Danıştay'dan 'Basın Kartı Yönetmeliği' kararı: Yürütmenin durdurulması kararı kaldırıldı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Danıştay 10. Dairesince verilen Basın Kartı Yönetmeliği'ne ilişkin yürütmenin durdurulması kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca kaldırıldığını duyurdu. Yönetmelikle terör ve şiddet propagandası yapanların basın kartının arkasına sığınmalarının önüne geçen maddeler güçlendirilmişti.

Giriş Tarihi 19 Mayıs 2022, 12:02 Güncelleme 19 Mayıs 2022, 12:02
Danıştay’dan ’Basın Kartı Yönetmeliği’ kararı: Yürütmenin durdurulması kararı kaldırıldı

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Danıştay 10. Dairesince verilen Basın Kartı Yönetmeliği'ne ilişkin yürütmenin durdurulması kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca kaldırıldığını bildirdi.

İLETİŞİM BAŞKANLIĞI HAKLI BULUNDU
İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Basın Kartı Yönetmeliği'nde 21 Mayıs 2021 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren değişikliklerin iptali talebiyle Danıştay 10. Dairesi'nde açılan davada Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının itirazını haklı buldu.

Kurul, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Hukuk Müşavirliğinin itirazı üzerine yürütmenin durdurulması kararının kaldırılmasına hükmetti.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 14 Şubat 2022 tarihli ve 2022/10 sayılı kararında, davacıların iddiaları haksız bulunarak, "Basın kartının, Yönetmelik'te belirtilen kişilere Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca verilen kimlik kartı olarak tanımlandığına, basın-yayın çalışanlarının basın kartını toplumsal olayların takibinde ispat aracı olarak kullanabildiklerine, basın kartı bulunmamasının, basın çalışanlarının mesleklerini yapmalarına engel oluşturduğuna dair mevzuatta herhangi bir hüküm bulunmadığına, dolayısıyla basın kartının, basın hürriyeti ile ilişkili olmakla birlikte doğrudan bağlantılı olmadığına" hükmedildi.

Kararda, basın kartı ile ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının 14 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile görevlendirildiği, bu alandaki çalışmaların kurum tarafından yürütüldüğüne atıfta bulunulan kararnamede "Basın-yayın kuruluşu mensuplarına basın kartı düzenlemek, Basın Kartı Komisyonunun sekretarya faaliyetlerini yürütmek" görevinin İletişim Başkanlığının görevleri arasında sayıldığı vurgulandı.

Başkanlığın görev, yetki ve sorumluluk alanına giren konularda idari düzenlemeler yapabileceği hükmüne de yer verilen kararda, daha önce Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünün görev alanına giren "Basın-yayın kuruluşu mensuplarına basın kartı düzenlemek" görevinin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına verildiği hatırlatıldı.

Kararda, "14 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 3. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendi uyarınca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının sahip olduğu basın-yayın kuruluşu mensuplarına basın kartı düzenlemek görevi çerçevesinde, idarenin düzenleme yapma yetkisinden kaynaklı olarak, basın kartının verilmesine ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisinin de söz konusu maddede geçen 'düzenleme' ibaresinin kapsamına girdiği, başka bir anlatımla konunun Başkanlığın görev ve yetkisi kapsamında olduğu" açıkça ortaya konuldu.

Böylelikle Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Hukuk Müşavirliğinin itirazının kabulüne, Basın Kartı Yönetmeliğinin söz konusu maddelerinin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin kararının kaldırılmasına hükmedildi.

Buna göre söz konusu yönetmelik karar öncesindeki şekliyle uygulanmaya devam edecek.

YENİ DÜZENLEME NE GETİRİYOR?
Yapılan değişikliklerle, gazetecilik mesleğinin ve basın kartının saygınlığı artırılırken, terör başta olmak üzere her türlü suçla ilintili kişilerin basın kartı taşımasının önüne geçen ve demokrasi ile birlikte ifade ve basın özgürlüğünü koruyan maddeler güçlendirildi.

Yeni düzenlemeyle, basın kartı verilecek kişilerde aranan şartlara "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüt üyesi olmak veya örgüte yardım etmek suçlarından hüküm giymemiş olma" ibaresi eklendi.

Basın meslek onurunu zedeleyen, milli güvenliğe ve kamu düzenine aykırı faaliyetlerde bulunan, şiddet ve terörü özendiren, suça tahrik veya teşvik eden ve suçla mücadeleyi etkisiz kılan kişilerin basın kartının iptal edilebileceği de yenilenen maddeler arasında yer aldı.

"BASIN KARTI KOMİSYONU KARAR VERİYOR"
Yönetmeliğin sürekli nitelikteki basın kartının iptaline ilişkin 25. maddesi şu şekilde değiştirildi:

"Sürekli nitelikte basın kartı sahibinin, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlar sergilemek suretiyle basın meslek onurunu zedeleyecek şekilde faaliyette bulunması, 6 sayılı Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin Teşkilat ve Görevleri Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2. maddesinde çerçevesi belirtilen milli güvenliğe ve kamu düzenine açıkça aykırı faaliyetlerde bulunması veya bu faaliyetlere açıkça destek vermesi, şiddet ve terörü özendirecek, her türlü örgüt suçları ile mücadeleyi etkisiz kılacak içerik oluşturması, suça tahrik veya teşvik edecek ve suç ile mücadeleyi etkisiz kılacak faaliyetlerde bulunması hallerinde Komisyon tarafından yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucunda, bu kişilerin sürekli nitelikte basın kartlarının iptaline karar verilebilir. 6. maddenin birinci fıkrasının (c), (ç), (d), (e) ve (f) bentlerine aykırılığın oluşması halinde sürekli nitelikte basın kartı, Başkanlığın teklifi üzerine Komisyonca iptal edilir."

"BASIN KARTI VERİLECEK KİŞİLERDE, YÖNETMELİKTE BELİRTİLEN SUÇLARDAN HÜKÜM GİYMEMİŞ OLMA ŞARTI ARANIYOR"

Yönetmeliğin basın kartı verilecek kişilerde aranan şartları düzenleyen 6. maddesinin ilgili bentleri şu şekilde:

"c) Kısıtlı veya kamu hizmetlerinden yasaklı olmama,

ç) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş̧ olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı 5 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da şantaj, hırsızlık, sahtecilik, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, yalan tanıklık, yalan yere yemin, iftira, suç uydurma, müstehcenlik, fuhuş̧, hileli iflas, zimmet, irtikâp, rüşvet, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma suçları, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, üyesi olmak veya yardım etmek ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile bu suçların özel kanunlardaki karşılıklarından hüküm giymemiş̧ olma,

d) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 3 üncü maddesinde sayılan terör suçları ile 4 üncü maddesinde sayılan terör amacı ile işlenen suçlardan veya 6 ncı maddede belirtilen suçlardan hüküm giymemiş̧ olma,

e) 5237 sayılı Kanunun 213, 214, 215, 216 ve 217 nci maddelerinde sayılan suçlar ile Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar ile devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından hüküm giymemiş̧ olma,

f) 5187 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlardan veya bu suçlara tahrik ve teşvikten hüküm giymemiş̧ olma."

FAHRETTİN ALTUN: "GAZETECİLİK ADI ALTINDA 'TERÖRİZM PROPAGANDASI' YAPANLARLA MÜCADELE EDECEĞİZ"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Fahrettin Altun, Basın Kartı Yönetmeliğinde yapılan değişikliklere ilişkin, "Terör ve şiddet propagandası yapanların basın kartının arkasına sığınmalarının önüne geçen maddeler güçlendirildi. Söz verdiğimiz gibi, basın kartının saygınlığını artırmayı sürdüreceğiz." dedi.

Fahrettin Altun, Danıştay'ın Basın Kartı Yönetmenliğinin bazı maddelerine ilişkin verdiği yürütmeyi durdurma kararı üzerine 1 Nisan 2021 tarihinde yaptığı açıklamada da, daha iyi bir Basın Kartı Yönetmeliği hazırlamak için çalışmaya başladıklarını belirterek, "Görevde olduğumuz müddetçe 'gazetecilik' adı altında 'terörizm propagandası' yapanlarla mücadele edeceğiz. Terör seviciler boşuna sevinmesinler!" demişti.

Herhangi bir Batı ülkesinde mütemadiyen terör örgütü DEAŞ'ın propagandası yapan bir kişiye "gazeteciyim" diye yırtınsa da basın kartı verilmeyeceğine dikkati çeken Altun, "Ama bize gelince, devletin PKK veya FETÖ terör örgütünün propagandasını yapanları 'gazeteci' olarak tanıması isteniyor! Buna itiraz ediyoruz. Bu kirli zihniyeti reddediyoruz. Terör örgütlerinin, onların hami ve işbirlikçilerinin oluşturmaya çalıştığı şiddet ortamına teslim olmuyoruz. Demokrasinin de, ifade ve basın özgürlüğünün de birinci düşmanı terör örgütleridir. Haklı mücadelemiz sürecek…" ifadelerini kullanmıştı.