Op. Dr. Çiğdem Karas: Günlük hayatta yapılanlar düşük sebebi değildir

Anne adayının gebeliği, çeşitli nedenlerle sona erebiliyor. Gebelik kayıplarını, nedenlerini ve nasıl önlenebileceğini Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Çiğdem Karas’la konuştuk.

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Op. Dr. Çiğdem Karas: Günlük hayatta yapılanlar düşük sebebi değildir

Hamilelik ve doğum, bir kadının yaşayabileceği en özel deneyimlerden biri. Ancak maalesef her hamilelik mutlu sona ulaşmıyor. Anne adayının gebeliği, çeşitli nedenlerle sona erebiliyor. Gebelik kayıplarını, nedenlerini ve nasıl önlenebileceğini Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Çiğdem Karas'la konuştuk.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Çiğdem Karas, gebelik kayıpları hakkında şunları söyledi: "Üreme mekanizmasının işleyişine göre döllenen her yüz yumurtadan sadece biri, canlı doğumla dünyaya gelen bir bebek haline gelir. Çoğu, adet kanamasıyla düşer, rahme tutunamaz. Kadın gebe olduğunu fark etmez bile. Bir kısmı, adetten birkaç gün sonra düşer. Test yapılmadıysa gebelik yine fark edilmez. Bazen kese görülür ama bebek oluşmaz. Bazen kalp atışı da görülür ama bebek büyümez. Gebelik 12 haftaya ulaşıncaya kadar düşük riski giderek azalır. 22-24 haftaya kadar bebek kaybedilirse, buna 'geç düşük' denir ve oldukça nadirdir. Daha nadir olarak gebeliğin geç dönemlerinde de düşük yaşanabilir, o zaman adı 'ölü doğum' olur." Düşüğe genellikle bebekteki bir rahatsızlığın yol açtığını belirten Op. Dr. Çiğdem Karas, şöyle konuştu: "Düşük genelde bebekte bir rahatsızlık varsa olur. Rahimde myom ya da şekil bozukluğu varsa, bebeğin yerleşmesiyle ilgili sorunlar da olabilir. Annedeki bir rahatsızlık ya da bilmeden teratojen bir etkiye maruz kalmak da düşüğe yol açabilir. Ancak günlük hayatta yapılan şeylerin hiçbiri düşük sebebi değildir."

YOK YERE GEBELİĞİN KEYFİNİ KAÇIRMAYIN
Dr. Karas, "Gebelikte düşük riski varsa neler yapılması gerekir?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Düşük tehdidi tespit edilirse, doktorunuz size cinsel ilişkiyi ve seyahati yasaklar, yatak istirahati önerir. Bazen 'düşük önleyici' diye bilinen ilaçlara başlanmasını tavsiye eder. Ancak bunların hiçbirinin zaten düşük olacak gebeliğe bir faydası olmaz. Küçük bir yüzde olarak; kanama başlamışsa ama bebek hâlâ rahme tutunmaya çalışıyorsa, bu tedbirler düşüğü engellemek içindir. Yoksa düşük tehdidi olmayan bir gebelikte bunları yapmak, hatta abartıp yukarı uzanmamak ya da hareketsiz yatmak, gebeliğin keyfini kaçırmak dışında bir işe yaramaz."

SAĞLIKLI BİR TOPLUMUN TEMELİ ANNE KARNINDA BAŞLAR
Gebelik kayıplarının hangi aşamada olursa olsun anne adayını derinden etkilediğini dile getiren Op. Dr. Çiğdem Karas, böyle bir durumda kadına çevresi tarafından mutlaka destek verilmesi gerektiğini söyledi. Karas, gebelik kayıplarından korunmak için neler yapılabileceğini ise şöyle anlattı: "Artık modern tıpta tedavi edici yaklaşımla birlikte önleyici, koruyucu yaklaşıma da önem vermektedir. Koruyucu hekimlikte ilk basamağın daha doğmadan, bebeğe en iyi yaşam ve sağlık koşulları sağlamak olduğu açıktır ve bu koruma, eğitimle başlar. Gebelik sırasında bazı ilaçlar, kimyasallar veya radyasyon gibi etkenler bebeğe zarar verebilir. Alkol, sigara ve uyuşturucu da son derece zararlıdır. Gebelerin bunlardan uzak durması önemlidir. Amacımız, sadece anne adaylarını değil, tüm toplumu; sağlığın anne karnında başladığı konusunda bilinçlendirmek ve sağlıklı bir toplum temellerine katkıda bulunmaktır."