Spor yazarları Beşiktaş-Fenerbahçe maçını yorumladı

Giriş Tarihi 02 Mart 2018, 00:00 Güncelleme 02 Mart 2018, 10:50
Spor yazarları Beşiktaş-Fenerbahçe maçını yorumladı

İÇİNDEKİLER

Rıdvan Dilmen: Tarihi bir derbiydi

Gergin bir pazarı geçmiştik. 1-0'dan dönüp, 3-1'i elde edip, "Ligde ben de varım" diyen moralli Beşiktaş ile sonuçtan çok oyundan demoralize olmuş F.Bahçe rotasyonla sahaya çıktı. Sahada iki hocanın da istemediği gergin bir ortam vardı. Özellikle Aykut Kocaman'ın istemediği 102.5 dakiklık, yorucu bir maç oynandı.
Tarihe geçecek maçlardan biri oldu. Aslında sakin başladı oyun... Sanki 3 gol yiyen, kötü oynayan F.Bahçe yoktu sahada. Uzun zamandır oynamayan Mehmet Ekici de olmak üzere güvenli başladılar. Kaleci dahil 4 savunma da rotasyonluydu.

İki ayaklı maçta skor F.Bahçe'nin lehine bitti.
Oyunla ilgili çok şey konuşmak isterdim ama bireysel anlamda Aatif ve Skrtel'in çok iyi performansı, iki takım oyuncularının mücadelesi vardı.
Her şey yolundayken, oyuncuların acemice yaptıkları saçmalıklar birbirlerine ikram şekilde gitti.
F.Bahçe'de iyi de oynayan Alper gereksiz bir kırmızıdan atıldı. Buna rağmen Mehmet Ekici'nin yaratıcı pasında Şener'le golü buldular. Şenol hoca pazar gününün yıldızı Quaresma'yı soktu, ilk yarıda olmayan Lens'in yerine ama başka bir Alper vakası çıktı Quaresma'dan. Şenol hoca, maçı çevirmek için soktu oyuna ama o 'çevirmeyelim' dedi. Kırmızı oyunu hareketlendirdi. İlk yarıda yüz metre koşup kalesini terk ettiği için sarı kart gören Volkan, bu kez ikinci sarı karttan atıldı. Ben ortada taciz olmadığı sürece takım kaptanlarının bu kadar itirazla atılmasını doğru bulmuyorum..

102.5 dakikanın içinde göze hoş gelen ataklar da oldu. F.Bahçe'nin attığı ilk gol, pas yaparak Soldoda'nın tek vuruş ustalığı vardı. F.Bahçe adına atılan golde de enteresandır Vida'nın eline geldi öyle gol oldu. Gol olmasa; kırmızı ve penaltı olacaktı. Talisca'nın attığı gol Hasan Ali'den sekti gitti. Aykut Kocaman'ın akıllı davranıp üçüncü değişikliğini yapmamasının Volkan Demirel'in kartından sonra anladık.
İş rövanşa kaldı. Bu sezon böyle bir karar alınmış herkes uymak zorunda. Ancak derbilerde önümüzdeki yıl yapmaları gereken, deplasman avantajını kaldırsınlar. Deplasmandaki gol iki sayılmamalı.

Biraz vicdan
Gelelim Federasyona... Maçı izlerken hiç mi üzülmediniz? Niye biliyor musunuz;
3 gün sonra F.Bahçe'yi Akhisar karşısına çıkarıyorsun. G.Saray'ın, Beşiktaş'ın, Akhisar'ın dinlenmesini doğru buluyorum.
F.Bahçe, Pazartesi oynayabilirdi. Sezon sonunda puan puana aynı saatte başlayabiliyor.
Eller vicdana konup futbolcuları da kulüpleri de korumalısınız..

Erman Toroğlu: Rövanşı da Fırat yönetsin
Sahanın içinde enteresan bir 90 dakika vardı… Duyduğum kadarıyla soyunma odası koridorlarında da enteresan olaylar yaşanmış. Yani tekmili birden hem korku filmi gibi bir maç, hem heyecanlı bir maç, zaman zaman da güzel pozisyonların olduğu bir maç.
Bir hakem için kolay maç mı?
Hayır çok zor. Önce futbolculardan başlayalım bırakalım hakemi… Alper… Yahu kardeşim bir sarı kart almışsın ve bu sarı kartı çok doğru aldın. Tehlikeli pozisyonu çok doğru bir şekilde kestin ve haklı bir kart gördün. Ama ondan sonra yaptığın iş akıl işi değil. Bu işi yapan insanın deli olması lazım.
Quaresma... Devre arası oluyor, Portekizli ile Babel giriyorlar.

A Spor'da Serkan Korkmaz ile maçın ilk yarı değerlendirmesini yapıyoruz. Serkan, "Quaresma girer, kenardan ortalar yapar, Negredo gol atar" diyor. Bana da soruyor "Ne diyorsun?" diyor.
Ben de "Dediklerinin hepsi doğru da oyunda kalırsa dediklerini yapar" diyorum. Quaresma giriyor 2 dakika sonra atılıyor.
Aslında Quaresma'nın atıldığı pozisyonda Souza'nın da sanki bir kırmızı görmesi lazım. Zaten orada bütün maçın filmi kopuyor.
Volkan gereksiz yere kalesinden geliyor, güya olayı ayıracak. Sanane kardeşim! Senin sarı kartın var. Nitekim saçma sapan "Çizgiyi geçti mi, geçmedi mi?" tartışmasındaki bir pozisyonda kırmızı gördü. Aslında çift sarıdan kırmızıyı o kavga anında görebilirdi. Bakınız!
Yazı şu ana kadar hep sarı ve kırmızı kartları yazarak geçti.
Peki futbol var mıydı? Kötü değildi, kalite yoktu, heyecan vardı.
Maç iki tarafa da gitti geldi.
Ama Fırat Aydınus, en büyük hatasını uzatmanın son dakikalarında Babel'e yapılan net penaltıyı vermemekle yaptı.

Bakınız! Bu söyleyeceğim şaka değil. İmkansız bir şey değildi. Demegoji de yapmıyorum, espri de yapmıyorum. Rövanş maçını kesinlikle Fırat Aydınus yönetmeli.
MHK bunu yapabilir mi, bilmiyorum.
Neden? Madem bu maçın yorumunu Fırat böyle yaptı, rövanşı da aynı hakem yönetsin. Kimse kimseye bir şey söyleyemesin.
Her şey bir yana heyecanı, tansiyonu yüksek bir maç izledik.
"Herkesin eline ayağına sağlık" diyelim, rövanşı bekleyelim. Fenerbahçe, büyük bir avantaj yakaladı ama 2-2'nin psikolojik baskısı fazladır.
Yani "Ben 0-0'a, 1-1'e bile elerim" zihniyetine girerlerse zorlanırlar. Yani rövanşta gergin olan Fenerbahçe olacak, Beşiktaşlılar değil. Çünkü Beşiktaş'ın orada kaybedecek hiçbir şeyi olmayacak.
En tehlikeli insanlar, kaybedecek bir şeyi olmayacak insanlardır.

BÖYLE OYUNCULARA HOCALIK YAPMAK ZOR
BAKINIZ... Teknik direktörleri bazen tenkit ediyoruz, sert şekilde eleştiriyoruz, "Bu adamla maç başlanır mı, bunu niye oyuna almadın, oyuna hamle yapamadın, takımına hakim olamadın" diye yeri geliyor yerden yere vuruyoruz.
Ama şu da var arkadaş!
Bu kadar kolay, bu kadar zeka özürlü sarı ve kırmızı kartlar gören oyunculara teknik direktörlük yapmak da hakikaten zor iş!

Zeki Uzundurukan: Bu derbinin filmi yapılsa Oscar alır!
Her dakikası nefes kesen bir derbi izledik. Özellikle de ilk yarısı şahaneydi! İki takımı da ortaya koydukları tahrip gücü yüksek futbol için tebrik etmek lazım...
İlk yarıda beceriden çok, hatalar zinciri ön plana çıktı. İki takımda yapılan kritik top kayıpları ilk 45'te 3 gol izlememizi sağladı.
Dün maça izlerken kendi kendime 'Beşiktaş, Lens'le neden uzun soluklu bir sözleşme yapma gereğini duydu?' dedim. Lens, şu ana kadar Beşiktaş'a ne verdi sorarım size! Dün takımını öne geçirecek bir pozisyon yakaladı ilk yarıda. Amatör bir futbolcu yapmaz Lens'in yaptığını! Yahu bu ne bencillik Lens! 3'e 1 yakalamışsın Fenerbahçe savunmasını.... Negredo ve Talisca bomboş pozisyonda, yani golle burun buruna senden pas bekliyor. Sen ne yaptın? Pozisyonda o kadar ağır kaldın ki, ne topa vurabildin, ne de pas çıkarabildin?

Bu pozisyondan kısa süre sonra 10 kişi ile oynayan Fenerbahçe, 2. golünü buldu. Dediğim gibi ilk yarıya hatalar damgasını vurdu.
Negredo'nun attığı golden önce Mehmet Topal, takımı hücuma çıkmışken öyle bir top kaptırdı ki; sonuç golle sonuçlandı, Soldado'nun golünde ise Beşiktaş savunması büyük kademe hatası yaptı. Mehmet Topal, beraberlik golünün asistini yaparak kendisini affettirdi. Fenerbahçe'nin Şener ile bulduğu 2. golde ise top, Vida'nın adeta vücuduna dolanarak ağlara gitti. Ya Alper Topuk'un gördüğü gereksiz kırmızı karta ne demeli?
Pozisyon Hasan Ali ile Tolgay arasında geçiyor. Ve senin sarı kartın var. Neden sen de iki oyuncu arasındaki tartışmayı şiddetlendirip, Tolgay'ı yere itiyorsun? Böylesine büyük bir derbide takımını 10 kişi bırakıyorsun!
Bu arada Beşiktaş'ın Caner ile bir şutunda topun direkten döndüğünü de hatırlatalım.

Üç kırmızı da doğruydu!
Şenol Güneş, ikinci yarıya iki önemli silahını (Quaresma ve Babel) sahaya sürerek başladı. Sonuçta iki ayaklı bir maç ve evinde geridesin. Üstelik de güçlü rakibinden 2 gol yemişsin. Vida ve Lens'in kenara alınması doğru karardı.
Lens takımını 2. golden ederken, Vida da hataları ile saç-baş yoldurdu ilk yarıda.
İlk yarıda futbolun güzelliklerinden söz ederken, ikinci yarıda güzellikler, yerini bir anda birkaç dakikalığına kavgaya bıraktı. Quaresma'nın gördüğü direkt kırmızı karttan sonra bir anda saha karıştı. Yumruklar, itişmeler, sözlü sataşmalar atmosferin yükselmesine neden oldu. Fırat Aydınus, Quaresma'ya gösterdiği kırmızı kartta haklıydı. Çünkü Quaresma, De Souza'ya yumruk attı.
Sarı kartı olan Volkan Demirel, dün ikinci sarıyı yani kırmızı kartı görmek için adeta herşeyi yaptı.
Sakin olması gerekiyordu ama o sinirlerine ve öfkesine yenik düştü.
Fırat Aydınus, Volkan'ı idare etti aslında. Ama Volkan ısrarla kırmızı karta yürüdü... Sonucunda Fenerbahçe 9 kişi kaldı.
Ardından bütün hücum silahlarını sahaya süren Şenol Güneş, skorun 2-2'ye gelmesini sağladı. Ama rövanş öncesinde avantajı yakalayan Fenerbahçe oldu.
Son yılların en heyecanlı derbilerinden birini izledik. Her sahnesi nefes kesen Oscar'lık bir macera filmi gibiydi...

Sinan Vardar: Yumruk yumruğa derbi

Yumruk yumruğa, tekme tekmeye bir derbi izledik.
Şenol Güneş maça Taliscalı, Lensli rotasyonla maça başladı. Amacı Trabzon deplasmanına dinç çıkmaktı ama hesap tutmadı.
İki takım oyuna kontrollü başlarken Negredo ve Saldado harika golleriyle son yılların en güzel derbisini izliyorduk.
Önce Soldado oyunu gerginleştirmeye çalıştı.Başardı da! Ama onu başladığı gerginlikle Fenerbahçe Alper Potuk'un atılmasıyla 10 kişi kaldı. Tam Beşiktaş avantaj yakaladı diye düşünürken ilk 45 dakikanın son dakikasında Siyah-beyazlı takımın savunmasının uyumasıyla öne geçmesi futbolun cilvesiydi.
İlk sözüm Quaresma'ya! Pazar günkü derbi maçın son anlarında Valbuena'ya arkadan yaptığı faul kırmızı kartlıktı. Dün yaptığı amatörlükten öte mahalle maçında yapılmayacak hareketti.

Ah Quaresma ah, ne gerek var ki bunlara! Ne ceza alacak bilmiyorum ama Trabzonspor maçında olmayacak. Tabii Volkan Demirel için de ne söyleyeceğimi bilemiyorum! Ah unutmadan Volkan belli ki Talisca'yı çok iyi çalışmış. Brezilyalı daha topa vurmadan vuracağı köşeyi tahmin ediyordu. O çıktı Talisca affetmedi.
Beşiktaş derbide Atiba'yı çok aradı. Kanadalı bu takımın olmazsa olmazı.
Dün kazanılması gereken bir maçtı ama bence Beşiktaş'ın tur şansı yüzde 50'nin üstünde... Hakem Fırat Aydınus korkusuzca maç yönetti. Çıkardığı kartlar doğruydu. Oyunu gereksiz faullerle durdurması güzeldi. tek tarşılacak kararı maçın uzatma anlarında Babel'in yerde kaldığı pozisyondu.

Bir Allah'ın kulu yok mu?
Unutmadan dün Beşiktaş'ta Lens diye bir oyuncu vardı. Beşiktaşlılar sezon başından beri patlamasını bekliyor. En sonunda tribünler patladı "Dışarı" diye protesto etti. Dün forma giydiği ilk 45 dakikada 3'e bir yakalanan pozisyon öyle bir harcadı ki saç baş yoldurdu.
Cumartesi günü Beşiktaş'ın borcu açıklandı. Rakam 2 milyar TL'ye yaklaştı.
Nasıl ödenecek bilmiyorum ama Beşiktaş yönetimi iki gün önce Lens'i transfer ettiğini resmen açıkladı. Bunun maliyeti tam 55 milyon TL... 40 bin Beşiktaş kongre üyesi arasında bir Allahın kulu kongre üyesi bunu sorgulamaz mı; gerçekten inanılacak gibi değil!

Mert Aydın: Kırmızı gece

Tam sevinmiştik hafta sonunda.
Kimin kazandığından bağımsız gerginliğin az olmasıydı mesele. Ama aynı statta dün gece bu kez dirsekler, çirkin itirazlar, itiş kakış ve kırmızı kartlar başroldeydi.
Hafta sonu futbol resitali sunan Quaresma, bu kez oyuna girdikten kısa süre sonra önce dirsek atıp kırmızı kartı gördü. Yetmedi geri dönüp hesabı kapatmak istedi.
Önüne çıkana vurmayı ihmal etmedi.
İki takım oyuncuları birbirleriyle kavga etmekten bir süre futbol oynayamadılar. Volkan Demirel yılların tecrübesi. Takımının attığı ikinci golden sonra saçma sapan bir sarı kart gördü.

İspanyol rüzgarı
İkinci yarı ikinci sarı kartı görme çabasını sürdürdü ve atıldı. Alper sarı kartı varken Tolgay'ı herkesin gözü önünde itiverdi ve atıldı.
Halbuki ilk yarıda karşılıklı pozisyonlar vardı. Negredo ve Soldado karşılıklı goller atmış İspanyol rüzgarını hissettirmişti.
Beşiktaş, Lens'in bonservisini aldığı şu günlerde daha iyi bir performans bekliyordu. Ama Hollandalı oyuncu sahada hayalet gibiydi.

Birinci sınıf pas verdi
Bulduğu pozisyonda da Hasan Ali yetişene kadar düşündü. Fenerbahçe'de uzun süre sonra oynayan Mehmet yorulana kadar etkiliydi.
İkinci golde Şener'e verdiği pas birinci sınıftı.
Tabii art arda gelen kırmız Kartlar teknik adamların taktik planlarını alt üst etti.
Oyuncu değişikliği haklarını istedikleri gibi kullanamadılar.
Kaleci Volkan Demirel atılınca kırmızı kart görüp oyundan atılınca yerine oyuna giren Kameni ısınmadan kalesinde golü gördü.
Açıkçası uzun yıllar unutulmayacak bir derbi yaşandı.
Ne yazık ki unutmama nedenimiz sahada oynanan futbol olmayacak.
Bu sonuç 1 ay sonraki rövanşa bilinmezlik bıraktı. Az da olsa avantaj Fenerbahçe'de.

Dr. Gürkan Kubilay: Dispne

Trabzon maçını düşünen Güneş, 2 sol bekten sol kanadını kurmuş, ''belki bu sefer olur'' diye Lens'i başlatmış, aynı şekilde Akhisar maçını düşünerek rotasyona giden F.Bahçe, 4-4-2 başlamış, öne Alper ve Soldado'yu koymuş, orta sahanın sol dışını Ekici'ye teslim etmişti.
Maç önü A Spor yayınında ''Ekici'nin sağlam olduğuna inanmasa ilk 11'e koymaz, Talisca, Negredo ikilisi birbirine pas ile gol bulur, Soldado'da kalabalık giden F.Bahçe'nin gol ayağı olur'' demiştim.
Daha ilk yarı tümü oldu. Ama, 2 sol bek'in oynadığı kanat, buna rağmen en çok atak yiyen yer oluyordu. Babel ve Q7'nin olmadığı hücum aksiyonu, Beşiktaş'ın 30 dakikada sadece 3 orta yapabilmesini sağlıyordu.
Tüm atak şansı, Talisca'nın bire birdeki ataklarına kalıyor, maçın en kötüsü Lens'in ağırlığı ,hem orta yapmasını engelliyor, hem de bomboş pozisyonda ne pas verip, ne de şut atabildiği bir garabet durum yaratıyordu. Oysa atsa, 2. yarıya o başlayacak, Quaresma da belki atılmayacaktı.
Öndeki adamlarına Medel ve Tolgay'dan da pas bağlantısı yoktu. F.Bahçe ise Aatıf, Ekici ve Alper ile topu ayağında daha bilinçli tutan ve öne oynayan takımdı.
Bu, Beşiktaş'ı bozdu.

Güneş de formsuzdu
Yine de , mücadeleci ama toplam oyun kalitesinin yerlerde süründüğü ilk yarıda, son 2 dakika, roman yazılacak türdendi.
Alper, gereksiz sinirini atılarak ödedi, Lens % 100 golü kaçırdı, devamında Ekici'nin klas pası ile 10 kişilik takımın sağbekinden yemek gibi trajikomik durum yaratıyordu.
2. yarıda Quaresma kendini attırınca, fizik gücü daha iyi olan F.Bahçe dengeyi sağladı. Dakikalar içinde yorulan ve düşen Beşiktaş'a Volkan yardımı geldi, kendini attırdı. Enteresan olan 3 kırmızının da mücadeleye bağlı değil, rakibe hareket ve itiraza bağlı olması idi.
3 oyuncu da takımlarına zarar verdi.
Beşiktaş beraberliği sağladı ama 7 günde 3. dev maç nedeni ile adım atacak hali kalmadı. 35 orta yapılan maçta, buna uygun Love'ın yerine Oğuzhan'ı alan Güneş de formsuzdu.
Topu ayağında tutabilen ve öne oynayabilen oyuncuları oynatan Kocaman ise formda. Nefes kesti maç. 2. maç şahane olur.
*DİSPNE : Zor nefes alma,nefes kesilmesi.

Turgay Demir: Üç kızgın cengaver

Kıran kırana bir derbi izledik...
Mücadele, gerilim, heyecan, hepsi vardı.
Fenerbahçe bu maçta 2 gol atacağını sanırım hiç düşünmemişti ama attı.
Çünkü Beşiktaş maçı savunma güvenliğini hiç düşünmedi ve kolay goller yedi.
Aslında Beşiktaş daha iyi başladı ve golü de buldu.
Ancak Kartal'ın sağ kanadı ciddi arızalıydı...
Ne Gökhan, ne de Lens yeterince iyi değildiler.
Lens'in kaçırdığı iki gol var ki, inanılır gibi değil.
Hadi birinde Skrtel çok kritik bir hamle yaptı ama ikinci kaçırdığı gol tam bir skandal.
Ceza sahasında üç arkadaşı var, kendisi de müsait ama o kadar bekledi ki Hasan Ali, 'zorunlu' olarak yetişti ve vuruşa izin vermedi.
Fenerbahçe'de Alper ilk dakikadan itibaren gereksiz bir gerginlik içindeydi, atılana kadar kendini toparlayamadı ki, aslında sahanın iyilerindendi.

Kartlar genelde doğru
İlk yarıda kanatlar uyuyunca Şenol hoca ikinci yarıya Babel- Quaresma ikilisiyle başladı.
Artık maç Beşiktaş'ın hakimiyeti atında geçiyor ve Fenerbahçe doğal olarak skoru koruma telaşına düştü.
Normal şartlarda iki kanattan yüklenen Beşiktaş'ın maçı alıp götürmesi işten bile değildi ama işler öyle yürümedi ve Beşiktaş'ın el bombası Quaresma deyim yerindeyse kendini attırıp sayıları eşitledi.
Oysa Şenol hoca onu skoru eşitlesin diye sahaya sürmüştü!
Kartlar havada uçuşunca maç başta hakem olmak üzere herkes için zor bir hale geldi.
Volkan neredeyse yalvara yalvara çağırdığı ikinci sarıyı görünce sayısal denge bir kez daha bozulurken skor tabelasını eşitlemek Talisca'ya düştü ...
Sonuç olarak şunu net olarak söyleyebiliriz; üç kızgın cengaver Alper,Volkan ve Quaresma bu maçın ağırlığını taşıyamadılar.
Hemen belirtelim hakem açısından çok zor bir maçtı ve Fırat Aydınus'u
kartları genel olarak doğruydu.

Emre Bol: Gemisini batıran kaptan!

Eyy Mehmet Ekici... Nerelerdeydin sen kardeşim?
Gözlerimiz seni arıyor, tribünler artık senin adına besteler yapmak istiyor. Biraz daha fizik olarak güçlendiğinde Fenerbahçe'nin aklı olacak Ekici... Uzun zamandır oynamamasına, maç eksiği olmasına rağmen dün gece sahanın yıldızıydı.
Güç, kuvvet çalışarak kazanılır.
Lakin Mehmet'te olan klas Allah vergisi... İnşallah bundan sonra sakatlık belasından tam anlamıyla kurtulur ve artık Fenerbahçe'ye olan borcunu öder. Yapar mı yapmaz mı bilmem ama Aykut Kocaman'ın en azından bir maçta Josef ya da Mehmet Topal'dan birisinin yanına Mehmet Ekici'yle başladığını görmek güzel olurdu.
Onların önünde de Giuliano...
Bence Fenerbahçe taraftarının özlediği takım ancak böyle olur.

Sezonun hastalığı
Aslında karşılaşma tam Fenerbahçe'nin istediği gibi seyrediyordu.
Bu sezonun hastalığı "bireysel hataların" dün geceki kahramanı Mehmet Topal oldu. Yaptığı bir hata takım skor olarak geri düştü.
Hakem Fırat Aydınus ikili mücadelelerde neredeyse bütün kararlarını ev sahibi ekibin lehine verdi.
Ortamı gerdi, futbolcuları gerdi, tribünleri gerdi.
Kariyerinin son derbisi olur herhalde! Volkan Demirel gibi bir tecrübe abidesine göz göre göre atılmak yakışmadı. Ya kardeşim hakemin gözü üzerinde, hala yapacağından geri durmuyorsun! Kaptanın gemisini batırması böyle olur.
Maçın bitmesine 15 dakika kala gördüğün kartla bir çuval inciri berbat ettin. Fenerbahçe kupadan elenirse bil ki senin yüzünden... Maçın sonları Beşiktaş'ın baskısıyla geçti.
Sahada kalan Fenerbahçeli futbolcuların insanüstü mücadelesini kutlamak gerekiyor. Fakat bu yorgunlukla hafta sonu nasıl oynayacaklar merak içindeyim! Artık iş Kadıköy'e kaldı. Skor avantajını cebine koyan sarı lacivertlilerin kendi evinde turu geçeceğini düşünüyorum.