Alex'in golü ofsayt mı?

F.Bahçe oynaması gerektiği kadar oynadı, rakibe neredeyse hiç bir gol pozisyonu vermedi ve çok gol kaçırdığı maçı 10 yıldır yaptığı gibi aldı, gitti.

Giriş Tarihi 26 Ekim 2009, 00:00 Güncelleme 26 Ekim 2009, 11:04

İÇİNDEKİLER

Fenerbahçe, Kadıköy'de Galatasaray'ı yine hüsrana uğrattı! Fenerbahçe'nin 10'uru, 10 numara kaptanı, 10 tam puanlık yıldızı Alex de Souza, attığı 2 golle tarihi zaferin mimarı oldu!

MAÇTAN FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ

DERBİ ÖNCESİ İSTENMEYEN KARELER... TIKLAYIN


SPOR TURU İÇİN TIKLAYINIZ...


AHMET ÇAKAR: Rijkaard tartışılmalıdır (SABAH)

Ligin en çok gol atan takımı G.Saray'ı dün akşam içler acısı gördük. Tek bir pozisyon bulamadılar.
Attıkları gol de aslında pozisyon değil. Volkan'ın elinden kaçırdığı topu Hakan Balta tamamladı, hepsi bu kadar.

Rijkaard iyi bir antrenör olmadığını dün gece açık bir şekilde gösterdi. Maç boyunca bakıyoruz G.Saray etkili olamıyor, pozisyon bulamıyor. Bırakın pozisyon bulmayı rakip ceza alanına bile giremiyorlar. Ama Rijkaard hiçbir şey yapmadı.

F.Bahçe'nin attığı ilk gol ofsayt. Carlos ofsaytta ve bacaklarını açıp topun geçmesini sağlıyor. Alex vuruyor ama Roberto Carlos ofsaytta olup, oyuna müdahale etti.

GÜRCAN BİLGİÇ: Bu artık gelenek! (SABAH)

On yıldır Saracoğlu'nu "çıkılmaz" yapan neden, bu maçın da baş aktörüydü aslında. Golleri ve ustalığıyla Alex ışıldayacaktır ama Galatasaray oyuncuları için çim zemini "bataklık" haline getiren güç tribünlere aitti.

İki taraf da futbolun peşinden ayrılıp yüzde yüz mücadele ile topu kalesinden uzak tutmanın peşindeydi. Öne geçme rahatlığı Fenerbahçe'nin ördüğü duvarı devamlı pekiştirerek Galatasaray takımını pozisyonsuz hale getirdi.

Kornerden golü yediler ama, başta Kazım, sonrasında Güiza kaçırdı net fırsatları. Ama alışmış, kudurmuştan betermiş. Bitiş düdüğü ile tanıdık sevinçlerin fotoğrafları ile, bilindik şarkıların geçişi başladı. Türkiye bir klasiğini daha yaşadı, hüzünler sahibinden ayrılmadı.

ALİ GÜLTİKEN: Rijkaard sınıfta kaldı (SABAH)

Fenerbahçe daha kontrollü ve mücadele gücü yüksek bir dörtlü olan Vederson, Cristian, Emre ve Topuz'lu orta sahayla başlarken, Galatasaray sistemini değiştirmeden daha iyi top kullanabilen oyuncuları tercih etti. Fakat bunu yaparken Elano'yu oyun kurucu mevkiinde kullanmayı düşündü. Galatasaray'ın maç kadrosunu gördüğümde sarı-kırmızılılar açısından Elano'nun performansının belirleyici olacağını düşündüm.

Fenerbahçe'nin bu maç için düşündüğü oyun stratejisi karşılığını aldı. Maça çok agresif başladılar, özellikle gole kadar olan bölüm içerisinde Galatasaray'ı sirkülase ettiler.

Galatasaray'ın defans hatalarının yanında özellikle Leo Franco'nun da bireysel formsuzluğu çok daha az hatalı oynayan Fenerbahçe'nin defansının karşısında da maçın kaybedilmesine sebep oldu. Genel olarak temayüllere göre olan düşünce kazandı diye söyleyebiliriz. Ama ben bu maçı kesinlikle hak eden kazandı diyorum.

LEVENT TÜZEMEN: Tuzağa düşme! (SABAH)


Fenerbahçe son yıllarda derbi maçlarını özellikle Kadıköy'de yüksek gerilime taşıyarak oynamayı mükemmel başarıyor. Bu tuzağa Galatasaraylı oyuncular Kadıköy'de hep düşüyor. Soruyorum; Cristian bu ülkeyi ve Türk futbolcularını karakter olarak yeterince tanıyor mu? Hayır! Ama, Fenerbahçeli oyuncular derbilerde hangi oyuncunun karakter yapısını ve nasıl sinirleneceğini birbirlerine anlatıyor. Cristian bunu öğrenmiş ki; Galatasaray'ın en etkili silahı Arda'yı hem ısınma sırasında hem de maçı içinde akıllıca sinirlendirdi.

Temposuz Elano sahada yok, savunmaya yardıma gelmediği gibi dikine tek top taşıyamıyor. Rijkaard ne yapıyor? Soyunma odasına Carlos'la forma değiştirerek giren Elano'yu sahada tutup Arda'yı çıkarıyor. Kewell girecekse, çıkan Elano olmalı, Arda da göbeğe oyun kurucu olarak geçmeliydi. Galibiyeti isteyen ve hakeden Fenerbahçe'nin futbol büyücüsü Alex'e önlem almamanın bedelini Rijkaard kaybederek ödedi.

SELÇUK YULA: Aynı hikaye (FOTOMAÇ)

F.Bahçe'nin, G.Saray karşısında zorlandığı çok maç hatırlıyorum ama dün tabiri caizse F.Bahçe, G.Saray'ı resmen ezdi geçti. Ortaya çıkan skor asla maçın hakkı değil. F.Bahçe maça golle başladı ve karşısında rakip yokmuş gibi oynadı. 2. yarıda da durum aynıydı. Bakmayın kornerden yediği gole yine aynı şekilde hep üstündü. "Güiza mı Semih mi oynar" diye iddialara girilirken, Daum sahaya Kazım'ı sürdü. Bükreş maçında o bölgede denediği Kazım'dan istediği verimi almıştı ve bunu kaçırmak istemedi.

F.Bahçeliler, 90 dakika boyunca her mücadeleden galip çıktıkları için G.Saraylıları bayağı kızdırdılar. Şu bir gerçek ki bu sezonun birçok sorusu dün akşam yanıtını bulmuştur. F.Bahçe, G.Saray'dan daha iyi takımdır. Daum da Rijkaard'dan daha iyi teknik direktördür. F.Bahçeli futbolcular, G.Saraylı meslektaşlarından çok daha daha kalitelidir.

ZAFER ERTEM: Kâbusun 10. yılı (FOTOMAÇ)


F.Bahçe'nin favori başlayıp favori bitirdiği bir derbiyi daha geride bıraktık. Korkak oynayan, gücünü sahaya tam yansıtamayan G.Saray, Kadıköy kâbuslarına bir yenisini daha ekledi. İlk yarının 4'te 3'lük bölümü Emre, Alex ve Kazım ile G.Saray defansı arasında geçti.

Daum'un Güiza'yı oyuna aldığı dakikalarda bile Rijkaard skora razı konumunu korudu. Bünyamin Gezer sevimli bir hakem değil ama Alex'in ofsayt golü dışında her kartı doğruydu. Penaltısı penaltı, Keita'yı gösterdiği kart da kırmızı oğlu kırmızıydı. Sonuçta F.Bahçe, Kadıköy'de kazanma geleneğini de sürdürdü.

NECATİ BİLGİÇ: Haydi polisiye (FOTOMAÇ)


Kadıköy on sene sonra çok kötü bir hakeme rağmen G.Saray'ı Saracoğlu'nda bir kere daha dize getirip liderliğini farklı olarak sürdürdü. Ulemanın(!) "F.Bahçe kötü futbol oynuyor. Üzerine giden her takım perişan eder" demesine sarı-lacivertli futbolcular, verilmeyen penaltılara, direkten dönen toplara ve kaçırılan çok açık büyük fırsatlara rağmen G.Saray'ı 3-1 mağlup ederek en güzel cevabı verdi.

G.Saray defansını darmadağın eden ve ilk golün de hazırlayıcısı olan Kazım başta olmak üzere Emre, Baroni, Lugano, Vederson ve Carlos canla başla çalışarak büşük rol oynadılar. 2 golüne rağmen sakatlığı dolasıyla yorgun bir futbol çıkaran Alex aynı katkıda bulunamadı. Sonuç olarak tarih bir kere daha tekerrür etti. Puan farkını 5'e çıkaran, liderliğini sürdüren sarı lacivertliler, G.Saray'ı bir kere daha yendi. Ve Daum da Rijkaard'a iyi bir ders vererek sonuçta pay sahibi oldu.

YAŞAR YALÇIN: Ruh olmayınca (FOTOMAÇ)


Galatasaray 9 yıldır özlemini çektiği galibiyeti bu defa alır düşüncesindeydim. Rijkaard kazanmak için çıktığını sahaya çıkardığı ilk on birle belli ediyordu. Bana göre doğru da bir karar, bu zamana kadar korkarak çıktılar da ne oldu. Hep hüsran.

Galatasaray isen bunlara sığınmayacaksın, çıkıp doğru dürüst topunu oynayacaksın. Ama ben ilk yarıda ne yazık ki çok kötü bir sarı-kırmızılı takım gördüm. Özellikle kaptan Arda beni çok şaşırttı, onun derbide çok iyi oynayacağını düşünüyordum. Ama yanılttı. Diğerleri de çok kötüydü o da başka. İkinci yarı 2-0 olunca maç biraz canlandılar farkı bire de indirdiler. Ama Keita'nın kırmızı kart görmesi işleri daha da zora soktu. Bünyamin Gezer, Fenerbahçe lehine verdiği kararlarda ne kadar haklıysa Galatasaray'ın lehine veremediği kararlarla da o kadar korkak bir yönetim gösterdi. Bu önemli derbiyi kazanamayan sarı-kırmızılılarda suçlu aranırsa bana göre futbolcular. Bu kadar ruhsuz oynarlarsa sonuç bu olur. Fenerbahçe'yi orada yenmek hayal artık.