Yolsuzluk çarkında itiraflar geldi bu kez "baskı" yalanı devreye girdi! Savcılık duyurdu: Soruşturma başlatılacak | İmamoğlu'ndan yeni oyun
CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bazı ilçe belediyelerine yönelik yolsuzluk soruşturmasında Ekrem İmamoğlu’nun yakın ekibinden birçok isim etkin pişmanlıktan faydalanarak itirafçı oldu. Kamu kaynaklarının usulsüz kullanımı, ihale oyunları ve çıkar ağı iddialarını içeren soruşturma sürerken, sosyal medyada “ifadelere baskı” iddiaları yayıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, şüphelilerin ifadelerinin gönüllü olarak alındığını vurgulayarak, sosyal medyada yer alan "ifadelere baskı ve tehdit yoluyla ulaşıldığı" iddialarının gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Savcılık bu tür paylaşımlarla soruşturmayı etkilemeye çalışan kişiler hakkında re'sen soruşturma başlatılacağı duyurdu.Ekibindeki çözülmeyi engelleyemeyen İmamoğlu ise "kumpas" diyerek algı operasyonuna yöneldi.
İstanbul'da CHP'li İBB ve ilçe belediyeleri merkezli kurulan büyük bir yolsuzluk ağı deşifre edildi.
Yürütülen soruşturmalar kapsamında Ekrem İmamoğlu ve yakın ekibi tutuklandı. Kamu kaynaklarının usulsüz şekilde kullanıldığı, ihale oyunlarından şirket aktarmalarına kadar birçok kara bağlantının kurulduğu ortaya çıktı.
İMAMOĞLU'NUN YAKIN ADAMLARI TEK TEK ÇÖZÜLDÜ
CHP ve yandaşları operasyonları "siyasi" diyerek perdeleme girişiminde bulunsa da İmamoğlu'nun kasası olarak bilinen Ertan Yıldız, Kültür A.Ş. Müdürü Murat Abbas ve İmamoğlu'nun yakın çevresinden Adem Soytekin'in de aralarında bulunduğu çok sayıda isim etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak itirafçı oldu.
BU KEZ "BASKI" YALANINA SARILDILAR
Bu gelişme üzerine CHP'li çevreler bu kez ifadelerin baskı yoluyla alındığını iddia etti.
Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu iddiaların soruşturma sürecini sabote etmeye yönelik olduğunu vurguladı.
Yapılan açıklamada, İBB ve Aziz İhsan Aktaş (Beşiktaş, Büyükçekmece, Gaziosmanpaşa...) dosyaları kapsamında etkin pişmanlıkta bulunan şüphelilerin gönüllü olarak avukatları aracılığıyla ifade verdiği vurgulandı.
Ekrem İmamoğlu ve itirafçı olan Adem Soytekin
İTİRAFÇILAR GÖNÜLLÜ İFADE VERDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yürütülmekte olan üç ayrı soruşturma kapsamında bazı şüphelilerin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunduğunu açıkladı. Başsavcılık, şüphelilerin ifadelerinin gönüllü olarak alındığını vurgulayarak, sosyal medyada yer alan "ifadelere baskı ve tehdit yoluyla ulaşıldığı" iddialarının gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

2024/228233, 2024/236201 ve 2025/76201 numaralı dosyalar kapsamında; "ihaleye fesat karıştırma, rüşvet, irtikap, resmi belgede sahtecilik, çıkar amaçlı suç örgütü kurma, yönetme ve üye olma" suçları nedeniyle yürütülen soruşturmada, bazı şüphelilerin bizzat kendileri veya avukatları aracılığıyla dilekçe sunarak etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istedikleri belirtildi. Şüphelilerin beyanlarının alındığı, bu beyanların hem kendileri hem de avukatları tarafından okunup imzalandığı ifade edildi.
SOSYAL MEDYADAKİ MANİPÜLASYONA SORUŞTURMA
Başsavcılık açıklamasında, sosyal medyada soruşturma sürecine zarar verme amacı taşıyan asılsız iddiaların yayıldığına dikkat çekilerek, bu tür paylaşımlarla soruşturmayı etkilemeye çalışan kişiler hakkında re'sen soruşturma başlatılacağı duyuruldu.
İmamoğlu ve itirafçı olan Ertan Yıldız
EKİNİNDEKİ ÇÖZÜLMEYİ ENGELLEYEMEYEN İMAMOĞLU ALGIYA BAŞLADI
Öte yandan itiraflara rağmen Ekrem İmamoğlu sosyal medya üzerinden manipülasyon yaptı.
Yolsuzluk soruşturmasını "kumpas" olarak nitelendiren İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Savcılık makamı eliyle yürütülen bu kirli kumpasta; iş insanları, bürokratlarım, yol arkadaşlarım; baskı, tehdit ve şantajla iftiraya zorlanıyor. Hayatında adliye koridoruna uğramamış tertemiz insanlar, tarihimizin en sistematik ve en utanç verici yargı tacizine maruz bırakılıyor."
Ekibindeki çözülmeyi engelleyeyemeyen İmamoğlu bu kez, "Buradan dostlarıma sesleniyorum: Onurunuzu, haysiyetinizi, ailelerinizi ve evlatlarınızı koruyun. Gerekirse önünüze konulan o iftiranameleri düzmece olduğunu bilerek imzalayın. Hiçbirinizin çocuğunun geleceği benim özgürlüğümden daha kıymetsiz değil. Ben o imzaların yükünü tek başıma taşırım." diyerek ifadelerin baskıyla alındığı algısını oluşturmaya çalıştı.





