Kaya tuzu bombası

Prof. Dr. Karatay kaya tuzu için ‘beyaz altın’ dedi. Prof. Dr. Osman Erk yanıt verdi: Bu tuz altın falan değil. İçinde atom bombası yapımında kullanılan kanserojen maddeler var...

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 25 Kasım 2017 Güncelleme 25 Kasım 2017, 02:10
Kaya tuzu bombası

İÇİNDEKİLER

SON yıllarda tuz seçenekleri arttı... İyotlu, iyotsuz rafine tuzlarının dışında, Himalaya ve kaya tuzunun yıldızı 'doğal' olduğu iddiasıyla parladı. Ezber bozan açıklamalarıyla dikkat çeken Prof. Dr. Canan Karatay, 'beyaz altın' diyerek herkese kaya tuzunu önerdi. Tuz gerçeğini İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk anlattı...

KANSEROJEN MADDELER
Bir şeyin doğal olması sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Sağlık Bakanlığı yetkilileri kaya tuzunda atom bombası yapımında kullanılan plütonyum, talyum ve radyum gibi istenmeyen radyoaktif elementlerin bulunabileceğini bildirmişlerdir. Bu elementler de kanserojendir. Kaya tuzunun çıkarıldığı yerlere göre kalitesi değişir. İçinde ne olduğu anlaşılmayan, menşei bilinmeyen tuzlardan uzak durmak gerekir. Bu tuzun içeriğini tüketici anlayamaz.

'ALTIN' DİYE BİR ŞEY YOK!
Kaya tuzu ve Himalaya tuzu ne yazık ki şifa diye sunuluyor. Bunlardan mucize beklememek lazım. Altın diye bir şey yok. Radyoaktif maddeler içeren bu tuzları uzun süre kullanmak kansere yol açar. Kaya ve Himalaya tuzundan elde edilecek vitamin-mineralleri sebze-meyvelerden, kuruyemişlerden baharatlardan alabiliriz. Kaya tuzunda sodyum klorür var. Bu da böbrekleri ve damar sistemimizi bozar, tansiyonu yükseltir, su tutarak vücutta ödem oluşturur.

HİMALAYA İSTİSMARI
Himalaya tuzu da aslında bir tür kaya tuzudur. Rengi, içinde barındırdığı demir oksitten dolayı pembedir. Rafine olmamış Himalaya tuzunda yüzde 85 kadar sodyum klorür, yüzde 15 kadar mineral, element ve diğer katkı maddeleri vardır. Oldukça istismar edilen bir tuzdur. Çok pahalıya satılmaktadır. Rafine olmamış kaya tuzundan farklı değildir, mucize yaratması beklenemez. Hatta fazla demir içerdiği için zararlıdır.

VÜCUT İHTİYAÇ DUYAR
En doğrusu rafine edilmiş iyotlu tuzdur. Bunu da çok az miktarda kullanmak gerekir. Çünkü vücudun tuza ihtiyacı vardır. Günde 3-5 gram tuz yeterlidir. Hatta tuzu bitkisel besinlerden karşılamak mümkündür.

İYOTSUZ OLMAZ
İYOT eksikliği çocuklarda zeka geriliği, gebelerde ölü doğum ve düşük ile guatr riskini artırıyor. İyotun vücutta büyüme ve gelişmeyi sağlayan tiroit hormonlarının işlevini yerine getirirken kullandığı en önemli elementlerden biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Osman Erk, "Rafine edilmiş iyotlu deniz tuzu çok az miktarda kullanılabilir" şeklinde konuşuyor.

HAYATINIZLA OYNAMAYIN
AŞIRI miktarda tuz tüketmek hipertansiyona, böbrek yetersizliğine, kalp krizine ve felçlere neden olur. Tuz fazlalığının mide kanserlerine eğilim yarattığı, mideyi tahriş ettiği, midede Helicobacter Pylori enfeksiyonlarının sıklığını ve ağırlığını arttırdığı bilinmektedir. Fazla tuz ayrıca kemik erimesi (osteoporoz) ve insülin direncine yol açar. İnsülin direncinin sonu ise obezite ve şeker hastalığıdır.

KİMLER İYOTLU TUZ KULLANMALI?
TİROİT hastalığı olmayan yetişkinler, çocuklar ve hamileler iyotlu tuz almalıdır. Yine çocuğun annesinden emdiği sütte bulunan iyot beyin gelişimi için son derece önemli olduğu için emziren anneler de iyotlu tuz kullanmalıdır.

​ KİMLERE YASAK?
İYOT alımındaki artış, var olan guatrı tedavi etmekten çok, guatrın görülme sıklığının azalmasında etkilidir. Bazı tiroit hastalarının örneğin Graves hastalığı, Hashimoto tiroiditi ve sıcak nodülü olan hastaların iyotlu tuz kullanmaları sakıncalıdır. İyot, tiroid bezi hastalıklarının önlemesinde çok etkilidir fakat tiroit hastalıkları başladıktan sonra iyottan sakınmak gereklidir.

FAZLASI TİROİT KANSERİ NEDENİ
İYOT her ne kadar sağlık için önemli olsa da aşırı iyot tüketimi de o kadar zararlıdır. Fazla iyot tüketenlerde tiroit kanseri, hipertiroidi ve Hashimoto hastalığı sıklığı artmıştır. AntiTPO antikorları yüksek olanlarda iyotlu tuz tiroidin az çalışmasına neden olabilir. İyotlu tuz hipotiroidi varsa bunu ağırlaştırabilir, sinsi hipertiroidi varsa yine bunu da aktive edebilir.

MİKTARI AZALTIN
MASADAN tuzluğu kaldırın. Tuz yerine baharat harmanları yapın. Baharat ve maydanoz, nane, kekik, dereotu, rezene, fesleğen gibi aroma sağlayıcıları tuz yerine tercih edin. Tuzsuz ekmek tüketin. Pişirilen yemeklere daha az tuz ekleyin. Zeytin ve peyniri akşamdan suda bekletin. Yemeklere daha az salça ekleyin. Konservelerden uzak durun. Turşu tüketimini abartmayın ve yıkamadan yemeyin. Ürünlerin sodyum miktarına bakın. İşlenmiş ürün kullanmayın. Bulyonu cipsi eve sokmayın.