Türkiye savunma sanayiinde şaha kalktı: Dünyanın gözü bu silahlarda!
17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda konuşan Başkan Erdoğan, “Bugün burada sadece Türk savunma sanayinin gelişimine değil, aynı zamanda bir milletin bağımsızlık yürüyüşüne de şahitlik ediyor, kendi gök kubbesinde kendi kanatlarıyla yükselen bir ülkenin hikayesini görüyoruz.” dedi
Milli Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı destekleriyle, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni Güçlendirme Vakfı yönetim ve sorumluluğunda düzenlenen 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2025) İstanbul Fuar Merkezi'nde (İFM) düzenleniyor.
İstanbul'daki IDEF Fuarı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sahip olduğu savunma gücü araçlarının geçişiyle başladı (AA)
Dünyanın en büyük ve en etkili ilk üç fuarından biri olan Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nın bu yıl 17'ncisini düzenlediklerini kaydeden Başkan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi:
TOPLAR ve silahlar artık lazerle yönetiliyor (AA)
"Bugün burada sadece Türk savunma sanayinin gelişimine değil, aynı zamanda bir milletin bağımsızlık yürüyüşüne de şahitlik ediyor, kendi gök kubbesinde kendi kanatlarıyla yükselen bir ülkenin hikayesini görüyoruz. Bu yılki organizasyonda 99 ülke ve uluslararası kuruluştan 219 heyeti temsilen 937 heyet üyesini misafir etmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. Bine yakın yerli ve 400'ün üzerinde yabancı firma, ürünleri altı gün boyunca burada sergileme imkanı bulacak. Pazar gününe kadar 120 bini aşkın profesyonel ziyaretçinin fuara katılımı bekleniyor.
YÜZ AKIMIZ TCG Anadolu, son teknoloji denizaltılar ve kullandıkları roketler ‘Mavi Vatan’ınımızın koruyucuları (AA)
HER HER GÜN YENİ KRİZ
Güç dengelerinin yeniden belirlendiği, küresel ağırlık merkezlerinin yer değiştirdiği, uluslararası rekabetin giderek kızıştığı bir süreçten geçiyoruz. Sizlerin de takip ettiği üzere, her gün yeni bir krize uyanıyoruz. Yarın ne olacağını kimse bilmiyor, kimse tahmin edemiyor. İkinci Cihan Harbi sonrası kurulan, kural temelli uluslararası sistemin yerini, kimin gücü kime yeterse diyeceğimiz yeni bir düzen alıyor. Haklının güçlü olduğu değil, güçlünün haklı olduğu bir anlayış tarzı hızla kanıksanıyor. Türkiye gerek coğrafi konumu, gerekse tarihi, beşeri, kültürel bağları itibariyle bu yeni statükonun etkilerini en çok hisseden ülkelerden biridir. Şunu büyük bir gururla ifade etmek isterim; Türkiye bugün dünyadaki en büyük 11. savunma ihracatçısı durumuna gelmiştir. Türk savunma sektörüyle gurur duyuyoruz. Küresel güç Türkiye vizyonu ile savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye yolunda kararlı adımlarla ilerliyoruz. Milli yetkinlik hamlesi adını verdiğimiz büyük bir dönüşüm başlattık."
Türkiye'nin ilk hipersonik balistik füzesi olan TAYFUN Blok- 4 (AA)
Türkiye'nın ilk hipersonik balistik füzesi olan TAYFUN Blok- 4, resmi olarak tanıtıldı. 10 metre uzunluğundaki füze, şu ana kadar geliştirilen en uzun menzilli yerli füze unvanını taşıyor.
NETANYAHU HİTLER'İ GERİDE BIRAKTI
Başkan Erdoğan'ın Gazze'de yaşananlarla ilgili değerlendirmesi de şöyle: ''Gazze'de 22 aydır katmerlenerek devam eden soykırımın, İsrail'in coğrafyamızı istikrarsızlaştırmaya dönük saldırılarının, Rusya ile Ukrayna arasında 3.5 yılı geride bırakan savaşın, Güney Asya'dan Kuzey Afrika'ya, Balkanlar'dan Güney Kafkasya'ya kadar geniş bir bölgede nükseden sıcak gerilimlerin tamamını, bir şekilde bizi ilgilendirmekte, tedbir almamızı, müdahil olmamızı gerektirmektedir.
'ÇOCUKLAR BİZİM DERDİMİZ'
Etrafımız ateş çemberiyle kuşatılmış derken, bunu hamaset olsun diye söylemiyoruz. Şunu bir defa açık ve net söylemek isterim; Gazze'de insani yardım malzemesi girişine izin verilmediği için açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocukların derdi, bizim derdimizdir. Suriye'ye yönelik saldırılar bizim sorunumuzdur. Karadeniz'in güvenliğini tehlikeye atan sıcak çatışmalar aynı şekilde bizim için büyük bir endişe kaynağıdır.
İNSANLIKTA BİRLEŞELİM
Her gün onlarca masumun bir lokma ekmek, bir yudum su bulamadığı için can verdiği bir acımasızlığı, zerre kadar insanlık onuru taşıyan hiç kimse kabul edemez. Buna sessiz kalamaz. Bu cinnet haline rıza gösteremez. Gazze'de insanlık ölürken, bebekler, çocuklar ölürken, insanlar bir çuval un alabilmek için ölürken hiçbirimiz buna sessiz kalamayız ve kalmayacağız.
Açlıktan kitlesel ölümlerin başladığı bu kara günlerde uluslararası toplumu insanlık cephesinde birleşmeye davet ediyorum. Gelin, bu zulme, vahşete yeter diyelim. Şu ilkeyi kendimize rehber edindik; 'Bin akçalık sulh, bir akçalık nizadan iyidir.' Yine bu süreçte, hiçbir zaman unutmadığımız bir başka prensibimiz şudur; 'Hazır ol cenge, eğer istersen sulh-u salah.' Yani, eğer barış, huzur, güvenlik, ve refah istiyorsan, caydırıcılığını en üst düzeyde tutmak zorundasın.
SESSİZ KALAN SUÇA ORTAKTIR
Türk dış politikası barış, adalet, uluslararası hukuk, egemenliğe saygı, hakkaniyet ve dayanışma ilkeleri üzerine kuruludur. Nüfuz peşinde değiliz. Tahakküm peşinde değiliz. Hiç kimsenin iç işlerine karışmak niyetinde asla ve asla değiliz.
Tüm kalbimizle bölgemizde huzur, barış, dayanışma istiyoruz. Gayemiz, bir an önce ateşkesin tesis edilmesidir. Gazze'ye insani yardımların girişine izin verilmesi bir başka önceliğimizdir. Maalesef, Kızılhaç'ın bile girişine izin verilmediği gerçekten korkunç bir durum söz konusudur. Netanyahu ve katliam şebekesi, barbarlıkta Hitler'i çoktan geride bıraktı. Avrupa'daki Holokost sürecinde dahi Gazze'deki kadar insanlık dışı görüntüler ortaya çıkmadı. Her kim Gazze'deki soykırıma sessiz kalıyorsa, İsrail'in işlediği insanlık suçlarına ortak oluyor demektir.''