Yaz aylarında güneşlenmek ve bronz bir tene sahip olmak cazip görünebilir, ancak uzmanlar uyarıyor. Cilt kanseri vakalarının %80'i güneş yanıklarından kaynaklanıyor. Bronzluk takıntısı, sağlığınızı ciddi tehlikeye atabilir. Uzmanlar, özellikle yaz mevsiminde güneş kremi kullanımının hayati önem taşıdığını ve güneşten korunmanın cilt kanserine karşı en etkili savunma olduğunu vurguluyor.
GÜNEŞ KREMİNİ DOĞRU KULLANMANIN ÖNEMİ
🌞Yaz mevsimiyle birlikte güneşin zararlı etkilerine karşı korunmak her zamankinden daha önemli hale geliyor. Güneş kremi kullanmak, yalnızca güneş yanıklarını önlemekle kalmaz, aynı zamanda cilt kanseri riskini de ciddi ölçüde azaltır. Bu noktada doğru SPF (Güneş Koruma Faktörü) seçimi ve uygulama alışkanlığı büyük rol oynar.
SPF NEDİR?
🌞SPF, güneş kreminin UV (ultraviyole) ışınlarına karşı ne kadar koruma sağladığını ifade eder. Örneğin SPF 30, UV ışınlarının %3'ünün cildinize ulaşmasına izin verirken, SPF 50 bu oranı %2'ye kadar düşürür. Aralarındaki fark küçük gibi görünse de hassas ciltler ve yüksek risk grubundaki kişiler için bu fark önemlidir.
🌞Dermatologlar genellikle en az SPF 30 içeren bir ürün kullanmanızı önerir. SPF 50 ve üzeri ürünler ise daha pahalı olsalar da sadece sınırlı ek koruma sağlar.
🌞Güneş kremi her 2 saatte bir yenilenmelidir. Eğer yüzdüyseniz, terlediyseniz ya da havluyla kurulandıysanız bu süre daha da kısalır. Her zaman kuru bir cilde uygulayın ve böcek kovucu kullanıyorsanız, önce güneş kremini sürüp ardından sprey ya da losyonu kullanın.
CİLT KANSERİNDEN KORUNMAK İÇİN GÜNEŞ KREMİ ŞART
🌞Cilt kanserinin en tehlikeli türü olan melanom vakalarının büyük çoğunluğu %80'den fazlası güneş yanıklarına bağlı olarak ortaya çıkıyor. Ne yazık ki bu oran her yıl artmaya devam ediyor.
🌞Dünya genelinde yılda yaklaşık 1,5 milyon kişi cilt kanserine yakalanıyor ve uzmanlara göre bu sayının 2040 yılına kadar %50 oranında artması bekleniyor. Bu ürkütücü verilere ve kamuoyuna yapılan sayısız uyarıya rağmen, hala güneş koruyucu ürünlerin nasıl ve ne zaman kullanılması gerektiği konusunda yaygın bir bilgi eksikliği söz konusu.