Yıldırım Şen gibi değil

90'lı yılların en popüler Boşnak futbolcularından ELVİR BOLİÇ ile Saraybosna'daki evinde görüştüm. Bir zamanların yıldızı artık bir iş adamı... Üstelik EVLİ, MUTLU VE ÇOCUKLU...

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Yıldırım Şen gibi değil
Bir zamanlar Televole'nin vazgeçilmez ismi, futbolcu Boliç ile Saraybosna'nın en güzel konut projesini gerçekleştirdiği evinde eski günleri andık.
Eşinin de hazır bulunduğu söyleşide sorularıma olay yaratacak cevaplar aldım.

Ne zamandır burada yani Bosna'da yaşıyorsunuz?
Altı aydır. Üç senedir projelerimden dolayı İstanbul-Saraybosna arasında mekik dokuyordum.
Bu bina çok güzel; Saraybosna'da böyle lüks evler henüz yok. İnşaatını ortağımla yaptım. Proje 3 sene sürdü. 26 daireli, 5500 m2. İstanbul'daki hayat standardı gibi; kapalı havuzu, fitness salonu, tenis kortu, garajı var. Zaten bu ev böyle olmasaydı burada kolay yaşayamazdık. Çevrem dairelerin hepsini aldı. Ayrıca Japon, Macar, Katar, İtalyan kiracılar da var.

Ne zaman evlendin? Eşin de pek genç. İki kızın da çok tatlı.
Beş yıllık evliyiz. Eşim Gonca Bulgar göçmeni bir Türk. Evlendiğimizde 18 yaşındaydı.
İki kızımız (biri 4 biri 2.5 yaşında) var ve Gonca üçüncüye dört aylık hamile.

Nasıl tanıştınız?
Laila'da tanıştık. Gonca, ablası ve kız arkadaşlarıylaydı. Ona bakıyordum sürekli; gittim telefonunu istedim, vermedi. Biraz daha konuştum, sonra verdi. O gün telefonunu vermeseydi bir daha nerede görecektim onu? Yakaladım.

Ne zaman telefon ettin peki?
O gece telefon ettim; Gonca uyurken. Sabah yine aradım, öğlen yine, ondan sonra hep aradım. Birkaç hafta görüştükten sonra ben evlilikten bahsedince 'okuyorum' dedi, ben de "o zaman görüşmenin ne anlamı var" dedim. İkna ettim. 11 ay sonra İstanbul'da sadece aile arasında 50 kişilik bir düğünle Boğaz'da teknede evlendik.

Senin ikinci evliliğin.Korkmamışsın.

Bir gün önce bana sorsalar, Gonca ile tanışmadan önce, "bir daha evlenmem" derdim. Birini görünce iş değişiyor. Onunla görüşmeye başlayınca anladım. Yaşı küçük diye zaten ciddi çıkmam gerektiğini anladım. Bir ay boyunca her gün 10 saat telefonda konuştuk.

Hangi dilde konuşuyorsunuz?
Aramızda hep Türkçe konuştuk. Zaten 17 senedir Türkiye'de yaşamışım. Gonca da şimdi biraz Boşnakça öğreniyor.

İstanbul'da nerede yaşıyordunuz?

Sizi görmüyorduk. Florya'da yaşıyorduk ama şehirde değil gibiydik. Evimiz duruyor. İstanbul'da trafik çok zor. Tamamen Saraybosna'yı düşünmüyoruz. İstanbul'a gidip geleceğiz.

Futbolu bırakınca neler yaptın?

Futbolu bıraktıktan sonra, çok iş olmadı. Laleli'de tekstil dükkanım vardı, o duruyor, ama sevmediğim bir iş. Ailemle Bosna'da vakit geçirmek istedim. İnşaat projelerim var. Yine Saraybosna'da spor kompleksi ve iş merkezi inşaatı var.

CANSUN'U JOHNSON SANDIM
Türk vatandaşlığına geçerken 'Cansun' soyadını düşündüğün doğru muydu? Soyadım Cansun olacaktı, çünkü "isim değiştirmen lazım" dediler; istemedim. Mehmet Cansun futbol şube sorumlusuydu; ben de soyadını İngilizce'deki gibi 'Johnson' zannediyordum, "olabilir" dedim. Bana komik olur Mehmet falan.
Sonra baktılar gerek yok; kaldı ismim.

GALATASARAY HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ
Galatasaray mı? Fenerbahçe mi? Galatasaray'a ilk gelişimde gençtim; fazla oynama fırsatım olmadı. O zaman Bosna'da savaş vardı. Benim için çok sıkıntılı geçti. Galatasaray beni Türkiye'ye getirdi, hayatım değişti. Eşimi, hayatımı, arkadaşlarımı buldum. 39 yaşındayım, hayatımın yarısı Türkiye'de geçti. Fenerbahçe'de beş sene oynadım. Fenerbahçe daha önemli.

30 Ekim 1996 tarihi ne hatırlatıyor? (Fenerbahçe'nin Manchester United'a attığı efsane golü Boliç atmıştı)

Çok şey ifade ediyor ama o gün önemini fark etmedim. O gün çok güzeldi, inanılmaz kutlamalar yapıldı.
14 sene geçmiş, nereye gitsem, kimle karşılaşsam Manchester'ı söylüyor. Bir tek o maçı mı oynadım?
Gerçekten çok şanslıyım, bana nasip oldu.

Attığın o gol rüyalarına girdi mi?

Rüyama girmedi. Ama bu kadar insanın her seferinde hatırlaması benim için rüya gibi oluyor.

lEğer Parma maçında direkten dönen top golsaydı hala Fenerbahçe'de oynar mıydın?
O olsaydı iyi olur mu olmaz mı bilmiyorum. Son iki sene büyük sakatlıkla oynadım. Teşhis konmamıştı. İğnelerle oynattılar. Form grafiğim ve psikolojim düştü.

TEŞHİS KONSAYDI FENERBAHÇE'DE FUTBOLA DEVAM EDECEKTİM
Teşhis konsaydı farklı olur muydu?
O teşhis olsaydı- her iki ayakta siyatik sinirinin sıkışması- kesinlikle daha farklı olurdu! Hep yanlış teşhis ve tedavi yaptılar, fiziksel olarak kötüydü. O zaman 31 yaşındaydım, ameliyattan sonra yeni koşmaya başladım. Şansa teşhis konuldu. Fenerbahçe'de olurdum ama o zaman da belki eşimle tanışmazdım. Yaş ve başka işler gelince 35'de bıraktım.

TELEVOLE ZAMANI BENİ HİÇ DE MUTLU ETMİYORDU
Boşnak futbolcuların en popüleriydin. Memnun muydun?
Öyle şımarık bir tip hiç değildim. Hoşuma gitmiyordu. İlgi görmek, normal hayatımda ne yaptığımın bilinmesi mutlu etmiyordu. Özellikle şimdiki yaşamımı isterdim; normal sokakta yürüyebileceğim.
Televole zamanı beni mutlu etmiyordu. İnsanlar beni TV'de görüyor ama benim hayatım yok oluyor. Tercih etmem. Ayrıca biraz popülerdim. David Beckham veya Ronaldo'nun hayatını bir gün yaşamayı istemem.

SPORA POLİTİKA BULAŞMAMALI
Bosna Hersek Milli Takımı genel menajerliği yaptın mı?
Bir ara yaptım ama benim işim değil. Burada spor çok karışık; politika var. Çabuk karar verip çekildim, yapamadım.

Futbol Federasyonu Başkanlığı teklif edildi mi?

Teklif gelmez. Burada tek federasyon başkanı yok çünkü. FIFA ve UEFA ültimatom koydu; tek başkan olmalı diye. Bizde 3 tane başkan oluyor, yani üçlü karar. Biri Boşnak, biri Hırvat, biri Sırp. Mart ayına kadar tek yetkili başkan olmazsa belki ceza verecekler.

Oğuz ve Aykut ile oynadın. Onlar şimdi teknik direktör. Sen neden düşünmüyorsun?
Benimle oynayan çoğu futbolcu, teknik direktör oldu. Ben kendimde hocalık görmedim. Futbolcuyken evden uzakta kalıyorsun, hayatın kamplarda geçiyor. Hocayken de aynı, belki daha fazla. Futbolcu kendini düşünür, hoca 20 kişiyi. Bir şey yaparken en iyi olmak isterim. Hocalığa çok şey verebileceğimi görmüyorum. Futbolcu heyecanımı hocalıkta görmüyorum.

Teklif geldi mi?
Hem Türkiye'den hem bir Hırvatistan takımından teklif geldi.

Fenerbahçe teknik direktörü Aykut başarılı mı?
Çok başarılı değil; şu anki puan cetveline bakınca. Fenerbahçe Kulübü hocası olmak çok zor. Biraz zaman gerekiyor. Türkiye'de hiçbir kulüp yıllarca üst üste şampiyon olamaz. Hiçbir kulüp çıkıp, "İki sene şampiyonluğu beklemiyorum" diyemiyor.

Neden?

Seyirci yüzünden. Futbolu yönetenler hep bugün yarın konuşuyor. Bir takım iki ayda kurulamaz, en az 2-3 senede yapılır. Transferlerle şampiyon olunamaz.

Savaşın en yoğun olduğu dönemde Türkiye'ye geldin. Pişman mısın?
Savaştan önce Sırbistan'da oynuyordum. Oradan kaçmak zorunda kalınca Türkiye'ye geldim. Bosna'ya gidemiyordum. Tabii ki insan ister. Ama benim dışarda olmam daha faydalıydı.

BAŞKANLAR HER İDMANA GİTMESİN
Yurtdışında da oynadın; farklı mıydı? İspanya'da oynarken takımın başkanını altı ayda bir görürdük.
Türkiye'de başkanlar hep işin içinde. Sevmek güzel ama bunlar fayda getirmiyor; bunu anlamıyorlar.
Başkan üç ayda bir idmana gelsin. Her hafta gelmesi fayda sağlamaz, hatta ters reaksiyon yapar.

Ali Şen ve Aziz Yıldırım'ı kıyaslayabilir misin?
Çok farklılar. Ali Şen'e kızardım; toplantılarda hep üstüme gelirdi. Beni severdi, çok beklentisi vardı, ilk beni eleştirirdi. O zaman kızardım ama şimdi iyi niyetini anlıyorum. Süper bir başkan.
Şartlar, imkanlar farklıydı. Fenerbahçe çok büyüdü, Aziz Başkan'ın çok emeği var. Ama Başkanın etrafındakiler ve Aziz Başkan'ın futbolu çok sevmesi kötü etkiliyor. Çok el atmayı seviyor. Fenerbahçe Başkanlığı çok büyük bir şey, herkesin ondan beklentisi var.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.