Teknoloji hızla ilerliyor ancak insanlık yavaşlıyor. Ekran başında geçirilen uzun saatler, "koltuk konforu"na duyulan tutku ve hareketsiz yaşam tarzı artık sadece sağlık sorunlarıyla değil görünüşümüzle de tehdit oluşturuyor. Adım takip uygulaması WeWard, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve CDC verilerini kullanarak, 2050 yılında hareketsiz yaşam tarzına sahip ortalama bir insanın nasıl görünebileceğini "Sam" adlı dijital bir modelle ortaya koydu.
"Sam" sadece bir karakter değil; hareketsizliğin insan vücudu üzerindeki yıkıcı etkilerini temsil eden tıbbi temelli bir dijital projeksiyon. WeWard, ChatGPT'ye entegre ettiği bilimsel verilerden yararlanarak Sam'i tasarladı. Ortaya çıkan sonuç ise ürkütücü:
Sam, fiziksel hareketsizliğin ve ekran bağımlılığının beden üzerindeki izlerini birebir taşıyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ergenlerin yüzde 80'i, günlük olarak gerekli fiziksel aktivite seviyesine ulaşamıyor.
WeWard bu durumu şöyle özetliyor:
"Artık yemek siparişi vermekten iş toplantılarına kadar her şey koltuğumuzdan yapılabiliyor. Sosyal medyada geçirilen saatler ise ekran başında geçirilen zamanı katlıyor."
Kısacası konfor kültürü bizi adım adım hareketsizliğin pençesine sürüklüyor.
Sam'in bedeninde görülen yağ birikimi, oturmanın getirdiği enerji fazlasının yağ dokusuna dönüşmesinin bir sonucu. Uzun vadede bu durum kalp-damar hastalıkları, diyabet ve metabolik bozukluklara zemin hazırlıyor.
Ekran karşısında geçirilen saatler, boynun öne eğilmesine ve sırtın kavislenmesine neden oluyor. Uzmanlar bu duruş bozukluğuna "text neck" yani teknoloji boynu adını veriyor. Bu durum yalnızca estetik bir sorun değil; boyun ve omuzlarda kronik ağrıya da yol açabiliyor.
