçlü çıktığı gibi, bundan sonra tüm masalarda daha ağırlığı olan bir "LİDER"le karşılarına geçecek tüm ülkelerin. Bunu istemiyorlar, kolu kanadı kırık, kendi sınırlarına hapsedilmiş bir LİDER kovalıyorlardı. Halk, oyunları gördü, anketçilere, onlara baskı yapan PARADORLARA kadar gereken cevabı verdi. Onun içindir şimdi İngiliz basını koro halinde "Erdoğan kazandı", "Başkanlık sistemi" yolda diye hergün çarşaf çarşaf yazıyor. Türkiye'ye saldıranlar, 1 Kasım'dan sonra Türkiye'ye nasıl yanaşacaklarına dair kapalı kapılar ardında ter döküyor. O teri onlara OYUNBOZAN, müthiş bir BEYİNE sahip MİLLET döktürüyor. Biz seçimle uğraşırken, İngiltere'de "Suriye'de IŞİD'le savaşmak için" tezkere oylaması yapıldı.
Bize aylardır "Türkiye IŞİD ile mücadele etmeyerek dünyaya kazık atıyor" diye saldıran Londra Basını, kendi ülkesinde daha yeni oylama yapıldığına yarasa takılıyor. İşin ilginç yanı İngiliz parlamentosundan "IŞİD'le mücadeleye hayır" çıktı. Türkiye'yi IŞİD'le ortak göstermeye çalışan medya patronları da soluğu Londra'da alıp Altın madenlerine boğuluyor. Ne oyunlar, ne tezgahlar döndü bu memlekette. Oyuncu Deniz Uğur Instagram sayfasından çağrı yapıyor dün; "Seçim sonuçlarını beğenmeyenlerin 'Öküz bu millet' tepkilerini hiç bilimsel bulmuyorum.
Atatürk'ün millete, 'Öküz' dediğini hiçbir yerde okumadım. Dostlarımın olaylara daha bilimsel ve soğukkanlı yaklaşmasını, küsüp hayıflanmak yerine kendi muhalif duruşları doğrultusunda daha çok üretim yapmalarını dilerim" diye yazdı. Evet bu ülke topraklarında kendi insanlarımıza "ÖKÜZ" diyenler türettiler. Üretim yapmayan, hakaret, küfür yağdıranlar fışkırttılar her yerden. Küfür kıyamet giden gerilimin babaları, bir de utanmadan "Bu memlekette çok gerilim var" diye ortalıkta dolaşıyor.
Türkiye'ye saldıranların ve koalisyon için yanıp tutuşanların yanında yer alan küfürbazlar, anketlerle bile oynamaya kalkan PATRONLAR, onların işbirlikçi-saldırgan medya kukları ile bu memleketi gere gere bir hal oldular. Gerilimden azınlık iktidarları çıkarıp, ülke anahtarını dışarıya vermek için çırpındılar. HALK onları da ABD'li EDELİMAN'a çevirdi!
