"Kasaya iki mektup koydum.
Birini ben ölünce...
Diğerini gömüldükten sonra açın" diye...
Vasiyet ediyor.
Vehbi Bey vefat edince...
İlk mektubu açıyorlar.
"Beni çoraplarımla gömün" yazıyor.
Vasiyet üzerine...
Ayağında çorapları olduğu halde...
Yıkamaya getiriyorlar.
Yıkama işini yapacak imam;
"Dinimize aykırı.
Sadece kefen.
Çorap olmaz" diyor.
Çorapları çıkarılıyor, yıkanıyor.
Defin işleminden sonra vasiyeti gereği...
İkinci mektup açılıyor.
"Yaa gördünüz mü?
O kadar servete rağmen...
Bir çift çorap götüremedim...
Öte dünyaya" yazıyor.
Bu bir şehir efsanesi...
Kulaktan kulağa fısıldanıyor.
Doğru mu bilmem.
Aile açıklarsa öğreniriz.
Ancak her halükarda ibret verici bir efsane.
Aynı efsaneyi birileri...
Sabancı için de anlatıyor.
Vehbi Bey'in bursuyla eğitim alan...
Mehmet Ali Birand'ın tabutuna da...
Torunu Umberto Ali...
Küçücük çoraplarını asmıştı.
Ölüm soğuk...
Çoraplar anlam kazanıyor ölümlerde.
Ve ülkede 30 yıldır terör belasına...
İnsanlar ölüyor ve...
Çorapsız gömülüyor bir hiç uğuruna.
Analar ağlıyor.
Ocaklar sönüyor.
30 yıllık gözyaşına bu iktidar ilk defa...
Bu kadar ciddi...
Ve inandırıcı bir çözüm için adım attı.
İlk kez bir umut ışığı doğdu.
"Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!"
Böyle diyor şiirinde üstad Necip Fazıl.
Devam ediyor;
"Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!"
Hey gidi Tayyip Erdoğan...
Ölümleri durdurmak için...
Oy kaybetmek uğuruna...
Savaş bitsin, barış gelsin diye...
Adım attın ve şimdi koşuyorsun...
Sen koşmana devam et.
Cesetlerin gömüldüğü toprağa...
Sen barış tohumları saçmaya devam et.
Bitmezse toprak utansın.
Savaş'a hayır mızrağı...
Hedefe varmazsa bırak utansın.
"Yaradılanı yaşatmak için yaşıyoruz" diyorsun.
Provoke ediyorlar, edecekler de daha...
Yaşatmayız diyorsa birileri...
Ölümden ileride varış dediğin,
Geride ne varsa, bırak utansın!
Ey binbir tanede solmayan tek renk,
Bayraklaşmıyorsan bayrak utansın!
Belki de barış tohumları...
Yeşerecek topraktan.
Bırak oy kazanan kazansın.
Senin ismin ölümleri durduran olarak...
Tarihe kazınsın.
Birileri birilerini öldürmeye bakacağına...
Güneydoğu'da bir yerlerde...
Ayağında terlik ve çorapla okula giden...
Çocuklara bakıp utansın.
Artık birbirimizi öldürmek için değil...
ÇORAPLARIN üzerine ayakkabı uydurmak için...
Uğraşsın.
* * *
İNSAN ÇORAP DEĞİL
İnsanoğlu kul yapısı değil...
Örülmez. Yama tutmaz...
İğneyle iplikle dikilmez.
Bir bütündür parçaları...
Bölünmez. Yaradan örmüştür...
Çorap değildir...
Sökülmez.
Mehmet Burakgazi
* * *
ATAMIZIN BİRİ DEMİŞ Kİ;
CHP milletvekili;
Türklerle Kürtler...
"Eşit değil" dedi.
CHP'de isyan baş gösterdi.
Atamızın bir de;
"Kaçık çorap...
Bacak gösterir" demiş.
İyi mi?
