Göz damlası kullanmak orucu bozar mı?

On bir ayın sultanı Ramazan’ın başlamasıyla birlikte oruç ibadeti de yerine getiriliyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da oruç ile ilgili bazı sorular gündeme geliyor. Göz damlası kullanmanın orucu bozup bozmadığı da bu sorulardan biri. Orucu bozan belli durumlar vardır ve bunlara dikkat edilmesi gerekir. Bilerek ya da bilmeyerek bozulan oruçların kazası yapılmalıdır. Peki orucu bozulan kişi ne yapmalıdır? Göz damlası, kulak damlası, ağız ya da burun spreyi kullanmak zorunda olanların orucu bozulmuş mu olur? İşte merak edilen soruların yanıtı…

Giriş Tarihi 26 Nisan 2020, 11:20 Güncelleme 27 Nisan 2020, 17:21
Göz damlası kullanmak orucu bozar mı?

İÇİNDEKİLER

Oruçluykan bozulmaması adına pek çok noktaya önem verilir. Oruçluyken ağız kokusunu önlemek için diş fırçalamak, ağız spreyi kullanmak ya da sakız çiğnemek orucu bozar mı sorusu da çok araştırılmaktadır? Diğer yandan göz damlası gibi ilaçların da orucu bozup bozmayacağı merak edilenler arasındadır. Hangi durumların orucu bozduğu ve oruç kefaretinin nasıl yapılması gerektiğini de derledik.

GÖZ DAMLASI İLE ORUÇ BOZULUR MU?

Konunun uzmanlarından alınan bilgilere göre, göze damlatılan ilaç, miktar olarak çok az (1 mililitrenin 1/20'si olan 50 mikrolitre) olup bunun bir kısmı gözün kırpılmasıyla dışarıya atılmakta, bir kısmı gözde, göz ile burun boşluğunu birleştiren kanallarda ve mukozasında mesâmat (gözenekler) yolu ile emilerek vücuda alınmaktadır. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla göz damlası orucu bozmaz. (DİYK 22. 09. 2005 tarihli karar; bkz. Kâsânî, Bedâî', II, 98).

KULAK DAMLASI ORUCU BOZAR MI?

Kulak ile boğaz arasında bir kanal bulunmaktadır. Ancak kulak zarı bu kanalı tıkadığından, ilaç boğaza ulaşmaz. Bu nedenle kulağa damlatılan ilaç orucu bozmaz.
Kulak zarında delik bulunsa bile, kulağa damlatılan ilaç, kulak içerisinde emileceği için, ilaç ya hiç mideye ulaşmayacak ya da çok azı ulaşacaktır. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla kulak damlası orucu bozmaz (DİYK 22. 09. 2005 tarihli karar; bkz. Merğînânî, el-Hidâye, II, 263; Kâsânî, Bedâî', II, 98; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III, 367, 376).

BURUN DAMLASI/SPREYİ KULLANMAK ORUCU BOZAR MI?

Tedavi amacıyla buruna damlatılan ilacın bir damlası, yaklaşık 0, 06 cm3 tür. Bunun bir kısmı da burun çeperleri tarafından emilmekte, çok az bir kısmı mideye ulaşmaktadır. Bu da, mazmazadan ( ağzı su ile çalkalamadan) sonra ağızda kalan rutubette olduğu gibi orucu bozacak düzeyde görülmemiştir. Kaldı ki bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımamaktadır. Dolayısıyla burun damlası orucu bozmaz (DİYK 22. 09. 2005 tarihli karar).

AĞIZ SPREYİ İLE ORUÇ BOZULUR MU?

Ağız ve burundan alınıp mideye ulaşan her şey orucu bozar. Bu itibarla, ağız kokusunu önlemek veya diş ağrısını gidermek maksadı ile ağza sıkılan sprey ve benzeri maddeler yutulur da mideye ulaşırsa orucu bozar, yutulmazsa bozmaz.



SAKIZ ÇİĞNEMEK ORUCU BOZAR MI?

Günümüzde üretilen sakızlarda, ağızda çözülen katkı maddeleri bulunduğundan, ne kadar dikkat edilirse edilsin bunların yutulmasından kaçınmak mümkün değildir. Bu sebeple bu tür sakız çiğnemek orucu bozar (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III, 395, 396). Öte yandan, hangi sakızın orucu bozmayan türden olduğu bilinemeyeceğinden oruçlu iken sakız çiğnemekten sakınılmalıdır.

DİŞ FIRÇALAMAK ORUCU BOZAR MI?

Boğaza su kaçırmadan ağzı su ile çalkalamak orucu bozmadığı gibi diş fırçalamakla da oruç bozulmaz (el-Fetâva'l-Hindiyye, I, 220). Bununla birlikte, diş macununun veya suyun boğaza kaçması hâlinde oruç bozulur. Orucun bozulma ihtimali dikkate alınarak, dişlerin imsakten önce ve iftardan sonra fırçalanması, oruçluyken fırçalanacaksa macun kullanılmaması uygun olur.

ORUCU BOZULAN KİŞİ NE YAPMALI?

Orucu bozup kefaret gerektiren durumlar şunlardır:
1- Bilerek yiyip içmek.
2- Cinsel ilişkiye girmek.
3- Ramazanda, kaza gerektiren bir şey yaparak orucunu bozanın, aynı ramazanın başka gününde de bu şeyi, "nasıl olsa kefaret gerektirmiyor" diye kasten yine yapması.
4- Sigara içmek.
5- Gıybet, sürme çekmek ve kan aldırmak gibi, orucu bozmadığı iyi bilinen şeyden sonra, oruç bozuldu sanarak, yiyip içmek.

Oruç bozmanın kefareti; eğer imkânı varsa bir köle azat etmek, buna gücü yetmiyorsa ara vermeksizin iki ay süreyle oruç tutmak, eğer buna da gücü yetmiyorsa altmış fakiri sabahlı akşamlı doyurmaktır. Çağımızda kölelik kalktığına göre, oruç kefaretinde ilk sırayı oruç tutma, ikinci sırayı da fakiri doyurma alır. Benzeri bir hüküm diğer kefaretlerde de söz konusudur. Köle azat etmenin kefaretlerde ilk sırayı alması, İslâm'ın hürriyet ve insan haklarına verdiği önemin ve köle durumunda olan insanların hürriyetlerine kavuşması için çeşitli uygun ortam ve vesileler geliştirdiğinin açık bir delilidir.

Oruç kefaretinin iki ay oruç tutmak şeklinde ödenmesi halinde, orucun ara vermeksizin peş peşe tutulması gerekir. Sadece kadınların hayız hali bu peş peşeliği bozmaz. Onun dışında hastalık, yolculuk gibi bir mazerete binaen oruca ara verilirse, önce tutulanların yok sayılıp iki ay oruca yeniden başlanması gerekir. Şâfiîler loğusalık (nifas), Hanbelîler hastalık sebebiyle oruca ara vermenin peş peşeliği bozmadığı görüşündedir. Böyle olunca kefâret orucuna, araya ramazan ayı veya kurban bayramı girmeyecek şekilde hesaplanıp başlanmalıdır. Kadınlar mazeret halleri biter bitmez ara vermeksizin oruçlarına kaldıkları yerden devam ederler ve tutulamayan bu günler hesap edilmeksizin oruç iki aya tamamlanır. Kefâret orucunda oruca geceden niyetlenmek, ayrıca tutacağı orucun kefâret orucu olduğunu niyetinde belirlemek de şarttır.

Oruç kefâretindeki ilk iki alternatif kefâret şeklinin yerine getirilmesi mümkün olmadığında üçüncü şık olarak mükellefin, altmış fakiri sabahlı akşamlı doyurması gerekli olur. Doyurma yemek yedirmek şeklinde olabileceğigibi yemeğin bedelini kendisine vermekle de olabilir. Ayrıca bir günde altmış fakirin doyurulmasından bir fakirin altmış gün süreyle doyurulmasına kadar çeşitli seçenekleri vardır. Ancak doyurulacak fakir, kefâret verenin bakmakla yükümlü olduğu kimseler arasından olmamalıdır. Doyurmada veya yerine para ödemede ölçü, yemin kefâretiyle ilgili âyetin (el-Mâide 5/89) ifadesinden de hareketle, kefâret verecek şahsın ve ailesinin günlük gıda tüketim ortalaması olmalıdır.