TÜRKİYE
Gabar'da petrol bulduğunda "Hani nerde bu petrol" diyen muhalefet liderlerimiz vardı. "Yalan, asparagas, seçim çalışması bu" diye çığlık atanlar oldu.
Maşallah güldür güldür petrol akıyor şu an Gabar'dan. Karadeniz'de gaz bulduğumuzda da aynı şekilde muhalefet saldırdı. En son önceki gün ek olarak 30 milyar dolarlık daha gaz bulduk Karadeniz'de.
Tam 3 yıl Türkiye'nin tüm gaz ihtiyacını karşılayacak bir kapasite bu. Muhalefet yine üzüldü. Yine saldıranlar oldu. Bunlar elin gavuru bulsa hemen inanır ve sevinçten havalara zıplar.
Kendi devletleri bulursa saldırmak ve yalanlamak için sıraya girerler.
Geçmişte de aynı kafalar vardı. Abdülhamid Han, Osmanlı'nın petrol haritasını çıkarttığında içerideki hainler, Mason paşalar "Hurra" çekti.
Nedeni basitti. O haritayı İngilizlere peşkeş çekeceklerdi. Nitekim öyle yaptılar. İngilizlerin gizlice sunulan o harita ve kendilerine çalışan hainlerin bolluğu karşısında ağzının suları aktı.
İştahla işbirlikçi Mason Paşaları kullanarak imparatorluğu içeriden geleceğin enerjisi aşkına yıktılar.
Mahmut Şevket Paşa vardı bir zamanlar.
"Katar ve Kuveyt gibi iki kasaba için ne gerek var İngilizlerle takışmaya" diyordu.
Ver gitsindi iki kasabayı İngilizlere... Şimdi oralarda trilyonlarca dolarlık petrol ve gaz rezervleri fışkırıyor.
O Mahmut Şevket Paşa, Sultan Abdülhamid Han'a ağır hakaretler ediyordu.
Darbecilerin başına geçiyor Abdülhamid Han'ı, tahttan indirmeye Emanuel Karasuları gönderiyordu.
Emanuelci, Mason ve ittihatçı Mahmut Şevket Paşa'nın 25 yıl şoförlüğünü yapan namazında, genç biri vardı. Emekli olduğunda soluğu Kudüs'te alıyor, ağlama duvarında Museviliği icra ediyordu.
Şoförlüğünü yaptığı Mahmut Şevket Paşa da Paris'e kaçıp, imparatorluğun parçalanmasına yol açacak Jön Türkleri kurup Mason Locası'nda kutsanıyordu. Peki biz ne yaptık? Şişli'deki Abide-i Hürriyet anıtının yanına KAHRAMAN GİBİ defnettik o haini. Bir de ANIT mezar yaptık.
İttihat ve Terakki'nin kurucularından Talat Paşa vardı bir de. Almanya'ya kaçtığında, İngiliz Tapınakçı Aubrey Herbert ile buluşmuş ve nefret ettikleri Abdülhamid Han'a İngiltere aşkına nasıl darbe yaptıklarını ballandırarak bakın nasıl anlatmıştı?
"Sanıyorum dünya tarihinde hiçbir güç, bir başkasına, bizim ihtilal yaptığımız dönemde İngiltere'nin Türkiye'ye davrandığı kadar BUYURGAN bir tutum içinde olmamıştır. Oysa ihtilalin ileri gelenleri sizden hoşlanıyor, hatta TAPIYORDU." İngilizlere KIRGINDI biraz Mason Talat Paşa... İngiliz Tapınakçı Lord Aubrey'in yüzüne söylüyordu kırgınlığını;
"1. Dünya savaşı başlangıcında İngilizlerin isteyip de bizim veremeyeceğimiz hiçbir şey yoktu. Çok çabaladık ama sizi hoşnut edemedik.
Soğuk davranarak bizi Almanların kucağına ittiniz." diyordu. Peki öldükten sonra biz ne yaptık? Onu da Şişli'deki Abide-i Hürriyet anıtının yanına gömdük kahraman gibi. Ona da tıpkı İngilizci Mahmut Şevket Paşa gibi ANIT mezar yaptık.
Bir de Mithat Paşa vardı. Sultan Abdülaziz'i boğarak öldüren darbeciler arasındaydı.
İngiliz Sir Henry Elliot, Abdülhamid Han'a da darbe yapması için planları bizzat hazırlayarak eline tutuşturmuştu.
Mithat Paşa ekibindeki İsmail Kemal, Köse Rauf ve Hasan Fehmi gibi Masonlara müderris kıyafeti giydirmiş ve medreseler göndermişti.
Bu kılık değiştirmiş Masonlar talebelere bol bol İngiliz altını dağıtmış ve "Ders okumak yerine haydi mücadeleye...
Böyle zamanlarda memleket önce gelir" diyerek Beyazıt ve Fatih'teki Saraçhane'ye yönlendirmişti. Öğrenciler Mason paşaların başbakanlık dahil kilit göreve gelmesini istiyor, "Mithat Paşa Meclis Başkanı olsun" diye bağırıyordu. O devirde özellikle Beyazıt ve Saraçhane'nin seçilmesi bana hiç yabancı gelmedi.
Bir şeyler çağrıştırıyor ama tam bulamadım.
Neyse... Dönelim Mithat Paşa'ya...
Yargılanacağı zaman çok sevdiği ve çalıştığı İngiliz sefaretine sığınmak istedi.
Ancak hafta sonuydu, kapalıydı. Soluğu Fransız elçiliğinde aldı.
Öldüğünde onun adını yıllarca Beşiktaş stadına verdik. Mason Cumhurbaşkanımız Celal Bayar, büyük hizmetlerinden dolayı Mason Mithat Paşa'ya sahip çıktı. Onu da yurtdışından Şili'deki Abide-i Hürriyet anıtının yanına taşıyıp, bir kahraman gibi gömdürdü. ANIT mezar yaptırdı. Yeryüzünde hainlere kahraman muamelesi yapıp ANIT mezarlarla ödüllendiren tek Millet bizdik. Mirasları Abdülhamid Han'ın petrol haritası oldu.
İngilizlere bıraktılar.
Şimdi onların torunları, ne zaman petrol veya gaz bulsak üzülüyor ve yalanlamak için bir yerlerini yırtıyor. Genler böyle... Yapacak bir şey yok. Kötü adı üzerinde kötüdür. Kötüden iyilik çıkar mı hiç?