Hoş geldin Ramazan | Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ile 11 ayın sultanı Ramazan
Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu 11 ayın sultanı Ramazan'da Takvim okuyucularıyla bir araya geliyor. Hatipoğlu, bugünkü köşesinde 'Hoş geldin Ramazan' başlıklı yazısıyla okurlarımızdan gelen soruları yanıtladı. İşte Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'nun 11 ayın sultanı Ramazan ile ilgili 24 Nisan tarihli yazısı...

Şükürler olsun Ramazan-ı Şerif'e erdik. Hepimiz son yılların en sıkıntılı zamanlarını yaşarken ramazan bir rahmet gibi geldi. Rabbim hepimize bu bereketli aydan en güzel şekilde istifade edebilmeyi nasip etsin.
Bugün Ramazan'ın birinci günü... Edep, hayâ ve kulluk şuurunun her yerde hâkim olması gerekiyor. Tövbe etmeli, orucumuzu tam tutmalı, namazımızı tam kılmalıyız. Bu yıl evlerimizde kılmak zorunda olduğumuz Teravih'i ihmal etmemeli, vitir ve gece namazı kılmaya itina etmeliyiz. Bu ay bizlere sunulmuş büyük bir fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Belki bir daha bu fırsatı yakalayamayız. Geçen sene bu günleri yaşayıp bugün aramızda olmayanlar yok mu? Günahlardan pişman olarak kendimize yeni bir rota çizelim. Zira Ramazan ayındaki ibadetler Rahman'ın arşında karşılık bulacaktır. Hz. Peygamber (sav) ramazan ayını geçirirken sadece Rabb'in rızasına talip olan kişi için şöyle bir müjde veriyor: "Kim sevabını Allah'tan dileyerek gündüz oruç, gece ibadetle ramazanı geçirirse annesinden doğduğu gün gibi günahsız olur." Ramazan, ahiret için bir sermaye... Cennet için bir anahtar... Ramazan da ahirete ekin atmanın mevsimi... Birbirimize nefret nazarıyla bakmak yerine sevgiyle kucaklaşalım. Bir arada olalım. Kendimiz kadar başkalarını da düşünelim. Birbirimiz için dua edelim. Hangimizin duası kabul olur, onu yalnızca Allah bilir. Âminlerimiz meleklerin âminleriyle beraber semaya yükselirken inanıyorum ki musibetler, belalar savuşup gidecek ve ülkemizi, coğrafyamızı terk edecek.

ORUÇ ALLAH'A TESLİM OLMAKTIR
Oruç, sadece yemek yememek, su içmemek değildir. Bütün varlığıyla, organlarıyla, iç âlemiyle Allah'a teslim olmaktır. Sadece yemek yememek, su içmemek İmam Gazali'nin deyimiyle "Halkın orucudur." Kalbiyle, organlarıyla oruç tutmak ise özel insanların orucudur. Kendini Rabbe teslim etmiş, kullukta mesafe almış insanların orucu kalp orucudur. Hz. Peygamber (sav) "Siz oruçluyken biri size sataşırsa ben oruçluyum desin" buyuruyor. Sataşana, hakaret edene onun üslubuyla cevap vermeyin buyuruyor. Ne kadar zor değil mi? Egoyu, nefsani duyguları bastırmak hakikaten zordur. İşte biz bu günlerde bu zor olanı yapmaya gayret edeceğiz. Sövene dilsiz, vurana elsiz, kalp kırana karşılıksız kalmak lazım... Becerebilirsek.

TEHECCÜD NAMAZINI KILALIM
Sahur için kalktığınızda teheccüd namazını kılmaya gayret edin. Ebu Zür'a-Razi büyük bir hadis âlimiydi. İbni Mace'nin Sünen'ini tahkik etmiş, Buhari hakkında değerlendirmede bulunabilecek kadar büyük bir hadisçi. Hadis ilminde, 'Emirel Müminin' sayılabilecek bir hıfza sahipti. Vefat ettiğinde rüyada görülür. Kendisine "Allah sana nasıl muamele etti?" diye sorulduğunda; "Hadis ilmine hizmetim ve gece herkes uykudayken kıldığım (teheccüd) namazları beni kurtardı" demişti. Rüya bu. Ama ibret taşıyan özel rüyalardır bu tür rüyalar. Onun için sahur vakti teheccüd namazını ihmal etmeyelim.



