Efkan Ala o 15 Temmuz gecesini anlattı! "Darbeyi öğrenir öğrenmez emri verdim silahla karşılık verin"
15 Temmuz gecesi darbe girişimini uçaktan iner inmez öğrenen dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala, “Silahla karşılık verilecek” talimatıyla ülke genelinde direnişi başlatan isimlerden oldu.
15 Temmuz gecesi darbe girişimini Ankara'ya indiğinde öğrenen dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala, 81 ilin valisine "Darbecilere silahla karşılık verilecek, asla geçit verilmeyecek" emrini verdi. Esenboğa Havalimanı anında kriz ve mücadele merkezine dönüştürüldü. Bursa'da gözaltına alınan bir alay komutanının üzerinden çıkan 'Sıkıyönetim Komutanları' listesi tüm illere ulaştırıldı, gözaltılar başladı. TRT'de okutulan korsan darbe bildirisinin ardından Ala, "Gerekirse bina yıkılsın, TRT geri alınsın" talimatı verdi. Aynı saatlerde Gölbaşı'ndaki Özel Harekât Başkanlığı, darbecilerin kontrolündeki savaş uçaklarıyla vuruldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlı sokak çağrısı darbenin seyrini değiştirdi, halk meydanlara indi. Güneydoğu'da Hendek Operasyonlarında görevli binlerce özel harekâtçı uçaklarla Nevşehir'e getirildi, oradan karayoluyla Ankara ve çevre illere taşındı.
Efkan Ala (takvim foto arşiv)
"ESENBOĞA DARBE MÜCADELE MERKEZİ OLDU "
15 Temmuz Cuma günü Oltu'dan Erzurum'a geçerek Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın amcasının cenazesine katıldım. Akşam 21.25 uçağıyla Ankara'ya hareket ettik. Uçuş sırasında darbe girişimine dair hiçbir bilgi gelmedi. 22.55 civarında Esenboğa Havalimanı'na indik. Telefonlarımızı açar açmaz koruma amirim, "Efendim, darbe oluyor" dedi. Hemen ardından MİT Başkanı Hakan Fidan arayıp, "Paralel yapı darbe yapıyor, şu anda MİT'e bomba atıyorlar" dedi. Bunun üzerine havalimanında hemen bir kriz masası kurduk. Emniyet Genel Müdürünü arayıp, "Tüm birimlere iletin, darbecilere kesinlikle silahla karşılık verilecek. Asla müsaade edilmeyecek. Gerekirse her şey yapılacak" dedim. Emniyet Genel Müdürümüz de "Siz uçaktayken ben de aynı yönde talimat verdim, mesajınızı hemen iletiyorum" cevabını verdi. Böylece Esenboğa Havalimanı, darbe gecesi kriz yönetiminin merkezi oldu. Daha sonra Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve benim için özel tim kurulduğu bilgisine ulaştık. Tüm mekanizmaları harekete geçirdik. Valiliklere ve emniyet birimlerine, "Bu kalkışmaya karışan kim olursa olsun hepsini gözaltına alın" talimatı gönderdik. İlk gözaltı Bursa'da oldu. Vali İzzettin Küçük, Alay Komutanını gözaltına aldı. Onun üzerinden çıkan sıkıyönetim komutanları listesi bize gönderildi. "Listedeki herkesi gözaltına alın" diye talimat verdik. O gece MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan aradı. Sayın Bahçeli'nin destek açıklaması yapacağını ve Başbakan'la görüşmek istediklerini söyledi. Başbakanı arayarak bilgi verdim, irtibat kurmalarını sağladık. Arif Paşa, "Efendim bana bir özel harekât timi verirseniz Jandarma'ya operasyon yapayım" dedi. Emniyet Genel Müdürümüze talimat verdim. Ancak Gölbaşı'nda toplanan Özel Harekât Polislerimiz hainler tarafından bombalandı. Çok üzüldük. Tam o sırada Sayın Cumhurbaşkanı televizyona çıktı. Kararlı bir şekilde milleti sokağa davet etti. "Biz de buradayız, gelin ne yapıyorsanız yapın" dedi. Bu açıklama her şeyi değiştirdi. Millet sokaklara çıktı.
15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi
"NE GEREKİYORSA YAPIN"
TRT'nin ele geçirildiği bilgisini alınca Emniyet Genel Müdürünü aradım. "TRT'yi ne pahasına olursa olsun geri alın. TRT'nin karşı çaprazında bulunan Emniyet İstihbarat Başkanlığı devreye girdi. O zamanki Başkan Engin Dinç, ekibiyle birlikte TRT'yi kontrol altına alarak darbecileri gözaltına aldı. Daha sonra darbeciler CNN Türk'ü işgal etmeye kalkıştı, onun için de gerekli talimatlar verildi. Genelkurmay Başkanımız alıkonulmuştu. Sayın Cumhurbaşkanımız vekâleten yeni bir atama yaptı. Sahil Güvenlik Komutanı görevden alındı. Zekai Aksakallı Paşa arayarak, "Genelkurmay Başkanımızın yerini biliyorum. Harekete geçmek için talimatınızı istiyorum" dedi. "Sayın Cumhurbaşkanımızın bana olan güvenini biliyorsun. Bana verdiği yetkiyle ve kendi yetkilerimle hükümetin tüm yetkilerini sana veriyorum. Ne gerekiyorsa yap" dedim. O gece aynı anda Çukur eylemleriyle de mücadele ediyorduk. Özel Harekât'ın büyük bölümü Güneydoğu'da görevdeydi. Orası FETÖ'nün sızamadığı nadir kurumlardandı. Ahmet Arslan'la görüştüm. "Güneydoğu'daki tüm havalimanlarına talimat verin. Özel Harekât geldiğinde bir şey sorulmasın, nereye gitmeleri gerekiyorsa götürülsünler" dedim. İki bine yakın personel taşıdık. Bin beş yüz kadarı Nevşehir'e indirildi. Askeri birlik olmadığı için orayı tercih etik. Karayoluyla Ankara'ya getirildiler. Devlet kurumları, Özel Harekât'ın operasyonlarıyla kurtarıldı.