Edirne'de öz kızını önce boğup sonra parçalara ayırmıştı! Cani babadan skandal sözler!
Edirne Keşan’da bir eğlence mekanında oryantallik yapan kızı Diğdem Uslu’yu boğarak öldürdükten sonra bıçakla parçalara ayıran baba Satı Uslu yargılanmaya başladı. Cinayeti itiraf eden baba Uslu’nun mahkemedeki ifadesinde 'Eşim ve benim bu olayla hiçbir alakamız yok. Tamamen yanlışlık sonucu buradayız. Susma hakkımızı kullandığımız halde ifade vermişiz gibi imza attırdılar. Sonra kendimizi cezaevinde bulduk” sözleri şoke etti. Anne Uslu da olay günü kızıyla kavga ederek baygınlık geçirdiğini ve hiçbir şey hatırlamadığını söyledi.

Keşan'da geçen 9 Ocak'ta, İspat Cami Mahallesi Özgün Yapı Kooperatifi arkasında bulunan ormanlık alanda, kozalak toplamaya giden bir kişi gazete kağıdına sarılmış kesik insan kolu buldu.
Polis ekiplerince yapılan parmak izi incelemesinde, omuz hizasından kesildiği belirlenen sol kolun, kentteki bir gece kulübünde oryantallik yapan Diğdem Uslu'ya ait olduğu tespit edildi. Kesik kolun bulunduğu ormanlık alanda, kadına ait olduğu değerlendirilen kalça kemiği, kafa ve diğer uzuvlar da bulundu.
Vücut parçaları üzerinde düzgün kesikler olduğunun belirlenmesi üzerine polis, Diğdem Uslu'nun dönerci ustası olan babası Hasan Uslu üzerine yoğunlaştı. Uslu Ailesi'nin evinde yapılan incelemede de cinayet izleri bulundu. Polis, baba Hasan Uslu ve anne Satı Uslu'yu gözaltına aldı.
Polisteki sorgusunda susma hakkını kullanan Hasan Uslu, savcılığa verdiği ifadesinde, kızını elleriyle boğduğunu, bıçakla parçaladığı cesedi bir süre derin dondurucuda sakladığını ardından da sırt çantası içerisinde kızının köpeğini de yanına alarak 7 gün boyunca parça parça ormanlık araziye gömdüğünü söyledi.

Hasan Uslu, 'altsoydan akrabayı kasten öldürme', Satı Uslu ise 'suçu bildirmeme' suçundan tutuklandı. Baba ve annenin yargılanmasına Edirne 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı.
'EVE SARHOŞ GELİP, DARP ETTİ'
İddianamenin okunmasının ardından savunması sorulan baba Uslu, kızı Diğdem'in psikolojik sorunlar yaşadığını iddia ederek, yaşam tarzından rahatsızlık duyduğunu söyledi. Uslu, "Kızımı tedavi ettirmek için uğraştık.
Üniversite okuması için teşvik ettim. Daha sonra üniversite eğitimini bıraktı. Gece geç saatlerde eve sarhoş gelmeye başladı. Keşan'da bir eğlence merkezinde çalışıyordu. Gidip görmedim, bana kendisi söyledi. Eve sarhoş gelip, annesine ve bana hakaret edip, bizi darbetti.
Eğlence merkezinde birlikte olduğu adamlar kapıya dayanıyorlardı.
Kızıma yaptığı işten dolayı utanç duyduğunu söyledik. Kendisini her türlü tedaviye götürdük. Kız kardeşine, annesine, bana sürekli saldırgan bir tutum içerisindeydi. Bir insan evladının kötü yola düşmesini ne kadar içine sindirebilir? Ailesi olarak biz böyle olmasını istemedik. Çok ağır küfürler ederek, annesine saldırdı. Annesi bayıldı. Bir anda şuurumu kaybetmişim. Kendime geldiğimde eşimi salona yatırdım" dedi.

'TAMAMEN YANLIŞLIK SONUCU BURADAYIZ'
Hasan Uslu, olay günü Diğdem'in annesiyle kavga ettiğini ifade ederek, "Saldırıp hakaret etmeye başladı. Yüzüme, gözüme yumrukla vurdu. Küfür etti. Eşim bizi ayırmaya çalıştı. Başaramadı. Anlatılanları tekrar yaşamak istemiyorum.
Her şey bir anda oldu. Eşim ve benim bu olayla hiçbir alakamız yoktur. Tamamen yanlışlık sonucu buradayız. Bize verilen evrakları okumadan imzaladık. Karakolda anlattıklarımız ile imzaladıklarımız aynı değil.
Susma hakkımızı kullandığımız halde ifade vermişiz gibi imza attırdılar. Sonra kendimizi cezaevinde bulduk. Yazılı ve görsel medyada, kamuoyunda katil, cani olarak yer aldık" diye konuştu.
'DERİN DONDURUCU ALDIM, GERİ SATTIM'
Ceset parçalarının bulunduğu bölgeye, ilk defa polislerin kendisini götürmesi üzerine gittiğini iddia eden baba Uslu, "Cesedi ilk defa orada gördüm" dedi.
Mahkeme başkanının, "Savcılıkta da boğarak öldürdüğünü söylemişsin" şeklindeki hatırlatması üzerine, savcılıkta tehdit edildiğini öne süren Hasan Uslu, eve neden derin dondurucu aldığı sorusunu ise "Ben esnafım. Derin dondurucu aldım, geri sattım. Her dondurucu alan ceset parçalayıp donduracak değil ya" diye yanıtladı.
Savcılık ve sorgu hakimliğinde verdiği ifadeler okunan Hasan Uslu, kızını boğduğunu söylediği kısımların doğru olmadığını savundu. Sırtında çantayla Diğdem Uslu'nun köpeğini gezdirirken kamera görüntüleri olduğunun hatırlatılması üzerine de her sabah köpeği gezmeye götürdüğünü, çantaya da oyuncaklarını ve tasmasını koyduğunu anlattı.
