İBB'deki yolsuzluk soruşturmasında JP Morgan detayı! Rüşvet paraları dövize çevrilip ABD'ye gönderilmiş | Murat Kapki'nin kuzeni anlattı
İBB’deki yolsuzluk soruşturmasında etkin pişmanlıktan yararlananlar tek tek kirli işleri deşifre ediyor. Ekrem İmamoğlu’nun gizli kasası Murat Kapki’nin kuzeni Berat Çağrı Kapki ifadesinde, paraların dövize çevrildiğini ve JP Morgan aracılığı ile ABD’ye gönderildiğini söyledi.
Yolsuzluk soruşturmasında Ekrem İmamoğlu'nun "gizli kasası" olmakla suçlanan Murat Kapki'nin kuzeni Berat Çağrı Kapki, etkin pişmanlıktan yararlanarak yeni ifade verdi.
Sabah gazete manşet
PARA DOLU VALİZLER TAŞINDI
Sabah'ta yer alan habere göre, 26 Mayıs'taki ilk ifadesini avukatı Selcen'in baskısıyla verdiğini belirten Kapki, Murat Kapki'ye ait Ferko ve Acarkent'teki villalara para dolu valizler taşıdığını söyledi. Dövize çevrilen paralar gizli kasalarda saklanıyor, büyük kısmı Feyza Kapki'ye teslim ediliyordu.
PARALARI AVUKAT KAÇIRDI
Paraların JP Morgan aracılığıyla ABD'ye gönderildiğini öne süren Kapki, malların Serkan Balbal ve avukat Zeynep Tezcan aracılığıyla kaçırıldığını belirtti. Ayrıca, Murat Kapki'nin çakarlı araçla para taşıdığını, Ferrari, tekne ve değerli tablolarla mal varlığını gizlemeye çalıştığını ifade etti. Tablolar, Nişart galerisinde satılmak üzere taşındı.
PARALARIN BİR KISMI ABD'YE KAÇIRILDI
Berat Çağrı Kapki'nin ifadesine göre Murat Kapki, yolsuzluk yoluyla elde ettiği nakit paraları önce dövize çeviriyor, ardından JP Morgan üzerinden ABD'ye aktarıyordu. Ferko'daki ofisinde gizli bir bölmede saklanan bu paralar, dövizciler aracılığıyla dolara çevriliyor ve şirket çalışanlarının yardımıyla kuryelere teslim ediliyordu. Paraların yurtdışına çıkarılması işlemleri gizlilik içinde ve dikkatlice planlanıyordu.
Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, ""İhanet eden ihanet bulur" misali A Takımı'na aldığı, paraya boğduğu, zenginleştirdiği herkes her şeyi anlatmaya başladı. Düşünsenize bu soruşturma olmasıydı bugün etkin pişmanlık kuyruğuna girenler, rüşvet pazarlığı yapanlar, ihaleye fesat karıştıranlar, çanta çanta para taşıyanlar bu ülkenin en etkin insanları olacaktı. Belki birileri bakan, birileri de danışman olacak, ülkeyi yöneteceklerdi" dedi.
İşte Övür'ün o yazısı:
Siyasette ihanet tartışmaları hiç bitmez. Ama son dönemde CHP'de yaşanan kadarı hiç görülmedi. İhanet eden edene... Bunu "Hançerlendim" diye ilk seslendiren de eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu. İhaneti gördü, söyledi ve unutmadı da...
Bugünlerde roller değişti herhalde ki yolsuzluk iddiasıyla üç aydır tutuklu olan eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da Silivri'den "İhanete uğradım" haberi gönderdi:
"Beni betona gömmek istiyor..."
Böyle "siyasi" bir gerekçeye sığınarak asıl ekibindeki "ihaneti" saklamaya çalışıyor. Oysa orada oluşunun nedeni siyasi değil, Başkan Erdoğan'ın deyimiyle kurduğu "yağma düzeni" yani "sistem"... İşte o özel sistem öyle çatırdadı ki, ekibinde itirafçı olmayan, ihanet etmeyen kalmadı neredeyse... "İhanet eden ihanet bulur" misali A Takımı'na aldığı, paraya boğduğu, zenginleştirdiği herkes her şeyi anlatmaya başladı. Düşünsenize bu soruşturma olmasıydı bugün etkin pişmanlık kuyruğuna girenler, rüşvet pazarlığı yapanlar, ihaleye fesat karıştıranlar, çanta çanta para taşıyanlar bu ülkenin en etkin insanları olacaktı. Belki birileri bakan, birileri de danışman olacak, ülkeyi yöneteceklerdi.
A TAKIMI ÇÖKTÜ
Bu gerçeği ne yazık ki CHP yönetimi de aydınları da görmüyor, partiyi ve siyasi çevreyi bu "kirli ilişkiler" ağından uzak tutmaya çalışmıyor. Oysa artık "sistem" çökmüş, sistemin ana taşıyıcısı 36 kişi de itirafçı olmuş. CHP'liler duymak istemese de gerçek bu... Birkaçını hatırlatmakta yarar var:
Ertan Yıldız: İmamoğlu'nun A Takımı'nın en önemli isimlerinden biri:
"Ekrem İmamoğlu tüm parasal sistemi kendisi takip ederdi. Sistemde nam hesabına çalışan kişilere tek tek hesap sorardı. Ekrem İmamoğlu adına yapılan tahsilatlar Fatih Keleş'te toplanmaktaydı. Bu paralar genellikle Florya'da bulunan eski başkanlık konutu olan ve Fatih Keleş'in ofis olarak kullandığı yere getirilmekteydi."
Adem Soytekin: Sıvacılıktan milyonerliği yükselen işadamı. İmamoğlu'nun kasası olarak biliniyor:
"Operasyon öncesinde nakit paranın Fatih KELEŞ'ten alındığını, Ekrem İMAMOĞLU'na bağlı dokunulmazlığı olan milletvekillerine devredildiğini biliyorum. Turan Taşkın ÖZER bu toplantıda bizden yapmadığımız bağışın makbuzunu istedi. Biz de makbuz verdik. Turan Taşkın ÖZER'in bunun Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatı olduğunu söylemesi üzerine biz de bunu kabul ettik."
Ali Nuhoğlu: Sarıyer'de değeri 50 milyon doları bulan üç lüks villayı sadece 15 milyon liraya İmamoğlu İnşaat'a devreden Nuhoğlu son ifadesinde, İBB'den alacaklarını tahsil edebilmek için milyonlarca liralık rüşvet verdiğini söyledi, dekontlarını da paylaştı.
İşadamı Ahmet Sari:
"Yaşadığımız sıkıntılar, aldığımız işlerin paralarını tahsil edemememiz nedeniyle dönem içerisinde Ertan Yıldız'a 9 sefer, Fatih Keleş'e ise 17 kez elden para (232 milyon lira) götürmek zorunda kaldım."
Bu da CHP'li Meclis Üyesi Umut Şenol'un Beylikdüzü'nden İBB'ye uzanan hiyerarşik "sistem" itirafı:
"Kararlara itiraz ettiğimde sistemi dayatıp, 'Bu sistemin kararıdır, sen de buna uyacaksın' deniyordu."
KURUMSAL YOLSUZLUK
İBB soruşturmasında Murat Abbas, Seyfi Beyaz, Murat İlbak, Süleyman Atik, Başar Arıoğlu ve Berat Çağrı Kapki gibi çok sayıda isim belge ve bilgi vererek önemli açıklamalar yaptı, sistemin nasıl işlediğini anlattı.
Bu bilgilerden ortaya nasıl bir iddianame çıkacak, yargı süreci nasıl seyredecek göreceğiz ama en azından şimdilik neler olup bittiğini CHP'liler görmek istemese de yapay zekâ görüyor ve yorumluyor:
"Ortaya çıkan iddialarla yolsuzluğun hem kurumsal hem de bireysel düzeyde yayıldığı anlaşılıyor."
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ



