Dezenformasyon yasasına karşı çifte standart uygulayan Avrupa heyetine şok! Tek tek gösterildi

"Dezenformasyonla mücadele düzenlemesi" olarak bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Yalan haberin önüne geçecek düzenleme sonrası başta CHP ve yandaşları olmak üzere muhalefet yasanın 'sansür' yasası olduğunu iddia ederek asılsız iddialarla gündemi meşgul etti. Avrupa ülkelerindeki benzer yasa değişiklikler 'düzenleme' olarak tanıtılırken Türkiye'ye gelince "sansür" olarak görüldü. Son olarak aralarında Uluslararası Af Örgütü'nün de bulunduğu heyet, Dezenformasyon Yasası ve seçimler ile ilgili Türkiye'ye karşı çifte standart sergiledi. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu ise Avrupalı heyetin çifte standardını örnekleriyle yüzlerine vurdu.

Giriş Tarihi 24 Ekim 2022, 13:00 Güncelleme 24 Ekim 2022, 13:20
Dezenformasyon yasasına karşı çifte standart uygulayan Avrupa heyetine şok! Tek tek gösterildi

İÇİNDEKİLER

Sosyal medyada yayılan yalan haberin ve bilgi kirliliğinin önüne geçecek "Dezenformasyonla mücadele düzenlemesi" TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.

Kanuna, CHP ve yandaşları 'sansür yasası' diye karşı çıkarken Avrupa da Türkiye'ye karşı çifte standart içeren bir tutum sergiledi.

Uluslararası Af Örgütü, Uluslararası Basın Kurumu, Sınır Tanımayan Gazeteciler, Gazetecilere Koruma Komitesi, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Koruma Merkezi gibi uluslararası kuruluşların temsilcilerinden oluşan bir heyet TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu'nu ziyaret etti.

AVRUPALI HEYET YASAYI 'SANSÜR' SAYDI
Ziyaretin en önemli gündem maddesi ise yürürlüğe giren Dezenformasyon Yasası oldu. Heyet, yasa hakkında bilgi edinmek isterken, bunun seçimler öncesi muhalefetin konuşmasını önlemeye dönük bir düzenleme olabileceğini öne sürdü.

SANSÜR DEĞİL YALANIN YAYILMASINI ENGELLEMEK
Sabah'ta yer alan habere göre Çavuşoğlu, amacın düşünce ve ifade özgürlüğünü engellemek değil yalan ve kirli bilgiler ile manipülasyon yapılmasının önüne geçmek olduğunu belirtti.

AVRUPALI HEYETE ÖRNEKLER GÖSTERİLDİ
Çavuşoğlu, buna örnek olarak Gezi olayları sırasında sosyal medyada paylaşılan fotoğraf ve görüntüleri gösterdi.

Arjantin'de bot kazasında pervane çarpan kişinin Taksim'de polis tarafından yaralanmış gibi gösterildiği, yanık eğitim broşüründen alınmış görüntünün polis panzerlerinden sıkılan kimyasalların yanıklara neden olduğu aldatmacalarını içeren görüntülerin ardından Çavuşoğlu, heyete demokrasi dersi de verdi.

Çavuşoğlu, "Raporlarınızda hiçbir zaman bizim görüşmelerimize yer vermiyorsunuz. Çifte standart uyguluyorsunuz. 15 Temmuz darbe girişimini darbeciler üzerinden değerlendiriyorsunuz. Gidip o gece şehit olanların aileleri ile ya da gazilerle konuşmuyorsunuz. Cumartesi anneleri ile ilgili rapor hazırlıyorsunuz, bir kez gidip Diyarbakır Anneleri ile konuşmadınız. Terörle mücadelede şehit olanların ailelerini dinlemediniz. Onun için raporlarınıza bizim millet bir değer atfetmiyor" ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin en iyi yaptığı şeylerden birinin seçimler olduğunu, ancak bazı partilerin başarısızlıklarına mazeret üretmek için bazı iddiaları gündeme getirdiğini de söyledi.

AB YAPINCA "DÜZENLEME" TÜRKİYE'YE GELİNCE "SANSÜR"
Öte yandan Avrupa medyası dezenformasyon yasasının TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaşmasını sayfalarına taşıdı. Türkiye'deki yasaların sansür olacağını ileri sürdüler. Oysa aynı Batı medyası Avrupa ülkelerindeki benzer düzenlemeleri "yalan haberlerle mücadele" şeklinde okuyucularına servis ediyor.

Örneğin kısa bir süre önce Avrupa Birliği'nde (AB) internetteki terör içerikli paylaşımların üye ülkelerin talebi üzerine 1 saat içinde kaldırılmasını öngören yasal düzenleme uygulamaya konmuştu. Ya da AB Dijital Hizmetler Yasası uygulanıyor. Bu da büyük teknoloji şirketlerinin kontrolsüz gücünü etkin bir şekilde frenlenmeyi amaçlıyor.

YASAYLA DEZENFORMASYONUN ÖNÜNE GEÇİLECEK
Türk Ceza Kanunu'nun "Kamu Barışına Karşı Suçlar" bölümüne yeni bir suç tipi ihdas edilerek, "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu düzenlendi.

Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Failin, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi halinde söz konusu ceza yarı oranında artırılacak.

"Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilecek.

Milli İstihbarat Teşkilatının faaliyetleri ve personeline yönelik suç teşkil eden içerikler katalog suçlar kapsamına alınacak.

SOSYAL MEDYA ŞİRKETLERİNE YÖNELİK DÜZENLEMELER
Sosyal ağ sağlayıcıların, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunca (BTK) yapılacak kullanıcı haklarına ilişkin düzenlemelere uymaları zorunlu olacak.

Sosyal ağ sağlayıcılara, çocukların sosyal ağlarda daha etkin korunması için çocuklara özgü ayrıştırılmış hizmet sunma yükümlülüğü getirildi.

Sosyal ağ sağlayıcıların temsilcileri gerçek kişi ise bu kişinin Türkiye'de mukim ve Türk vatandaşı olması gerekecek. Bu temsilci tüzel kişi ise doğrudan sosyal ağ sağlayıcı tarafından sermaye şirketi şeklinde kurulan bir şube olması zorunlu tutulacak.

Sosyal ağ sağlayıcı, başlık etiketleri veya öne çıkarılan içerikler aracılığıyla ortam sağladığı başkasına ait yayın yoluyla işlenen suçtan, kendisine hukuka aykırı içeriğin bildirilmesine rağmen içeriğin bildiriminden itibaren derhal ve en geç 4 saat içinde kaldırılmaması halinde bu içerikten doğrudan sorumlu olacak.

BTK Başkanı, kanunda belirtilen yükümlülüklerini yerini getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya, bir önceki takvim yılındaki küresel cirosunun yüzde 3'üne kadar idari para cezası verebilecek.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN