Suriye'de devrik rejimin hapishanelerinde yaklaşık 1,5 yıl tutulan ve Esed rejiminin çöküşüyle özgürlüğüne kavuşan Mutasım Kattan, cezaevinde maruz kaldığı sistematik işkence, açlık, temel ihtiyaçlardan mahrum bırakılma ve zorla alınan gerçek dışı itiraflarla rejimin insanlık dışı zulmünü gözler önüne serdi.
Suriye'de iç savaşın başlamasıyla rejim güçleri tarafından alıkonulan binlerce kişi, hapishanelerde işkencelere maruz kaldı ve sistematik şekilde öldürüldü. Baas rejiminin devrilmesi, bu cezaevlerindeki insanlık dışı uygulamalara dair daha çok kanıtın gün yüzüne çıkmasına vesile oldu.
Mağdurların anlattıkları, Baas rejiminin, otoritesini sağlamak ve muhalif sesleri sindirebilmek için uyguladığı baskının boyutlarıyla zulmün kapsamını ortaya koyuyor.
Esed rejiminin mağdurlarından biri olan evli ve bir çocuk babası Mutasım Kattan, cezaevinde yaşadıklarını, kendisi gibi diğer tutsakların maruz kaldığı psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddeti anlattı.
HAPİSHANELERDE TUTULANLAR İNSANLIKTAN ÇIKARILIYORDU
Esed rejiminin çıkardığı aftan yararlanmak için Eylül 2023'te teslim olduğunu belirten Kattan, kendisine, yaklaşık 1 gün kadar sürecek işlemlerin ardından serbest bırakılacağının söylendiğini ifade etti.
Kattan, tutuklanmasının ardından, rejimin yarım asırdan fazla süredir sorgu ve işkence merkezi olarak kullandığı Filistin Şubesine götürüldüğünü ve serbest kalmaya dair tüm ümitlerini yitirdiğini aktardı.
Filistin Şubesinin halk arasında dehşetle anıldığını söyleyen Kattan, "Daha önce Filistin Şubesi hakkında duyduğumuz bazı şeyler vardı. Oradan çıkanların ölü ya da bitkin çıktıklarını, hafızalarını kaybettiklerini anlatırlardı." dedi.
Burada alıkonulanların kimliklerinin unutturulduğuna ve insanlıktan çıkarıldığına işaret eden Kattan, bu yöntemle, tutsakların yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik olarak da sindirilmesinin hedeflendiğini kaydetti.
Kattan, "Müdür, bana 'Şimdi içeri gireceksin ve adını unutacaksın. Sadece sana verilen numarayı hatırla.' dedi. Bana 49 numarasını verdiler. Adım 49 olarak kaldı." ifadesini kullandı.
İŞKENCE ALTINDA ZORLA ALINAN "İTİRAFLAR"
Götürüldüğü koğuşta tutulanların maruz kaldığı insanlık dışı durumu detaylandıran Kattan, insanların, su ve gıdadan mahrum bırakıldıkları için bir deri bir kemik kaldığını, perişan ve hasta hale geldiklerini belirtti.
Cezaevindeki yetkililerin, dayakla kendisine işlemediği bir suçu itiraf ettirmeye çalıştığını ifade eden Kattan, ilk sorgusunun yaklaşık 6 saat sürdüğünü, elleri arkadan kelepçeli şekilde duvara asıldığını ve yoğun fiziksel şiddet uyguladıklarını kaydetti.
"TIRNAKLARIMI ÇEKTİLER"
Kattan, ardı arkası kesilmeyen işkencelere dayanamadığı için kendisine denilenlere uymak zorunda kaldığını şu sözlerle anlattı:
"Üçüncü sorguda bana terörü finanse ettiğim söylendi. Ben de '25 yaşındayım, nasıl terörü finanse edebilirim? Bir çocuğum var, onun bezine bile para yetmiyor.' dedim. Bana inanmadılar, tekrar işkence yaptılar. Tırnaklarımı çektiler. İşkencelere artık dayanamıyordum. En sonunda, 'Ne isterseniz onu itiraf edeceğim' dedim. Beni imza atmaya zorladılar."