78 kişiye mezar olan Grand Kartal Otel davasında 2. celse! Otel Müdürü Yılmaz'dan kan donduran itiraf: Yangın alarmı çalıştırma talimatı vermedim

Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetmiş ve 133 kişi yaralanmıştı. 19'u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın 2. duruşmasının ilk günü dün görüldü. Sanıkların beyanlarıyla devam eden duruşmada, Otel Müdürü Zeki Yılmaz da önceki beyanlarını tekrar ettiğini kaydetti. Mahkeme başkanının, "Emir Aras sana alarmı çalman için talimat verdi mi?" sorusuna Yılmaz, "Emir beyi aradım ama karşı taraftan cevap alamadım." yanıtını verdi. Yılmaz, müşteki avukatının, "Yangını haber aldıktan sonra kimseye alarmı çalıştır diye talimat verdiniz mi?" sorusunu, "Hiç kimseye talimat vermedim." şeklinde yanıtladı. Duruşmada yaşananları anbean takvim.com.tr'den takip edebilirsiniz.

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
78 kişiye mezar olan Grand Kartal Otel davasında 2. celse! Otel Müdürü Yılmaz'dan kan donduran itiraf: Yangın alarmı çalıştırma talimatı vermedim

Bolu'nun Kartalkaya Kayak Merkezi'nde 21 Ocak'ta çıkan ve 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı ve 19'u tutuklu 32 sanığın yargılandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin davanın 2. duruşması görülüyor.

Duruşmanın yapılacağı Bolu Sosyal Bilimler Lisesi çevresi, güvenlik önlemleri kapsamında polis barikatlarıyla kapatıldı.

Mahkeme günlerinde okula çıkan yol çift yönlü olarak araç ve yaya trafiğine kapatılacak. Bölgede görevli polis ekipleri nöbetlerini tutmaya devam ediyor.

Duruşmalar süresince yaklaşık bin polis görev alacak. Girişler yalnızca önceden belirlenen listelerde adı bulunan kişilere izin verilecek şekilde yapılacak. Ayrıca cep telefonlarının mahkeme salonuna alınmayacağı öğrenildi.

Duruşmada yaşananları anbean takvim.com.tr'den takip edebilirsiniz.

CANLI ANLATIM

"HİÇ KİMSEYE TALİMAT VERMEDİM"

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta, 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı yangına ilişkin, 19'u tutuklu 32 sanığın yargılandığı dava sanık savunmalarıyla sürdü.

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatlarının katılımıyla görülen 2. duruşmada, taraflara, celse arasında şikayetleri üzerine müştekiler (yaralı) Maya, Sim, Canel ve Berkuk Emre Koca'ya yönelik sanıklar hakkında hazırlanan iddianamenin mahkeme dosyasıyla birleşmesi ve gelen belgelere ilişkin söz verildi.

Tutuksuz sanık Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilisi İsmail Karagöz, daha önceki savunmasının aynen geçerli olduğunu söyledi.

 

Tutuklu sanık otelin muhasebe müdürü Kadir Özdemir de yangının meydana geldiği Grand Kartal Otel'de değil, Gazelle Otel'deki merkez muhasebe ofisinde çalıştığını, daha önceki savunmasını tekrar ettiğini belirtti.

Tutuksuz sanık iş güvenliği uzmanı Kübra Demir ise Gazelle Otel'de çalışan personele iş güvenliği eğitimleri verdiğini, Grand Kartal Otel'e hiçbir şekilde gitmediğini ifade etti.

Avukat Yüksel Gültekin'in, "Yazınızla, imzanızla Grand Kartal Otel personeline eğitim verdiğinize ilişkin tutanak var. Siz bu defterleri hiç eğitim vermeden mi doldurdunuz yoksa otele gidip mi doldurdunuz? Yoksa eğitimi hiç vermediniz mi?" sorusu üzerine Demir, "Gazelle Otel'de Grand Kartal Otel'e çıkacak personele eğitim verdim." yanıtını verdi.

Tutuksuz sanık muhasebe görevlisi Mehmet Salun da önceki savunmalarını tekrar ettiğini dile getirdi.

Mahkeme başkanının, otel çalışanlarının olduğu gruba yazdığı, "Gelecek tanıklarla bir avukatlar görüşsün derim. 3 maymunu oynasınlar derim. Çalıştığı departman dışı bilgi vermesinler. Yoksa olayları saçma sapan hale getiriyor diğer taraf." şeklindeki mesajları sorması üzerine Salun, kimseyi etkileme amacı olmadığını ileri sürdü.

Müşteki avukatları, mesajların okunmasının ardından tanıkları yönlendirdiği ve delil karartma şüphesi olduğu gerekçesiyle sanığın tutuklanmasını istedi.

 

Tutuklu sanık eski İl Özel İdare Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel de önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirterek, otelin denetim yetki ve sorumluluğunun Kültür ve Turizm Bakanlığına ait olduğunu savundu.

Tutuklu sanık Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, daha önceki ifadesini tekrar ettiğini söyledi.

Otel resepsiyon görevlisi tutuksuz sanık Yiğithan Burak Çetin ve mutfak personeli Reşat Bölük, önceki savunmalarını tekrar ettiklerini beyan etti.

Tutuklu sanık İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun, daha önce yangın güvenliği raporunun talebe bağlı iptal edildiği birçok örnek bulunduğunu, bunların bazılarında iptal gerekçesi yazıldığını, bazılarında da yazılmadığını anlattı.

Yangın güvenliği raporunun talebe bağlı olarak iptal edilmesinin hukuki bir işlem olduğuna değinen Coşkun, "İptal dilekçesinin talep edildiği, iptal dilekçesinin onaylandığı ve 'White Fox' isimli kafenin denetiminin yapıldığı tarihlerde izinli olduğumu tekrar ifade ediyorum. İptal hadisesi talep edenin iradesiyle gerçekleşmiştir. Talimat almadığım ve talimat vermediğim ortadadır." ifadelerini kullandı.

Bolu Belediye Başkan Yardımcısı tutuklu sanık Sedat Gülener de önceki savunmalarını tekrar ederek, denetim formunu görmediğini ve görmediği eksiksizliklerin risk analizini yapmasının mümkün olmadığını öne sürdü.

Gülener'in avukatının savunmasının ardından söz alan yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin, "Öncelikle hocama verdiği ders için teşekkür ediyoruz." ifadesini kullanınca sanık müdafisi araya girerek tepki gösterdi.

Bunun üzerine Gültekin, "Oturun yerinize, biz buraya ders dinlemeye gelmedik. Denetim görevlerini yerine getirselerdi ölmeyeceklerdi, vicdansızlar." şeklinde konuştu.

 

Gültekin'in, "Sen talimat almadan bu kararı veremezsin. Bu talimatı nereden aldınız, ne karşılığı aldınız?" sorusuna Gülener, "Görevim gereği hiç kimseden talimat almadım. Zaten üt düzey yöneticiyim. Hayatın olağan akışı içerisinde gelen dilekçeydi." cevabını verdi.

Tutuklu sanık itfaiye eri İrfan Acar da Kenan Coşkun'un kendisine başvurunun yanlış yapıldığını, kafeye ilişkin dilekçe verileceğinin söylediğini aktararak, "Akabinde iptal dilekçesi geldi. Daha önce de bu şekilde işlemler yapıldı. İptal dilekçesinin işleme konulmasında bana verilen görevler doğrultusunda işlem yapılmıştır. Bildirim yapılması zorunlu değildir. Rapor oluşmamıştır, oluşmayan raporu bildirmem beklenemez." diye konuştu.

Söz alan avukat Yüksel Gültekin, Kültür ve Turizm ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıkları yetkililerinin dosyaya dahil edilmesini beklediklerini, cumhuriyet savcısının ek iddianame açmasını ve mahkemede birleştirilmesini istediklerini kaydetti.

Gültekin'in, "Daha iptal etmeden denetime gidiyorsun, neden?" sorusuna Acar, "Müdür bey, 'Bir gün öncesinden yanlış yapmışlar kafeye başvuracaklar.' dedi." şeklinde yanıt verdi.

Acar, Gültekin'in, "Bunun arkasında kim varsa elini vicdanına koy insan gibi söyle, çok ciddi ceza alacaksın, yoksa çok geç olacak." beyanı üzerine, "Bu işin arkasında kim var, kimler var bilemem. Beni arayan birileri yok." ifadelerini kullandı.

Bu sırada kürsüye çağrılan Gülener, Gültekin'in, "Belediye Başkanıyla nasıl akrabalığınız var?" sorusuna, "Halamın oğlu." cevabını verdi.

Tutuklu sanık teknik personel şefi Tahsin Pekcan savunma yapacağı sırada söz alan müşteki avukatı, 30 Temmuz'da tutuklu sanık otelin genel müdürü Emir Aras'ın, İstanbul'daki evinde yapılan aramaya Pekcan'ın müdafisinin katıldığını belirterek, çıkar çatışması olacağını düşündüklerinden başka avukat görevlendirilmesi talebinde bulundu.

 

Pekcan'ın avukatı, aramaya fiili olarak katılmadığını, kapı önünde sadece imza attığını kaydetti.

Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, sanık Pekcan'a başka bir avukat atanmasını istedi.

Mahkeme heyetinin durumu görüşmek üzere ara verdiği esnada, bazı müştekiler, sanıklara ve avukatlara tepki gösterdi, "Hepiniz katilsiniz" diye bağırdı.

Ara karar kuran heyet, menfaat çatışması ihtimaline karşı Pekcan'a başka bir müdafi atanmasına karar verdi.

Sanıkların beyanlarıyla devam eden duruşmada, Otel Müdürü Zeki Yılmaz da önceki beyanlarını tekrar ettiğini kaydetti.

Mahkeme başkanının, "Emir Aras sana alarmı çalman için talimat verdi mi?" sorusuna Yılmaz, "Emir beyi aradım ama karşı taraftan cevap alamadım." yanıtını verdi.

Yılmaz, müşteki avukatının, "Yangını haber aldıktan sonra kimseye alarmı çalıştır diye talimat verdiniz mi?" sorusunu, "Hiç kimseye talimat vermedim." şeklinde yanıtladı.

Müşteki avukatının, "Hayatlarını kurtardığınız otel sahipleri ve personel dışında hangi misafirin tahliyesinde etkin şekilde rol aldınız?" sorusu karşısında Yılmaz, "Hatırlayamadım." ifadelerini kullandı.

Tutuklu sanıklar İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ve LPG tesisatı bakım görevlisi Muharrem Şen de daha önceki beyanlarını tekrar ettiklerini kaydetti.

Tahsin Pekcan, görev yerinin Gazelle Otel olduğunu, elektrikle ilgili işlem yapmadığını savundu.

Sanık avukatları da müvekkillerinin beyanlarına katıldıklarını belirterek, esas hakkındaki mütalaaya ilişkin savunma yapmak için süre ve tahliye talebinde bulundu.

Duruşmaya, yarın sabaha kadar ara verdi.

ARAŞTIRMA KOMİSYONU ÜYESİ KÖKSAL'DAN AÇIKLAMA

TBMM Kartalkaya Otel Yangını Araştırma Komisyonu Üyesi ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Tuba Köksal, duruşma arasında gazetecilere yaptığı açıklamada, salonda bazen aileleri de incitecek şekilde konuşmalara şahit olduklarını anlattı.

Davanın sonuna kadar takipçisi olduklarını ve her süreci adım adım takip ettiklerini göstermek için ailelerin yanında yer aldıklarını dile getiren Köksal, "Sonuç raporu yayınlanmadı ancak ayrıntılı şekilde her komisyon toplantısında biz bunları inceledik, süreçlerin takipçisi olduk. Bugün de ikinci davanın başlamasıyla tekrar bu acılar tazelendi. İnşallah sorumluların suçluların cezasını aldığı bir süreçle tamamlarız." dedi.

Açıklamasında, sürecin başından bu yana olayın takipçisi olan ve kamuoyunu bilgilendiren basın mensuplarına da teşekkür eden Köksal, ailelerin buna çok ihtiyacı olduğunu sözlerine ekledi.

"SEDAT GÜLENER, TANJU ÖZCAN'IN HALASININ OĞLU ÇIKTI"

 Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel yangınında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin, "Bizim açımızdan olayı ortaya çıkaran İrfan Acar'ın (itfaiye eri) ifadeleri makbul. Netice itibarıyla Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürü'nün (Kenan Coşkun) de bu olaydan haberi olduğu, bilgisi olduğu açık şekilde ortaya çıktı." dedi.

Bolu Sosyal Bilimler Lisesi Spor Salonu'nda yapılan duruşmayla ilgili gazetecilere açıklama yapan Gültekin, duruşmada otel sahibi tutuklu sanık Halit Ergül'ün, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı ile yakınlığının ortaya çıktığını öne sürerek, "Yakınlığından kastım, inkar edilemez şekilde aynı birliklerde görev yapmaları, bunun denetimle ilgili bağlantıları ortaya çıktı. Bu bizim için çok önemli. Şu açıdan önemli çünkü biz bu meselede yargı önüne gelmeyen sorumluların da yargılanmasını ısrarla talep ediyoruz." diye konuştu.

Gültekin, Kültür ve Turizm Bakanlığından 3 kişi için soruşturma izni çıktığını hatırlatarak, "Diğer müracaatlar da Danıştay'da devam ediyor tümüyle ilgili. Bu yargılama, bu hadisede karar vermeyi Danıştay açısından biraz daha kolaylaştıracaktır diye düşünüyorum. Bizim açımızdan önemli bir bağlantı." ifadelerini kullandı.

 

Duruşmadaki ikinci önemli meselenin de Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü'nde görev yapan itfaiye eri İrfan Acar ve İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ile ilgili olduğunu aktaran Gültekin, şöyle devam etti:

"Açık ve net şekilde baştan itibaren Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürü'nün talimatları doğrultusunda hareket ettiğini, onun bilgisi doğrultusunda işlem yaptığını, eksiklikleri kendisine bildirdiğini, onun talimatları doğrultusunda yazının geri çekildiğini beyan etti. İtfaiye Müdürü de 'Benim herhangi bir şekilde olayla bağlantım yoktur. Ben kimseye bir şey yapmadım.' tarzında beyanlarda bulundu. Netice itibarıyla mahkeme bu hususu değerlendirecektir. Bizim açımızdan olayı ortaya çıkaran İrfan Acar'ın ifadeleri makbul. Netice itibarıyla Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürü'nün de bu olaydan haberi olduğu, bilgisi olduğu açık şekilde ortaya çıktı."

"VAHİM BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ"

Gültekin, tutuklu sanık Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Sedat Gülener'e ilişkin, "Mahkemede sorduğumuz sorular sonucunda Sedat Gülener'in, Tanju Özcan (Bolu) belediye başkanı olmadan önce belediyeye bağlı özel olarak 20 kişilik otobüs grubunda, otobüslerin başında olduğu, Tanju Özcan'ın belediye başkanı olmasıyla liyakatinin, tahsilinin çok ötesinde bir yükseliş göstererek 5 kurumun, itfaiye müdürlüğü de dahil kendisine bağlanan en önemli belediye başkan yardımcısı olduğu ortaya çıktı." dedi.

Duruşmada Gülener'e, Tanju Özcan ile akrabalık bağının olup olmadığı konusunda soru sorduğuna işaret eden Gültekin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Maalesef halasının oğlu olduğunu öğrendim. Bugüne kadar yargılamada basına yansımayan önemli bir bilgiydi bu. Toplumdaki çürümüşlüğün açık şekilde göstergesi. Netice itibarıyla ben bu konuda takdiri kamuoyuna bırakıyorum. Bu olayın baş faillerinden, belediye personellerinin başında olan Sedat Bey'in, Tanju Bey'in halasının oğlu olduğu ortaya çıktı. Bu neyi gösterir? Normal olarak tahsili, belediyedeki birikimi, kariyeri el verse tabii bir hadise olmaz. Normal yükselişi saygıyla karşılarız. Akraba olması suç değil ama otobüslerde muavin olan, otobüs kahyasını başımıza belediye başkan yardımcısı yapan zihniyetle maalesef Türkiye'de bir yere varmamız mümkün değil. Vahim bir durumla karşı karşıyayız."

Dava süreciyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Gültekin, duruşmanın devam ettiğini, 2 gün sürmesini beklediklerini, esas hakkında verilen mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere müşteki ve sanık vekillerine söz verilmesini beklediklerini kaydetti.

"BOLU'DAKİ SAĞIR SULTAN BİLİYOR"

Yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin, beyanda bulunduğu esnada sanık müdafi araya girince tepki göstererek, şu ifadeleri kullandı:

"Beni dinlemek zorundasınız. 8 canını kaybetmiş bir baba olarak sizden bu nezaketi beklemiyorum, meslektaş olarak nezaket bekliyorum. (Tutuksuz sanık iş güvenliği uzmanı Ece Kayacan'a yönelik) Konuşmanızın başında, 'Vicdanen rahatsızlık hissetmiyorum.' dediniz. Sizden rahatsızlık hissetmenizi beklemiyoruz, sizde vicdan mı var? Mahkeme heyetinin vicdanlı olduğuna ve adil karar vereceğine inanıyorum. Gün yüzü görmeyeceksiniz."

Şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Emine Murtezeoğlu Ergül de önceki savunmasını tekrarladığını kaydetti.

Bu sırada tekrar söz alan avukat Gültekin, "Bu otelin gerçek sahibinin Emine Hanım olduğunu Bolu'daki sağır sultan bilir. Sayın savcılık bilmemiş. Burada olası kastla bir sanık yargılanacak denilse o sanık Emine Hanım'dır. Halit Bey garsondur, herkes bilir." diye konuştu.

 

 

"BİLSEYDİM OTELİ KAPATIR MIYDIM"

Otelin sahibi Halit Ergül ise "Bu olayın olabileceğini bilseydim, ne ortaklarım, ne misafirlerim, ne eşim, ne çocuklarım, ne de kendim kalırdım, bu oteli kendim kapatırdım" dedi.

Ergül'ün savunması sırasında salonda tansiyon yükseldi. Bazı taraflar, "Katil" diye bağırdı.

"EVET ÇÜNKÜ KENDİ ÇOCUKLARINIZI ALIP KAÇTINIZ"
Halit Ergül'e, "Otel müdürüyle ya da başkasıyla, 'Misafirleri uyandırmayın, yangını söndürün' tarzında bir haberleşmeniz oldu mu?" diye de soruldu. Ergül, bu soruya, "Kesinlikle öyle bir konuşmam olmadı" şeklinde cevap verdi. Bu sırada salondan birisi, "Evet çünkü kendi çocuklarınızı alıp kaçtınız" şeklinde cevap verdi.

"BU OLAYDA 'OLURSA OLSUN' DEMEM MÜMKÜN DEĞİL"
Mütalaada, aralarında Halit Ergül'ün de bulunduğu 7 sanığın, tespit edilen hayati riskleri bilmelerine rağmen "olursa olsun" mantığıyla hareket ederek öngördükleri neticeyi kabul ettikleri vurgulanmıştı. Buna ilişkin Ergül, "Benim burada bu olayda 'olursa olsun' demem mümkün değil. Kendim de kalıyorum, misafirlerim kalıyor, eşim, çocuklarım, torunlarım kalıyor. Mümkün değil böyle bir şey demem" ifadelerini kullandı.
Ergül ile Aras'ın da aralarında bulunduğu 17 sanığın savunmaları tamamlandı.

Mahkeme heyeti, duruşmaya öğle arası verdi.

"KATİLLER!"

Savunması için söz hakkı verilen sanıklardan Halit Ergül'ün damadı ve otelin yönetim kurulu üyesi Emir Aras, "Ben bu otelde yangının hızla yayılacağını bilsem kendi çocuğumu, eşimi otelde kaldırır mıyım? Ben kendim kalır mıyım? Görüntülerin ben çıkacağını biliyordum, ben bağırdım sandım, öyle hatırlıyorum. Çıkarken 'Yangın var' diye bağırdım. Kamera bizi arkadan çekiyor. Koridorun sonunda duman var ben o dumana odaklanmışım. Hatta konuşma kayıtlarında çıktı ben 'Alarmı açın' demişim. Bunu hatırlamadığım için mahkeme huzurunda dememiştim ama kayıtlarda çıktı" dedi.

Aras'ın sözlerine müştekiler "Ses çıkartsanız bizim canlarımız yaşayacaktı. Katiller" diyerek tepki gösterdi.

 

"YARDIM ETTİM YOĞUN BAKIMDA KALDIM"

Tutuksuz sanık teknik personel Bayram Ütkü de önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirterek, "Yangının çıkmasıyla ilgili kusurum yoktur. Yangında insanların canını kurtarmaya çalıştım. Yardım etmeye çalışırken de yoğun bakımda yattım. Suçlamaları kabul etmiyorum." ifadesini kullandı.

Tutuksuz sanık LPG tesisatı bakım görevlisi Doğan Aydın, önceki ifadesini tekrar ettiğini söyledi.

Tutuksuz sanık iş güvenliği uzmanı Ece Kayacan da olayla ilgili sorumluluğu konusunda vicdanının rahat olduğunu söyleyerek, 2021-2025 tarihlerinde Gazelle Otel'de görev yaptığını, Grand Kartal Otel'de görev almadığını dile getirdi.

Duruşmayı, TBMM Kartalkaya Otel Yangını Araştırma Komisyonu Üyesi AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Tuba Köksal ile siyasi partilerin temsilcileri de izliyor.

"KURBAN OLARAK SEÇİLDİM"

Tutuklu sanık Gazelle Otel Genel Müdürü Ahmet Demir, savcılığın kendisini "kurban olarak seçtiğini", Grand Kartal Otel'le bağının olmadığının ortaya çıktığını öne sürerek, birleşen dosya için söyleyecek hususun bulunmadığını, önceki beyanlarını tekrar ettiğini kaydetti.

FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi tutuksuz sanık Ali Ağaoğlu ve çalışanı tutuksuz sanık Aleyna Beşinci de önceki savunmalarını tekrar ettiklerini söyledi.

YANGIN SONRASI DENETİM

Otel sahibi Halit Ergül'ün yönetim kurulu üyesi kızı Ceyda Hacıbekiroğlu ise daha önceki beyanlarını tekrar ettiğini dile getirdi. Hacıbekiroğlu, "Babam bize 'ben ölürsem ne yaparsınız' derdi. Ben de tutuklanınca öyle düşündüm. Avukat Ferit Atalay ile görüştüm, 'ne yapılması gerekiyorsa yapalım' dedim. Depremden sonra nasıl binaların sağlamlığı kontrol ediliyorsa bizde de yangından sonra kontrol yapıldı. 'Diğer otelle ilgili yapılması ne gerekiyorsa yapalım' dedik. Olaydan sonra birçok otelin kapatıldığını duyduk" ifadelerini kullandı.

"BENİM OTELDE YETKİM VE SORUMLULUĞUM YOKTUR"

Bilirkişi raporunda yer alan WhatsApp grubuna ilişkin ise Hacıbekiroğlu, "Gazelle Otel için WhatsApp grubu oluşturuldu, babam olmadığı için ben de orada bulundum. Onun dışında benim otelde yetkim ve sorumluluğum yoktur" dedi.

Ceyda Hacıbekiroğlu'nun savunması sırasında müştekiler de tepki gösterdi.

Savunmaların ardından 15 dakika ara verildi.

"DENETİM YAPMA YETKİM YOK"

Sanıklardan elektrik teknisyeni Bayram Ütkü, suçlamalarını kabul etmediğini ifade ederek, beraatını talep etti.

Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal da, İl Özel İdaresinin denetleme sorumluluğu olmadığını belirterek, "Otelin işlemlerinde hiçbir imzam bile yoktur. Denetim yapma yetkim yok, yapılan denetimlerde de bulunmadım" dedi.

Grand Kartal Otel Muhasebe Müdürü Cemal Özer de savunmasında, "Ben itfaiye ile sadece denetime iştirak ettim ve bu yüzden 8 aydır tutukluyum" şeklinde konuştu.

 

"KENDİ ARAMIZDA KENETLENİYORUZ"

Yangında 8 yakınını kaybeden Avukat Yüksel Gültekin de "Herkesin şunu çok açık bir şekilde bilmesini istiyorum. Biz her geçen gün aileler olarak daha da kendi aramızda kenetleniyoruz. Turizm Bakanlığının 3 tane personelinin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın emekli 1 personelini önümüze getirerek 'sorumlu bu' demesi de biz aklımızla alay edilmesi olarak kabul ediyoruz ve asla kabul etmiyoruz. Netice itibarıyla biz Ankara'da hakimlerin, Bolu'da hakimlerin olduğuna inanıyoruz" diye konuştu.

"ŞİKAYETİMİZ DEVAM EDİYOR"

Bakanlıklarla ilgili şikayetlerinin devam ettiğini belirten Gültekin, "Yangından kaçırılacak mal kalmadı. Bizim evlatlarımızın tümü yangında yandı artık bizim acelemiz yok. Kamuoyunun bir an önce gözünden kaçırılmış bir karar değil; biz adil bir karar bekliyoruz. Dolayısıyla buna olan inancımızı koruyoruz. Netice itibarıyla bu mücadelemiz sürecek. Mahkemenin tüm bu hususları gözeterek, adil bir karar vereceğini düşünüyoruz" diye konuştu.

 

 

DURUŞMA BAŞLADI

Grand Kartal Otel faciasında 19'u tutuklu, 32 sanığın yargılandığı davanın 2'inci duruşması başladı.

 

 

Duruşma öncesi facianın sembolü olan beyaz çarşaflar mahkeme salonunun dışındaki stantlara asıldı.

Faciada hayatını kaybedenlerin yakınları, duruşma öncesinde gökyüzüne balon bıraktı.

"ADALETE İNANCIMIZ TAM"

Yangında hayatını kaybeden Yiğit Gençbay'ın babası Danıştay 9'uncu Daire Başkanı Abdurrahman Gençbay, "Organize kötülük olarak nitelendirdiğimiz Kartalkaya felaketinde 2'nci duruşma başlamak üzere. Bugüne kadar çok zorlu bir süreçten geçtik. Birinci duruşmada çok uzun süreli bir duruşma sürecini izledik. Bu süreçten sonra şimdi esas hakkında savcı bey mütalaasını verdi. İnanıyoruz ki; bugüne kadar bu mahkemede yürütülen yargılama faaliyeti, adil bir yargılamanın nasıl olması gerektiğini topluma da dünyaya da gösterdi. Bundan sonra da bu yargılamanın aynı, adaletli bir şekilde devam edeceğine olan inancımız da tamdır" dedi.

"ALGININ YIKILMASINA VESİLE OLACAKTIR"

Toplumda, suç işleyenlerin ceza almadığı yönünde bir algı olduğunu belirten Gençbay, "Bu algı, eğer toplumda yaygınlaşırsa artık önüne gelen suç işleme özgürlüğünü kendinde bulur. İşte bugün burada ikinci duruşması devam eden ikinci celsesi, devam eden Kartalkaya faciası ya da organize kötülüğün bu duruşmasında karar verilecek. Karar, toplumda bu algının yıkılmasına vesile olacaktır diye inanıyorum. Artık yapanların yanına kar kalmadığı bir dönem gelecektir diye inanıyorum. Söylüyorum bu dava başlangıçta eksik başlamıştı ama ben inanıyorum ki o eksikliği önümüzdeki geçen sürede tamamlayacağız" diye konuştu.

"BU ORGANİZE KÖTÜLÜK BİR ZİNCİRİN HALKASI GİBİ"

Gençbay, kamu görevlilerini işaret ederek, "Eksiklik şuydu; bu organize kötülük bir zincirin halkası gibi, sadece bugün burada yargılanmakta olan sanıklar için geçerli olan bir durum değildir. Bu sanıkların denetlemeyen, gözetim görevini yerine getirmeyen ve bunları adeta bu organize kötülüğe teşvik eden kimi kamu görevlilerinin yargılanması henüz gerçekleşmemiştir. Bu süreç Danıştay 1'inci Dairesi'nde devam etmektedir" dedi.

YENİ GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKTI

Yangın faciasıyla ilgili dava dosyasına da giren yeni güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde; yangın sonrası insanların kaçışması, canlarını kurtarmak için verdikleri çaba ve kurtarma çalışmaları yer aldı.

İŞTE İSTENEN CEZALAR

Hazırlanan mütalaada, otel sahibi Halit Ergül, şirketin genel müdürü Serhat Aras, Gazelle Otel Genel Müdürü Ahmet Demir ve Grand Kartal Otel'in muhasebe müdürü Mehmet Özdemir hakkında; 78 kez "olası kastla öldürme" suçundan 1950'şer yıl, ayrıca "olası kastla kasten yaralama" ve "olası kastla nitelikli mala zarar verme" suçlarından ise 178 yıl 582'şer aya kadar hapis cezası talep edildi. Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Murat Gülener ve Bolu Belediyesi İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun için aynı suçlardan 1950'şer yıl ile 176 yıl 570'şer aya kadar, itfaiye eri İrfan Acar için ise 1950 yıl ile 172 yıl 546 aya kadar hapis cezası istendi.

Mütalaada, şirket yönetim kurulu üyeleri Emine Mürtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras, otel müdürü Zeki Yılmaz, muhasebe görevlileri Cemal Özer ve Mehmet Salun, teknik personeller Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personelleri Faysal Yaver ve Reşat Bölük, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ve Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ve İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile şirket çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ve Muharrem Şen hakkında ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talep edildi.

İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ile eski İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel hakkında ise "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istenen mütalaada, tutuksuz sanık mutfak görevlisi Enver Öztürk'ün beraati talep edildi.
 

BAKANLIK YETKİLİLERİNE SORUŞTURMA İZNİ VERİLDİ

Verilen ara kararın ardından dosyaya, yangının meydana geldiği tarihte Kültür ve Turizm Bakanlığı Kontrolörler Kurulu Başkanvekili olarak görev yapan Levent Kırcan ile otelin son denetimini gerçekleştiren kontrolörler Barış Başayvaz ve Abdülkadir Eren hakkında, konunun yargı mercileri tarafından da incelenmesi amacıyla soruşturma izni verildi. Ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da Grand Kartal Otel yangınıyla ilgili olarak eski iş müfettişi Cemal Can Ayanoğlu hakkında soruşturma izni verdi.

 

İLK CELSE 10 GÜN SÜRDÜ

Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin ise yaralandığı yangın faciasının ilk duruşması, 7 Temmuz'da Bolu Sosyal Bilimler Lisesi Spor Salonu'nda başlamıştı.

Duruşmalarda 10 gün boyunca sanık savunmaları ve mağdur beyanları alınmıştı. Mahkeme, 17 Temmuz'da açıkladığı ara kararda, daha önce ev hapsinde bulunan itfaiye eri İrfan Acar'ın tutuklanmasına ve tutuklu sanıklardan aşçı yardımcısı Faysal Yaver'in adli kontrol şartıyla tahliyesine hükmetti.

Ayrıca, tutuksuz yargılanan sanıklar İbrahim Polat, İsmail Karagöz, Yiğithan Burak Çetin ve Ali Ağaoğlu hakkında 4 ay süreyle ev hapsi kararı verilmişti.