
Övür'ün yazısı şu şekilde:
"Büyük ihtimalle "Ekrem Başkan" dönemi tarihe "Maskeli Balo" dönemi olarak geçecek. Ortada eser yok, hizmet yok ama "Rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırmak" gibi onlarca iddia var. Geriye dönülüp bakıldığında eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun deyimiyle "İstanbul'dan müteahhit kafalı biri geldi, geçti" denecek, o kadar...
Oysa bir "kahraman" ilan edilerek yola çıkmıştı. Öyle pervasızdı ki, kendi sosyolojisine bile "Vız gelir tırıs gider" diyor, kurumları "ahmak" diye suçluyor, elinden tutup o koltuklara oturtan "siyasi babasını" hançerlemekten çekinmiyor, gözü paradan başka bir şey görmediği için de çıktığı siyasi yolculuğunu "hayali ihaleler" ve "şaibeli kurultay" iddiasıyla kirletiyordu.
"İBB VE CHP'YE PARALEL YAPI KURDU"
Bu hazin son onu tanıyanlar açısından hiç de şaşırtıcı değildi. Beylikdüzü döneminden beri kapsama alanıma giren İmamoğlu'nun son 5-6 yılını yakından izledim. İBB ve CHP'ye "paralel bir yapı" kurduğunu, FETÖ vari bir yöntem izlediğini, "paranın izi sürülürse" sadece A Takımı'nda yer alan Fatih Keleş, Ertan Yıldız, Tuncay Yılmaz ve Ali Nuhoğlu gibi çok sayıda ismin nasıl zenginleştiklerinin ortaya çıkacağını yazıp durdum.
Doğrusu o günlerde bu tablo karşısında yargının neden harekete geçmediğine de şaşırmıştım. Şaşkınlığımı ilettiğim bir dostum "Yargı yarına bırakır ama yanına bırakmaz" demişti. Öyle de oldu... Bugün ortaya çıkan belgeler, bilgiler, itiraflar bu sözün gereğinin yapıldığını gösterdi. Şu an etkin pişmanlıktan yararlananların sayısı 30'u aştı. Her biri bambaşka bir skandalı ortaya serdi. Toplamında ise ortaya İstanbul'a nasıl "çöküldüğü"nün fotoğrafı çıktı.
Süreç henüz bitmedi ama son itirafçı Adem Soytekin'in söyledikleri o çok itiraz edilen "örgüt"ü tam anlamıyla deşifre etti.
Soytekin, İmamoğlu'nun en yakın adamı CHP Milletvekili Turan Taşkın Özer'in bürosuna İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan tarafından çağrıldığını belirtiyor ve şöyle diyordu: "Akşam ofise gittiğimde Fatih Keleş, Tuncay Yılmaz, Turan Taşkın Özer, Murat Gülibrahimoğlu'nu temsilen İbrahim Bülbüllü (firari), Hüseyin Köksal olarak bizler vardık. Avukat grubu olarak Mehmet Pehlivan, O.B., Y.B. bulunmaktaydı."
Bu isimleri oteldeki "bantlama"dan hatırlıyorsunuz. "Örgüt"ün çekirdek kadrosu bunlar. Kendilerine yönelik operasyon için bir araya gelmiş ve ne yapılacağını konuşmuşlar. Savunma hakkının kutsallığını ileri sürenler, Soytekin'in şu sözlerine kulak versinler:
"Turan Taşkın Özer, el koymaların bir operasyonun başlangıcı olduğunu, operasyon yapılması halinde kime hangi avukatın gideceğini ve gözaltı yapılması halinde verilecek ifadeyi anlattı. Mehmet Pehlivan bana dönerek, 'Yurtdışına çıkmak istiyorsan sen de çık git. Emrah Bağdatlı'yı Murat Ongun gönderdi, rahatladı, sen de gitmek istiyorsan gidebilirsin' dedi. Yurtdışı yasağım olduğunu söyledim. Mehmet Pehlivan bana, 'Emrah'ı gönderdiğimiz şekilde seni de Edirne üzerinden çıkarttırırız' dedi."
Şu sözleri de "örgütü" yönetenlerin ne kadar pervasız olduğuna işaretti:
"Bu toplantıda Mehmet Pehlivan, operasyonun Medya AŞ özelinde olduğunu, Ekrem İmamoğlu'nu gözaltına alamayacaklarını söyledi. Bu şahısların yapmış olduğu tüm kurgu, İmamoğlu'nun gözaltından sonra tutuklanmayacağı senaryosu üzerine kurulmuştu. İmamoğlu'nun tutuklanınca senaryoları bozuldu."
Gerçeği daha o zaman gören A Takımı'nın bazı üyeleri öyle korkuya kapılmışlar ki aralarında tartışma yaşanmış:
"Fatih Keleş ve Tuncay Yılmaz, 'Bu Cumhurbaşkanlığı adaylığı nereden çıktı? Sefasını Ekrem İmamoğlu sürecek, tasası bize mi düştü?' serzenişinde bulundu. Herkesin evini boşaltması gerektiği söylendiğinde Keleş, 'Evimde bir sürü şey var, ne yapacağım şimdi?' dedi. Yılmaz, 'Evimde para var, ben ne yapacağım?' dedi. Toplantıda herkes kendi derdine düşmüştü, ben de dâhil."
MASKELİ BALO BİTECEK
Adem Soytekin, sıvacılıktan İBB'nin olanaklarıyla milyonlara ulaşan ve bire bir İmamoğlu ile görüşen bir isim. Beylikdüzü-İBB hattının önemli tanıklarından Soytekin'in "İstanbul'a Çökme" ile ilgili söyleyecekleri ilkinden çok daha sarsıcı olacak. "Maskeli Balo"nun bitişi için de Fatih Keleş'i beklemeye gerek kalmayacak."
CHP'Lİ ÖZER'DEN "RÜŞVET" SORUSUNA KAÇAMAK YANIT
Öte yandan Soytekin'in suç örgütünün nakit paralarının CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer'e verildiği iddiası Özer'e soruldu.
Turan Taşkın Özer ve Ekrem İmamoğlu
Adem Soytekin, CHP'de "para kuleleri" olarak gündeme gelen ve CHP İstanbul il binasının satın alınmasına ilişkin kamuoyuna yansıyan paraların bağış parası olmadığını, bu paraların CHP'li belediyelerden toplandığını, olay kamuoyuna yansıdıktan sonra Beylikdüzü'nde Turan Taşkın Özer'in ofisinde toplantı yapıldığını söyledi.
Soytekin, "Turan Taşkın Özer bu toplantıda bizden yapmadığımız bağışın makbuzunu istedi, biz de makbuz verdik. Turan Taşkın Özer'in, bunun Ekrem İmamoğlu'nun talimatı olduğunu söylemesi üzerine biz de bunu kabul ettik. Turan Taşkın Özer, bu dekontları milletvekilliğinin düşmesi durumunda kendisini kurtarmak için bizden temin etti. Ben 5 milyon TL + 1 milyon 700 bin euroluk iki ayrı makbuz kestim." dedi.
"ÖRGÜT PARALARI ÖZER'E EMANET EDİLDİ"
19 Mart'ta İBB'ye yönelik düzenlenen operasyonun öncesinde Ekrem İmamoğlu ve avukatı Mehmet Pehlivan'ın, sistemdeki tüm aktörleri uyarması üzerine operasyon esnasında nakit para bulunamadığını belirten Soytekin, operasyon öncesinde nakit paranın Fatih Keleş'ten alındığını, Ekrem İmamoğlu'na bağlı dokunulmazlığı olan milletvekillerine devredildiğini iddia etti.
Ekrem İmamoğlu'yla başkanlık konutunda yapmış olduğu görüşmede, İmamoğlu'nun emanet etmesi gereken para veya belge varsa bunları Turan Taşkın Özer'e vermesi gerektiğini söyleyen Adem Soytekin, "Dokunulmazlığı olduğu için Turan Taşkın Özer emanetçi yapılmıştır. Para olmadığı savunması tamamen yalandır." dedi.
ADEM "YALAN SÖYLÜYOR" DİYEMEDİ
CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, Adem Soytekin'in itiraflarına ilişkin soruyu geçiştirdi. Sabah Gazetesi'nden Yusuf Özdemir'in aradığı ve hakkındaki iddiaları sorduğu Özer şunları kaydetti:
"Adem Soytekin ile 10 yıla aşkın süredir avukat-müvekkil ilişkimiz bulunmaktadır. Şubat ayında da 10 yıllık süresi biten vekaletimizi yeniledik. Hakkımdaki ileri sürdüğü iddiaları, savcılara sormak gerekir. Adem'in bahsettiği YTT Hukuk Ofisi benim ofisimdir. Ancak ben böyle bir toplantıda bulunmadım. İddialara ilişkin geniş kapsamlı bir basın toplantısı düzenleyeceğim."