İşte Feda'nın hikayesi

Çanakkale Savaşı'nda Şair Kazım ile santrfor Asım'ı şehit veren Beşiktaş, Kafkas Cephesi'nde de Dr. Ali, Dr. Murat ve Rıdvan'ı kaybeder... Anısına "Feda" yazılı forma yapılan Şeref Bey, Refik Osman Top'u da alıp Beşiktaş'ı tekrar toparlar. İşte bir solukta okuyacağınız Siyah-Beyaz hayatlar

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 01 Ocak 2013 Güncelleme 01 Ocak 2013, 00:00
İşte Feda’nın hikayesi

İÇİNDEKİLER

Refik Osman Top, BJK'de oynadığı iyi futbol nedeniyle "Şiir gibi top koşturuyor" diye anıldı.
Ama yine takımdan ihraç edildi.
Peki neden?
Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü
'ne futbolun da spor branşı olarak girmesine bir yangın ve semt çocuklarının çaldığı bir futbol topu vesile olmuştur. Nasıl mı, Üstad Cem Atabeyoğlu'ndan da yararlanarak anlatmaya çalışalım…

HASKÖY YANGINI VE REFİK OSMAN
13 Mart 1908 Cuma günü, Yahudi bir bakkalın alışveriş esnasında yere düşürdüğü parayı kibrit çakarak araması sonucu, tarihe Hasköy Yangını diye geçen felaket başlar. İstanbul semaları alev topuna döner. O esnada Valdeçeşmesi Talimhane bahçesinde oynayan çocuklar merakla yangının olduğu tarafa doğru koşarlar. Taşkışla'nın önünde şortla (o zamanın tabiriyle baldırı çıplak) futbol oynayan İngiliz askerleri vardır. O çocuklardan "Yumurta Yaşar" topu alır ve kaçar.
Semtlerine döndüklerinde, topu, o gün 11 yaşında olan Refik Osman'nın evininin tavan arasında saklarlar.

İKİ KULÜP TEK ÇATIDA BİRLEŞİR
Önce göreceksiniz ve oynayacak bir topunuz olacak; sonra taklit başlar. Beşiktaş semtine futbol o çocuklar ve o topla gelir.
Çocukların başlattığı oyunu büyükler devralır.
Semtte iki futbol takımı doğar: Valdeçeşmesi ve Basiret. Bu iki takım zamanla Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü çatısı altında birleşir. Yıl 1911'dir. Birinci Dünya Savaşı'nın BJK'li futbolcular açısından sonucu çok acı olur... Takım Kaptanı Şair Kâzım ile Santrafor Asım, Çanakkale'de başları koparak şehit olurlar. Dr.Ali, Dr. Mehmet ve Rıdvan ise Kafkas Cephesi'nden bir daha dönemezler. Savaş sonrası Şeref Bey takımı tekrar toparlar. Hani anısına "Feda" yazılı forma yapılan Şeref Bey var ya, işte o!.. Yeni takımda o topu evinde saklayan Refik Osman da vardır.

HEM YAZAR HEM DE TOPÇU!
Refik Osman
, futbol oynarken aynı zamanda da "GOL" ismiyle bir dergi de çıkarmaktadır.
Dergide futbol dünyasında gördüğü aksaklıkları, haksızlıkları yazıyordur. En çok da futbolu yönetenleri eleştiriyordur.
Eleştiri lafı az kalır, adeta bombalamaktadır. Milli takımın oyuncusu olarak gittiği Moskova dönüşü il ateşi açar. "Bir kurukafadır bizde teşkilat" diye başladığı yazı dizilerinin ismini "Yağma Hasan'ın Böreği" koymuştur.
Hem faal futbolcu olacaksın hem de "Kahrolsunlar" diye başlık atıp, "Yaşadığı müddetçe bir tek müspet spor bile göstermeyen bu teşkilatı ortadan kaldırmak milli bir vazifedir" diye yazacaksın!
Kimilerine göre artık fazla olmaktadır. Bu yazı sonrası Refik Osman'a futboldan müebbet boykot cezası verilir ve üstüne bir de ceza davası açılır.

ŞEREF BEY AFFETTİRİR!
Neyse ki devreye Şeref Bey girer ve üç yıl sonra, 1927'de Refik Osman'ı affettirerek, yuvasına yani Beşiktaş'a transfer eder. Refik Osman bir yıl sonra da 31 yaşında futbolu bırakır. Ardından uzun süren antrenörlük ve futbol hakemliği başlar. Beşiktaş'ı, Turhal Alpullu Şeker'i, Elektrik'i çalıştırır ve İstanbul Bölgesi'nin futbol antrenörü olur. Bu arada hem dergi çıkarmaya hem de gazetelerde (Cumhuriyet ve Gece Postası) yazmaya devam etmektedir.
Eleştirel yaklaşımı da muhalifliği de sürmektedir. Bir takım maçı kazansa bile, skora değil oyuna bakan anlayışıyla eleştirmesi tepki çekmektedir.

REFİK'E BIÇAKLI 3 KİŞİ SALDIRDI
Benmerkezci kişiliğine en iyi örnek sanırım bir dönem çıkardığı derginin ismindedir: Refikspor… Aleyhte olan haberleri tekzip etmekte, mektuplar yollamakta ve demeçler vermektedir.
Ama çok da iyi hakemdir, bütün patırtı gürültü içinde hakemliği sorunsuz sürmektedir.
Bir gece kendisine bıçakla saldıran üç kişiden birisini ağır yaralayacak kadar da bileği kuvvetlidir.

* * *
BEŞİKTAŞ'TAN İHRACI
Beşiktaş futbol takımı Yunanistan'a özel maçlar yapmaya gider, Refik Osman da gazeteci kimliğiyle oradadır. Yunanistan'da gece hayatı ve alem yapan futbolcuların yüzünden takım sürekli yenilmektedir. Refik Osman da bu rezaletleri gazetede yazar. Refik Osman'a göre Yunanistan takımları çok zayıftır, bizim ligde oynayan her takım onları yener ve yazının sonunda öldürücü darbeyi şu cümleyle vurur: "Fakat bu seyahat spor için yapılırsa…" 26 Nisan 1957'de sirozdan dolayı bu dünyadan göçtüğünde, hem çok sevdiği oyunun aracı, hem dergisinin ismi hem de çocukluğunda yaşadıklarından dolayı çok anlamlı olan Top soyadıyla birlikte Şeref Stadı'nın karşısındaki Yahya Efendi Dergâhına gömülür. Tıpkı Şeref Bey gibi…

* * *
ŞEYH YAHYA EFENDİ

26 Nisan 1957'de hayata gözlerini yuman Beşiktaş'ın efsane futbolcusu Refik Osman Top, Yahya Efendi Dergahı'na gömülür. Refik Osman, Şeref Stadı'nın karşısındaki Yahya Efendi Dergahı'na efsanevi futbolcular Şeref Bey, Hakkı Yeten, Şeref Görkey, Ahmet Fetgeri, Şükrü Gülesun'la birlikle yatmaktadır.

* * *
NEDEN ŞİİR DENDİ?
Türk Futbol Tarihi'ne "Şiir" lâkabıyla geçen Refik Osman efsanesinin doğuşu başlar. Efsane dedik, boşuna değil; 2 bin 264 maç, 18 yılda 9 kulüp, üç büyüklerde oynayan ilk futbolcu, attığı 92 penaltıda 91 gol ve ince tekniği, ayağa attığı paslarıyla şiir gibi bir futbol…



TAYFUN ER