''İftarı sıcakta sabırla beklemek, çok daha faziletli''
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Keskin:''Sıcak zamanlarda iftarı sabırla beklemek, çok ama çok daha faziletli bir davranıştır. Allah'a kulluğun, itaatkarlığın,teslimiyetin de en bariz göstergesidir'' dedi.
Giriş Tarihi:
Güncelleme Tarihi:
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Mehmet Keskin, uzun ve sıcak yaz günlerinde iftarı sabırla beklemenin faziletine dikkati çekerek, ''Allah'a kulluğun, itaatkarlığın, teslimiyetin de en bariz göstergesidir'' dedi.
Keskin, ramazan ayında sahura kalkmanın önemine işaret ederek, seher vaktinin faziletiyle ilgili Zariyat Suresi'nde, Allah'a yakın olmaya çalışan müminlerin seher vakitinde O'ndan bağışlanma diledikleri şeklinde bir ayet bulunduğunu anlattı.
Sahur yemeğinin de yendiği seher vaktinin uykunun en önemli ve verimli kısmı olduğunu belirten Keskin, ''Siz uykunuzun en değerli, en yararlı kısmından fedakarlık edip Allah'a dua ediyorsunuz. Elbette ki o vakitte yapılan dualar Allah katında kabul görür, inşallah. Uykusundan fedakarlık edip, kalkıp mevlasına yönelen, dua eden, el açıp niyazda bulunan kimselerin dualarını Cenab-ı Allah reddetmez buyuruyor, Resulallah efendimiz'' diye konuştu.
Sahura kalkmanın sünnet olduğunu belirterek, ''Sahura kalkınız, sahurda bereket vardır'' hadisini hatırlatan Keskin, sahura kalkan kişinin gün içindeki aktivitelerini yapmak için gerekli enerjiyi aldığını söyledi.
Hz. Muhammed'in oruç tutmasalar bile çocukların da sahur için uyandırılmasını tavsiye ettiğini vurgulayan Keskin, ''Peygamber efendimiz sahur yemeğini onlara yedirmekte fayda olduğunu bildiriyor. Onun için anne babaların çocuklarını zorlamaksızın oruç tutmaya teşvik etmelerinde yarar vardır'' dedi.
''Peygamberimizin sofrası çok sadeydi''
Hz. Muhammed'in sahur ve iftar sofralarının çok sade olduğunu dile getiren Keskin, O'nun sofrasında çoğunlukla hurma ve su bulunduğunu söyledi.
Keskin, Hz. Muhammed'in mükellef sofralarda oturmadığını vurgulayarak, ''Çünkü sofrada nimet artınca, çeşit artınca onların hesabının çok sıkı tutulacağını biliyordu. Allah, kıyamet gününde de mutlaka sahip olduğumuz bu nimetlerin hesabını vereceğimizi bize açık şekilde hatırlatıyor'' ifadesini kullandı.
Müslümanlara mükellef sahur ve iftar sofralarından uzak durmalarını tavsiye eden Keskin ''Ancak bu demek değildir ki Allah'ın verdiği nimetlerden kendimizi yoksun bırakalım. Ama ölçülü olmakta fayda var. İslamiyet aşırılıkları kabul etmez. Ne tamamen bolluk ve lüks içinde ne de mahrumiyet içinde yaşamayı kabul eder. Çünkü nefsimizin de bizlerin üzerinde hakkı olduğunu Peygamber Efendimiz hadisinde hatırlatıyor'' dedi.
''İftarı beklemek kulluğun en bariz göstergesi''
İftarı beklemenin Allah'a kulluğun en bariz göstergesi olduğuna işaret eden Keskin, ''İftarı sıcak zamanlarda sabırla beklemek ise çok ama çok daha faziletli bir davranıştır. Allah'a kulluğun, itaatkarlığın, teslimiyetin en bariz göstergesidir'' diye konuştu.
Hz. Muhammed'in iftarı acele açmayı tavsiye ettiğini anlatan Keskin, ezan başlar başlamaz iftar edilebileceğini ama ezanı dinleyip, iftar duasını yaptıktan sonra yemeye başlamanın en ideali olduğunu söyledi.
''Lüks otellerde iftar açmaya hakkımız yok''
Hz. Muhammed'in tüm Müslümanları, iftarda oruçluları sofralarına davete teşvik ettiğini dile getiren Keskin, ''Bir oruçluya iftar yemeği veren kişi, o oruçlunun sevabı kadar sevap kazanır'' dedi.
Keskin, Müslümanların bu sünneti devam ettirmeleri gerektiğini belirterek, tanıdıkların yanı sıra ihtiyaç sahibi kişilerin de iftar sofralarına davet edilmesini tavsiye etti.
Her hususta olduğu gibi iftarda da lükse kaçmamanın önemine işaret eden Keskin, şöyle konuştu:
''Günümüzde bazı lüks otellerde çok pahalı fiyatlarla iftar yemekleri veriliyor. Halbuki bu dinimizin tasvip ettiği bir davranış değildir. Bizim dinimiz sadelik dinidir, israftan kaçınmayı emreden bir dindir. Lüks otellerde iftar yemeği vermeye veya iftar açmaya hakkımız yok. Dünyanın birçok yöresinde açlıktan ölümle karşı karşıya gelen Müslümanlar, insanlar varken bizim kendi egomuzu, aşırı ölçüdeki zevklerimizi tatmin etmek için bu kadar büyük masraflara girmemiz doğru olmaz.''
Keskin, iftar davetine icabet etmenin de sünnet olduğunu kaydetti.
Keskin, ramazan ayında sahura kalkmanın önemine işaret ederek, seher vaktinin faziletiyle ilgili Zariyat Suresi'nde, Allah'a yakın olmaya çalışan müminlerin seher vakitinde O'ndan bağışlanma diledikleri şeklinde bir ayet bulunduğunu anlattı.
Sahur yemeğinin de yendiği seher vaktinin uykunun en önemli ve verimli kısmı olduğunu belirten Keskin, ''Siz uykunuzun en değerli, en yararlı kısmından fedakarlık edip Allah'a dua ediyorsunuz. Elbette ki o vakitte yapılan dualar Allah katında kabul görür, inşallah. Uykusundan fedakarlık edip, kalkıp mevlasına yönelen, dua eden, el açıp niyazda bulunan kimselerin dualarını Cenab-ı Allah reddetmez buyuruyor, Resulallah efendimiz'' diye konuştu.
Sahura kalkmanın sünnet olduğunu belirterek, ''Sahura kalkınız, sahurda bereket vardır'' hadisini hatırlatan Keskin, sahura kalkan kişinin gün içindeki aktivitelerini yapmak için gerekli enerjiyi aldığını söyledi.
Hz. Muhammed'in oruç tutmasalar bile çocukların da sahur için uyandırılmasını tavsiye ettiğini vurgulayan Keskin, ''Peygamber efendimiz sahur yemeğini onlara yedirmekte fayda olduğunu bildiriyor. Onun için anne babaların çocuklarını zorlamaksızın oruç tutmaya teşvik etmelerinde yarar vardır'' dedi.
''Peygamberimizin sofrası çok sadeydi''
Hz. Muhammed'in sahur ve iftar sofralarının çok sade olduğunu dile getiren Keskin, O'nun sofrasında çoğunlukla hurma ve su bulunduğunu söyledi.
Keskin, Hz. Muhammed'in mükellef sofralarda oturmadığını vurgulayarak, ''Çünkü sofrada nimet artınca, çeşit artınca onların hesabının çok sıkı tutulacağını biliyordu. Allah, kıyamet gününde de mutlaka sahip olduğumuz bu nimetlerin hesabını vereceğimizi bize açık şekilde hatırlatıyor'' ifadesini kullandı.
Müslümanlara mükellef sahur ve iftar sofralarından uzak durmalarını tavsiye eden Keskin ''Ancak bu demek değildir ki Allah'ın verdiği nimetlerden kendimizi yoksun bırakalım. Ama ölçülü olmakta fayda var. İslamiyet aşırılıkları kabul etmez. Ne tamamen bolluk ve lüks içinde ne de mahrumiyet içinde yaşamayı kabul eder. Çünkü nefsimizin de bizlerin üzerinde hakkı olduğunu Peygamber Efendimiz hadisinde hatırlatıyor'' dedi.
''İftarı beklemek kulluğun en bariz göstergesi''
İftarı beklemenin Allah'a kulluğun en bariz göstergesi olduğuna işaret eden Keskin, ''İftarı sıcak zamanlarda sabırla beklemek ise çok ama çok daha faziletli bir davranıştır. Allah'a kulluğun, itaatkarlığın, teslimiyetin en bariz göstergesidir'' diye konuştu.
Hz. Muhammed'in iftarı acele açmayı tavsiye ettiğini anlatan Keskin, ezan başlar başlamaz iftar edilebileceğini ama ezanı dinleyip, iftar duasını yaptıktan sonra yemeye başlamanın en ideali olduğunu söyledi.
''Lüks otellerde iftar açmaya hakkımız yok''
Hz. Muhammed'in tüm Müslümanları, iftarda oruçluları sofralarına davete teşvik ettiğini dile getiren Keskin, ''Bir oruçluya iftar yemeği veren kişi, o oruçlunun sevabı kadar sevap kazanır'' dedi.
Keskin, Müslümanların bu sünneti devam ettirmeleri gerektiğini belirterek, tanıdıkların yanı sıra ihtiyaç sahibi kişilerin de iftar sofralarına davet edilmesini tavsiye etti.
Her hususta olduğu gibi iftarda da lükse kaçmamanın önemine işaret eden Keskin, şöyle konuştu:
''Günümüzde bazı lüks otellerde çok pahalı fiyatlarla iftar yemekleri veriliyor. Halbuki bu dinimizin tasvip ettiği bir davranış değildir. Bizim dinimiz sadelik dinidir, israftan kaçınmayı emreden bir dindir. Lüks otellerde iftar yemeği vermeye veya iftar açmaya hakkımız yok. Dünyanın birçok yöresinde açlıktan ölümle karşı karşıya gelen Müslümanlar, insanlar varken bizim kendi egomuzu, aşırı ölçüdeki zevklerimizi tatmin etmek için bu kadar büyük masraflara girmemiz doğru olmaz.''
Keskin, iftar davetine icabet etmenin de sünnet olduğunu kaydetti.