Her şey bilinçli ve planlı! LeMan dergisinin karikatür provokasyonunda amaç ne? İfade özgürlüğü bu mu?

LeMan dergisinin Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'i tasvir etmesi Türkiye'yi ayağa kaldırdı. Binlerce kişi LeMan dergisi binası önünde protesto için namaz kılarken skandalın mimarı Dogan Pehlevan ve dergi yöneticileri gözaltına alındı. Peki karikatür provokasyondaki amaç ne? Bu ifade veya basın özgürlüğü mü? Uzman isimler takvim.com.tr'ye özel açıklamalarda bulundu.

Giriş Tarihi:
Her şey bilinçli ve planlı! LeMan dergisinin karikatür provokasyonunda amaç ne? İfade özgürlüğü bu mu?

Türkiye, sözde mizah özde İslam düşmanı LeMan dergisinin Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) için yaptığı karikatürle ayağa kalktı.

Leman dergisi yayınladığı bir karikatürle Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)'i ve Hz. Musa'yı resmetti.

LeMan dergisinin karikatür provokasyonunda amaç ne?

LeMan'ın skandal karikatürü (Ekran görüntüsü)LeMan'ın skandal karikatürü (Ekran görüntüsü)

Leman dergisinde Hazreti Muhammed'e yönelik karikatür yayımlanmasına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca adli soruşturma başlatıldı.

Hazreti Muhammed'in karikatürünü çizen Leman dergisi çalışanı Dogan Pehlevan, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerince düzenlenen operasyonla evinde yakalanarak ters kelepçe ile gözaltına alındı.

Skandala tepki gösteren binlerce kişi Taksim'deki LeMan dergisi önünde yatsı namazı kılarken dergi yönetiminden akıllara durgunluk verecek bir savunma geldi.

LeMan'ın savunması (X ekran görüntüsü)LeMan'ın savunması (X ekran görüntüsü)

LeMan dergisinin hesabından yapılan açıklamada "200 milyon Muhammed isminde kişi olduğu" ifade edilirken söz konusu karikatürün İsrail'in öldürdüğü Müslümanları tasvir ettiği iddia edildi.

Aynı zamanda duruma tepki gösterenlerin ise "kötü niyetli" olduğu savunuldu.

Dogan Pehlevan'ın paylaşımı (X ekran görüntüsü)Dogan Pehlevan'ın paylaşımı (X ekran görüntüsü)

Leman dergisi "İsrail'in öldürdüğü Müslüman tasviri" derken karikatürün mimarı Dogan Pehlevan'ın bundan aylar önce X hesabından yaptığı paylaşımda Filistin'e ve Filistinlilere küfrettiği paylaşımı ortaya çıktı.

AK Parti MKYK üyesi ve Genel Başkanvekili Yardımcısı Zakir Avşar (Takvim.com.tr)AK Parti MKYK üyesi ve Genel Başkanvekili Yardımcısı Zakir Avşar (Takvim.com.tr)

DAHA ÇİZERKEN DÜŞÜNÜLÜYOR

Peki bu karikatür provokasyonuyla ne amaçlanıyor? Takvim.com.tr'ye konuşan AK Parti MKYK üyesi ve Genel Başkanvekili Yardımcısı Prof. Dr. Zakir Avşar, "Bunlar çizerken de düşünülen yayınlanırken de düşünülen belli bir denetimden geçen hususlar. Bu bakımdan da bu meseleye masum bir hadise gibi bakmamak lazım" sözleriyle amacın tamamen halkı karıştırma amacı taşıdığını söyledi.

Aynı zamanda Akademisyen olan Avşar, "Kim sponsor ediyorsa bunları, kimler Türkiye'nin karıştırılmasından menfaat umuyorsa, kimler bunlar batma aşamasındayken el uzatmışlarsa, onlara da bir daha bakmak lazım diye düşünüyorum. Şunu niye bu masum olmayan girişimin arkasında mutlak surette farklı amaçların olduğunu görmeyecek kadar kör değiliz. Gerçekçi olmamız gerekiyor, gerçekçi yaklaştığınız zaman da burada mutlaka ama mutlaka farklı amaçların, hedeflerin olacağını gözden uzak tutmamak lazım" dedi.

İşte Avşar'ın söz konusu açıklaması:

Leman Dergisinde yapılan bu hakaretamiz karikatür elbette ki makul bir şey değildir, masum bir şey değildir. Hiçbir şekilde hoşgörüyle karşılayacağımız, bunu fikir, düşünce, ifade özgürlüğü içerisinde ele alacağımız bir husus değildir. Burada apaçık bir provokasyon vardır. Bu provokasyonla amaçlanan şey elbette ki bellidir. Toplumsal huzurun bozulması, toplumsal barışın bozulması, insanların kutuplaşması, birbirine düşmesi. Benim kanaatimce bu çok önceden tasarlanan, neticeleri öngörülen ve öngörüldüğü halde de yayınlanan bir karikatür olarak düşünüyorum, öyle görüyorum, öyle değerlendiriyorum.

AMAÇ TOPLUMU BİRBİRİNE DÜŞÜRMEK

Çünkü şundan dolayı bunu ifade etmek istiyorum. Daha evvel dünyanın çeşitli yerlerinde bu tür hadiselerin olduğu, bu tür hadiselerin nasıl neticeler verdiğini gayet iyi biliyorlar. Yine Leman Dergisi kutsallara saldırısının neticesinde neler olduğunu daha evvel de gördü. Fakat bu sefer yine yaptığına göre, ısrarlı bir şekilde bunun arkasında bu toplumu birbirine düşürmek, kamplaştırmak, fay hatlarını kırmak, insanların birbirlerine karşı bir toplumsal şiddet uygulamasını hedeflemek, amaçlamak gibi bir husus olduğu kanaatini taşıyorum.

MİLLETİMİZ OYUNA GELMEDİ

Allah'a çok şükür tabii ki insanlarımızın sağduyusu, tepkilerin belli bir noktada kalmasını beraberinde getirmiştir. İnsanlar tepkilerini çok ölçülü ve medeni bir şekilde vermişlerdir. Bir taraftan Hz. Peygamberimize olan sevgimizi hep beraber gösterdik. Diğer taraftan da bunu ölçülülük içerisinde, toplumsal huzur ve barışın bozulmaması çerçevesinde gerçekleştirmiş olduk. Bu bakımdan da vatandaşlarımızın bu sağduyulu davranışları her türlü takdirin üzerindedir. Yine aynı şekilde hükümetimizin, hükümet yetkililerinin bu meseleye yaklaşımları, kamu yönetimindeki değerli insanların bu meseleye yaklaşımı, polisimizin, güvenlik güçlerimizin bu meseleye yaklaşımı son derece dikkatli, doğru olmuştur. Amaçlanan provokasyonun gerçekleşmemesi için çok ciddi bir çaba, efor sarf edilmiştir. Eğer bu çaba, efor sarf edilmemiş olsaydı, emin olun bu provokasyon amacına ulaşmış olacaktı.

NEDEN PROVOKASYON?

Niye ısrarla ben buna provokasyon diyorum? Bu bilinmeden yapılan bir hadiseye benzemiyor. Kesinlikle burada bir amaçlı hadise, durum vardı. Bu amaçlı durum gerçekleştirilmek istendi, başarılı olamadı. Yani bunun altını özellikle çizmek isterim. Muhtemeldir ki önümüzdeki günlerde bunun detayları ortaya çıkacaktır. Bilinçli bir şekilde bu işin yapıldığı, bir farklı amacın güdüldüğü, mutlak surette belirlenecektir, bunun da altını çizmek isterim. Bu tür hadiselerde elbette ki tesadüftür, işte bir şekilde ortaya çıkmıştır. Kontrolsüz anlık gelişen bir olaydır gibi düşünmemek lazım. Bunlar çizerken de düşünülen, yayınlanırken de düşünülen, belli bir denetimden geçen hususlar. Bu bakımdan da bu meseleye masum bir hadise gibi de yine bakmamak lazım. Dediğim gibi insanların inançlarına, düşüncelerine, kanaatlerine saldırı biçiminde bir ifade hürriyetinin kullanımı olmaz.

Hukukçu Avukat Av. Zafer İşeri (Takvim.com.tr)Hukukçu Avukat Av. Zafer İşeri (Takvim.com.tr)

Basın özgürlüğü de bu şekilde kullanılamaz. Burada yani basın özgürlüğünü kışkırtıcı sınırlarının çok çok ötesine geçildiği artık anlaşılıyor. Basın özgürlüğünün sınırları bazen böyle kışkırtıcı boyutlara ulaşabilir ama bu o değildir. Bu kesinlikle doğrudan doğruya insanların inançlarına saldırı biçiminde gerçekleşmiş bir hadisedir ve bu saldırının neticesinde de bir toplumsal şiddetin gözetildiği, hedeflendiği, ona ulaşılmak istendiği anlaşılmaktadır. Bunu hangi amaçlarla yapmışlardır? Bu bakımdan da söylenecek çok söz olabilir. Kim sponsor ediyorsa bunları, kimler Türkiye'nin karıştırılmasından menfaat umuyorsa, kimler bunlar batma aşamasındayken el uzatmışlarsa, onlara da bir daha bakmak lazım diye düşünüyorum. Şunu niye bu masum olmayan girişimin arkasında mutlak surette farklı amaçların olduğunu görmeyecek kadar kör değiliz. Gerçekçi olmamız gerekiyor, gerçekçi yaklaştığınız zaman da burada mutlaka ama mutlaka farklı amaçların, hedeflerin olacağını gözden uzak tutmamak lazım.

BU BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ MÜ?

Peki basın özgürlüğü bu mu? Söz konusu skandal karikatür 'basın özgürlüğü' şeklinde savunulabilir mi? Cezası nedir? Takvim.com.tr'nin yönelttiği sorulara yanıt veren Hukukçu Av. Zafer İşeri anayasadaki maddeleri tek tek sıralayarak durumun bir suç olduğunu dile getirdi.

Basın özgürlüğünü anayasaya göre tanımlayan Zafer İşeri şunları söyledi:

"Leman dergisinin yayınlamış olduğu sözde karikatürün basın özgürlüğü kapsamında kabul edilebilmesi söz konusu değildir. Esasen basın özgürlüğü anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile koruma altındadır ve normal şartlar altında da karikatürler ifade özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığı takdirde ve eleştiri amacını aşmadığı takdirde ancak hukuken korunabilirler. Fakat bu özgürlüğün mutlak olmadığı, sonuçları itibarıyla herhangi bir aşağılayıcı ifade barındırması durumunda bir ceza yaptırımı konu edilebileceği de akıllardan çıkarılmamalı. Zira dini değerlere ağır hakaret edilmesi, nefret söylemi ya da halkımızı kine, düşmanlığa tahrik gibi eylemler karikatür aracılığıyla gerçekleştiriliyorsa, o zaman bu durumda basın ya da ifade özgürlüğünden bahsetmek söz konusu olmayacaktır. Karikatürün dini inançlara hakaret ya da toplumda infiale sebep verecek şekilde ifade özgürlüğü sınırlarının dışına çıkan bir nitelik arz etmesi durumu da yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına provokatif ve rahatsız edici davranış olarak giriyor ve bir ceza yaptırım uygulanmasının makul olduğu değerlendiriliyor. Basın ve ifade özgürlüğü anayasamızda 26. madde, 28. madde ile tanımlanıyor. Bakıldığında herkes elbette düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim ya da karikatür gibi farklı yollarla açıklayabilir, yayabilir. Yine basın hürdür, sansür edilemez ama devletin de şüphesiz ki basın özgürlüğü kılıfı altında herhangi bir dini sembole yönelik saldırı yapılmasının önüne ceza kanunlarıyla geçebilme hakkı vardır. Zira basın özgürlüğü dediğimiz bu anayasal hak milli güvenlik, kamu düzeni, genel ahlak, başkalarının şöhret ve haklarının korunması ve dini değerlerin aşağılanması gibi sebeplerle elbette sınırlanacaktır. Dolayısıyla dini değerlere ağır saldırı, hakaret, nefret suçu gibi durumlar bu sınırlamanın kaynağını teşkil edecek."

Leman Dergisi'nin savunmasının hiçbir anlam taşımadığını da söyleyen İşeri, "Her ne kadar dergi "200 milyon Muhammed var" türünde bir savunma söz konusu yapmışsa da, bu savunmanın ya da beyanın yeterli olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Dahası, özrü kabahatinden beter şeklinde nitelendirilebilir. Çünkü burada elbette kasıt önemli ama isim seçimi ve görselin çağrışımları beraber değerlendirildiğinde, toplumumuzda Hz. Muhammed'e yönelik bir hakaret olarak algılanabilecek bir durumun ortaya çıktığı aşikar. Dolayısıyla da yapılan açıklamanın yetersiz görülmesi esastır. Ceza hukukunda kasıt ve algı elbette önemli ama görselin toplumda büyük bir kesimce dini değerlere saldırı olarak algılanması neticesi söz konusuyken, karikatürün de cezai sorumluluk doğurması elbette kaçınılmaz. Bu beyanlar soruşturma makamlarınca asla yeterli bulunmayacaktır ve söz konusu ceza hükmü ihlal edildiği için dini değerler aşağılanacak şekilde bir paylaşım yapıldığı için haklarında kamu davası açılarak bir yargılamaya konu edilecektir sorumluların tamamı" dedi.

CEZASI VAR MI?

Söz konusu karikatürün müsebbibilerinin iki farklı madde ile yargılanacaklarını söyleyen Zafer İşeri "Bu açıdan bakıldığında Türk Ceza Kanunumuz 216. maddesiyle ve 125. maddesiyle iki farklı düzenleme getiriyor. 216. madde halkı kin ve düşmanlığa tahrik başlığı altında bir kesime diğerine karşı tahrik eden, kin beslemesine sebebiyet veren ve bunu alenen yapan kişinin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası alabileceğini öngörüyor. Yine Ceza Kanunumuzun 125. maddesi de kutsal değerlere hakaret başlığı altında bir dine mensup kişilerin, Müslümanların İslamiyet'e yönelik kutsal saydığı değerlere alenen hakaret edilmesinin 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası doğuracağını söylüyor" şeklinde konuştu.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN