Çünkü beyin lobları problem ve zoru çözme için üretilmiştir. Ve duygularını gizleyen adam her zaman daha değerli bir yer alır kadınların top 10 listesinde. Peki erkekler neden duygularını gizler...
Listemizin ön sıralarında erkeklerin delikanlılık kitabına uygun adım atması geliyor. Erkekler büyürken 'erkek adam şöyle, erkek adam ağırdır, erkek adam sevse de belli etmez' diye beyne yüklenen komutlarla yaşamıştır. Çocukluğunda bu şekilde büyüyen adamımız baba ocağından uzun bir süre uzak kalır. Tabiki askerlik. Bu dönemde de 'asker ölmez, asker uyumaz, asker yemek yemez, vb.' komutlar yüklenir beyne. Yani erkek serttir ve güçlü durmalıdır. Fakat bu gücü, duygularını belli etmeme yönünde kullanır. Siz hiç He-man'in sevgilisine açıldığını gördünüz mü?
Listemizin ikinci sırasında ne hissettiğinin bir sır olarak kalması gerektiğini ve bunun dünyanın en kıymetli hazinesi olduğunu falan zanneder. Ve hazineler her zaman gizli bir yerde saklıdır. Ama bu arz talep meselesi.
Kadınlar çözmeye çalıştıkça, erkekler bunu saklamayı iyi becerir.
Birçok erkek kadınlardan bile daha duygusaldır. Hatta duygusal filmde TV'nin karşısında mendille bile ağlayan erkekler biliyorum. Ama adam, hatun kişinin karşısında nasıl bir savunma kalkanı kullanıyorsa bunu hiçbir zaman ona belli etmiyor. Çünkü erkekler için duygusallık bir zaaftır.
En önemli etken ise kadınlar ile ortak nedenleri olması. Erkeklerin ayar konusunda ortası yoktur. Her işe baktığı gibi ya siyah ya beyazdır. O yüzden orta kıvamda hiçbir şeyi pişiremezler. Ya az pişer ya da yanar. Buna sebep, yaşamış olduğu daha önceki ilişkisinde bütün duyguları arzular şelale şeklinde ortaya serdiği için hatun kişisini bunaltmış ve kaçırmıştır. Eee yaşanılan tecrübe ona bunu öğretmiştir.
Gelelim listemizin ön önemli sırasına. Bir neden de şudur: Belli etmiyor çünkü hislerini evdeki pul koleksiyonunda gizlemiştir. Ya da evinde bir kahvede. Sonrası malum... O geceden sonra kendi de hisleri de ortadan kaybolur.
* * *
ALKIŞLIYORUM
Zamanın en büyük Mafya babası çok ağır bir suçtan yargılanmaktadır ve idamı istenmektedir. Jüri üyelerinin içinde Temel de vardır.
Mafyanın adamları mahkemeden önce Temel'i bir kenara çekerler ve şöyle derler:
-Temel ne yap et, Baba için alınacak kararı müebbete çevir, yoksa bu senin sonun olur!!!
Temel'in içine korku düşmüştür: Acep ne yapsam da bu adamı kurtarsam diye düşünür. Dava başlar, günlerce devam eder ve nihayet jüri üyeleri karar vermek üzere odalarına geçerler. Aradan uzun bir süre geçtikten sonra jüri geri gelir ve kararını okur:
- Müebbet hapis.
Bunu duyan Baba'nın adamları ne yapacaklarını şaşırırlar, doğru Temel'e gidip:
-Afferim sana Temel şimdi gözümüze girdin derler. Ehh be Temel iyi güzel de bu işi nasıl başardın, diye sorarlar.
Temel:
- Sormayın bre uşaklar, millet 'Beraat, Beraat' diye tutturdu. Müebbete çevirmek için aklan karayı seçtim, der.
* * *
SULTAN ALPARSLAN
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla: "300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor" der. Alparslan önemsemeyerek şöyle der: "Biz de onlara yaklaşıyoruz."
* * *
ALKIŞLI YORUM
Müdür, bahçede toplanan öğrencilere seslenmektedir. O esnada burnunu karıştıran biri gözüne çarpar.
- Hey sen lacivert ceketli! Karıştırma burnunu! (634 kişiydik, elimiz ayağımıza karıştı yemin ediyorum.)