Son dakika: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na tepki: Tarihimize kirli demek namertliktir

Son dakika haberi... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Sağlık çalışanları üzerinden yürütülen kara propagandaya değinen Bahçeli, "Covid-19 hastalığının şiddetlendiği dönemde vatandaşımızı korkuya sevk eden, endişeye sevk eden küçük bir azınlığın kara propagandalarını da unutmuş değiliz. TBB'nin bu kara propagandanın sevk ve idaresinin yapıldığı yer olarak karşımızdadır. Bunlar mesleğe başlarken ettikleri Hipokrat yeminini çiğneyen yüzkaralarıdır. Şimdi de diyorlar ki hekimlerimiz Türkiye'yi terk ediyorlarmış. Kalbi vatan sevgisiyle çarpan hekimlerin gittiği yok. TBB'ye bakarsak, Türkiye sağlıkta çoktan iflas bayrağını çekmiştir. Gitmesi gereken varsa TBB yönetimine çöreklenmiş bir avuç Türkiye karşıtıdır. Gidişleri olsun da dönüşleri olmasın. Bunlar dışında giden olursa keyifleri bilir." dedi. Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır gezisine ilişkin konuşan MHP lideri, "Tarihimiz kirli yüzleşmemiz gerekir' diye konuşmuş. Tarihimize kirli demek namertliktir, vatan ve millet sevgisinden nasipsizliktir. Kast ettiği Türkiye ve Türk milletinin tarihiyse önce Çanakkale'ye bakmasını, sonra da zillet emellerini gözden geçirerek aklını başına devşirmesini tavsiye ederim." şeklinde konuştu.

Giriş Tarihi 15 Mart 2022, 10:35 Güncelleme 15 Mart 2022, 11:53
Son dakika: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den Kılıçdaroğlu’na tepki: Tarihimize kirli demek namertliktir

İÇİNDEKİLER

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Her canlı nefes alır, ama insan olmak için nefesten daha fazlası lazımdır. 14 Mart Tıp Bayramı taşıdığı pek çok anlamının yanı sıra bir vefanın, feragatin, özverinin tüm sağlık çalışanlarımızda nasıl bayraklaştığını ifade eden özel bir gündür. Doktorlarımıza, hemşirelerimize, hasta bakıcılarımıza ne yapsak azdır. Onlara gönül borcumuzu ödememiz kolay değildir.

SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YENİ HAKLAR
Türkiye'de 2 yıl içinde 96 bin insanımız hayatını kaybetti. Maalesef can kayıpları devam etmekte. Covid-19 mutasyonlarla, varyantlarla hayatın her alanını doğrudan tehdit etti. Salgın her yeri tasallutu altına aldı. İnsana düşen önce tedbir almak, sonra tevekkül etmektir. Covid-19 ile mücadelede tüm sağlık çalışanlarımız insan üstü gayretle mücadele etmiştir. Gece demediler, gündüz demediler fedakarlık anıtı haline geldiler.

Başta doktorlarımız olmak üzere sağlık çalışanlarımızın taleplerinin bilincindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı 5 müjdenin yerinde olduğunu kanaatindeyiz. MHP ve Cumhur İttifakı sağlığımızı emanet ettiğimiz hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarının destekçisidir.

TBB'YE: GİDİŞLERİ OLSUN DA
Covid-19 hastalığının şiddetlendiği dönemde vatandaşımızı korkuya sevk eden, endişeye sevk eden küçük bir azınlığın kara propagandalarını da unutmuş değiliz. TBB'nin bu kara propagandanın sevk ve idaresinin yapıldığı yer olarak karşımızdadır. Bunlar mesleğe başlarken ettikleri Hipokrat yeminini çiğneyen yüzkaralarıdır. Şimdi de diyorlar ki hekimlerimiz Türkiye'yi terk ediyorlarmış. Kalbi vatan sevgisiyle çarpan hekimlerin gittiği yok. TBB'ye bakarsak, Türkiye sağlıkta çoktan iflas bayrağını çekmiştir. Gitmesi gereken varsa TBB yönetimine çöreklenmiş bir avuç Türkiye karşıtıdır. Gidişleri olsun da dönüşleri olmasın. Bunlar dışında giden olursa keyifleri bilir.

ÇANAKKALE ZAFERİ'NİN 107'NCİ YILDÖNÜMÜ
Her gecenin bir sabahı vardır. O sabahın ışığı ufukta görülmüştür. Bastığımız yerleri toprak diyerek geçmedik, hep düşündük altında binlerce kefensiz yatanı. İstikbalimiz uğruna vahşi senaryoların sayfaları yakıldı.

Kınalı kuzuların şeref madalyasıdır Çanakkale. 107 yıl evvel tarihin akışını, tarihin seyrini değiştiren muhteşem bir vatan savunması Çanakkale'de vuku bulmuştur. Küresel ve bölgesel senaryolar çöpe atılmış. Bu cennet vatanı almak istediler, vermedik. 7 düven toplanıp üzerimize geldi, eğilmedik. Hedef alınan sadece devletimiz, milletimiz değil koskoca tarihimizdi. Düşmanı denizde batırdık, karada bitirdik.

Çanakkale bir şuurdur, ufuktur, gururdur, aziz şehitlerimizin zafer emanetidir. Bu emanet başımızın üstündedir, asla lekelenmeyecektir.

KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ: TARİHİMİZE KİRLİ DEMEK NAMERTLİKTİR

CHP Genel Başkanı, Diyarbakır gezisi esnasında tarihimiz kirli, yüzleşmemiz gerekir diye konuşmuş. Tarihimize kirli demek namertliktir, nankörlüktür. Kılıçdaroğlu'nun şahsi karanlık tarihini bilemeyiz. Kast ettiği Türk milletinin tarihiyse önce Çanakkale'ye bakmasını sonra da zillet emellerini tekrar gözden geçirerek aklını gözden geçirmesini bilhassa isterim. Çanakkale ruhundan ilham ve feyz almamış gafillerin, Türkiye'nin geleceğinde söz sahibi olmak milli hakların itlafıdır. Kılıçdaroğlu ve zillet ortakları unutmasın ki kökümüz Söğüt, kollarımız Çanakkale, gövdemiz Türkiye'dir. Türk tarihine kirli demek PKK'nın vesayeti altında olan bir zavallının hüsranıdır. Türk tarihiyle yüzleşme niyeti varsa, söylemek istediği buysa uyarıyorum ki bu tarih Kılıçdaroğlu'nun tarihi değildir, buna hiç hakkı yoktur. Yozgat'ta başka, Diyarbakır'da başka konuşan bir siyasetçiye güven duyulamaz.

AĞZINDAKİ BAKLAYI ÇIKARSIN
Kızıldereliler soykırıma uğramışlardır. Kılıçdaroğlu mertse, gözü kesiyorsa, ağzında çıkmış baklayı çıkarsın da görelim. Kimlerin hesabına çalıştığını söylesin. Türk milleti kimden, neden özür dileyecek? Suçu nedir ki özür dileyecek? Nedir senin meselen? Söyle de bilelim. Kılıçdaroğlu önüne koyulan zillet faturasını taksit taksit ödemesi için tehdit edilmektedir. Kılıçdaroğlu derhal özür dilemelidir. Aksi halde tarihimize kirli demesinin ağır sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaktır.

Çanakkale deyince gözleri yaşarmayan kim varsa onlara dikkat edeceğiz, onlara karşı dikkatli olacağız. Çünkü onlar bizden değildir, esasen ve manen milletimize ait olmayanlardır.

Tarih boyunca vatan ve millet sevdasıyla şehit düşmüş ecdadımıza Allah'tan rahmet diliyorum.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın 20. günündeyiz. Silahlı çatışmalar yoğunluk kazanmaktadır. Sivil can kayıpları, bombalanan şehirler maalesef vicdanımızı sızlatmaktadır. Barışın dışında ikinci bir seçenek yoktur. Uluslararası toplum sorumlu ve hassas hareket etmek mecburiyetindedir. 2 ülke arasındaki çatışmaları provoke etmenin, Karadeniz'in kuzeyinde yeni bir Suriye ortaya çıkarmanın kimseye faydası olmayacaktır. Tutumumuz ilkesel, tarafımız barıştır. Türkiye'yi Rusya'ya karşı yaptırımlara zorlayan Batılı ülkeler samimi ve dürüst değildir.

Bizden talep edilen ne varsa orantısızdır. Bazı siyasi partilerin Rusya'ya ağır yaptırım uygulanmasını istemeleri, başkalarının ajandalarıyla hareket ettiklerinin tespitidir.

"TÜRKİYE'NİN RUSYA-UKRAYNA POLİTİKASI DENGELİDİR, KİMSE EZBERE KONUŞMASIN"
Taşeron siyasetçilerin Türkiye sevgileri yalnızca laftadır. Dış politikada duygusallık, sabit fikirlilik, manevrasızlık, dolduruşa gelmek, çok tehlikeli kırılmalara yol açacaktır. Türkiye'nin Rusya-Ukrayna politikası dengelidir, kimse ezbere konuşmasın. Kimse gelişmelere yabancı başkentlerin merceğinden bakmaya kalkışmasın. Ayıptır, yazıktır, günahtır.

Türkiye barışın müdafisidir. Haksız bir savaş cinayettir, çıkmaz sokaktır. Rusya-Ukrayna savaşı uluslararası düzenin defolarını iyice gözler önüne sermiştir. 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan nizam her yerinden yara almıştır. BM teşkilatı kanın durması konusunda hiçbir şey yapamamıştır. BM Güvenlik Konseyi dünyayı tıkamıştır. Uluslararası toplumun ikiyüzlülüğü iyice açığa çıkmıştır. 2022 yılında ölmek istemiyorum diyen Ukraynalı kız çocuğunu herkes duydu da 2014 yılında Suriye'de ağır yaralanan 3 yaşındaki evladın 'Sizi Allah'a şikayet edeceğim' yakarışını kimse duymadı, duyamadı, duymak bile istemedi. İnsafsız, adaletsiz çelişkinin izahını bize kim yapabilecektir.

Mevcut küresel düzenle ahlaki hesaplaşma yapılmadan, huzurlu ve güvenli dünyanın ihyası sadece hayaldir. Uyuklayan bir bakışla, sanal korkular üreterek, mazlumların hayatları üzerinde küresel hakimiyet çabaları yürütmek zulümdür. Biz susmayacağız, zalime zalim demeyi kahramanca sürdüreceğiz.

Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında barışın canlanabilmesi için olağanüstü bir çaba göstermektedir. Türkiye bölgede ve küresel platformda öne çıkmaktadır. Doğrudan iki ülkeyle konuşabilen Türkiye herkesin dikkat ve ilgisini çekmektedir.

KUTUP YILDIZI GİBİ PARLAMAKTADIR

Türkiye aktif diplomasiyle dünya gündemindedir, hatta kutup yıldızı gibi parlamaktadır. 10 Mart 2022 tarihinde Antalya'da yapılan tarihi buluşma ilk kez dışişleri bakanlarının bir araya gelmesine zemin teşkil etmiştir. Antalya'da kurulan masa, umudun masasıdır. Bu masa yuvarlak falan değildir, bu masada zillet değil iki ülkenin barışı ele alınmıştır. Antalya Zirvesi beklediğimiz barış sürecinin ilk basamağı olacaktır.

Bazı köşe yazarlarının Antalya'dan bir şey çıkmadı değerlendirmeleri ağrıyan karnılarının hazım sorunu yaşadığını göstermiştir. Bir kez olsun ülkenizle gurur duyun, korkmayın ne AK Partili olursunuz ne de MHP'li olabilirsiniz. Yalnızca insan olursunuz, yalnızca Türk milletinin ferdi olduğunuzu ispat edersiniz. Bu tipler ya hastadır, dolayısıyla tedavi altına alınmalıdır. Ya da vatan hainidir, gereği derhal yapılmalıdır.

KILIÇDAROĞLU'NA SERT SÖZLER
Kılıçdaroğlu'nun 9 Mart günü Diyarbakır'a gitmesi, es geçilecek görmezden gelinecek bir alçalma hali değildir. Kılıçdaroğlu'na 3 soru sordum. Bizim bir mesajımızı alıntılayarak emojiyle cevap vermiş. Ne demekse bu emoji? Sayın Kılıçdaroğlu emojiyi bırak, ergenler gibi davranmayı bırak. Emelin ne, onu söyle. Sözde Kürt sorununu tanıdığını açıkladın. Bir soru daha soruyorum; Diyarbakır'da PKK'lı teröristlerle görüştün mü? Şehitlerimize bir Fatiha okumayı hiç düşündün mü? Sorularım açıktır. Süren kısıtlıdır, şunu da bil ki sükut istikrardan gelir. Sorularıma cevap vermediğin zaman hepsine evet dedin kabul edilecektir. Emoji de seni kurtaramaz. Kılıçdaroğlu, Diyarbakır Anneleri'nin yanına gitmeyi cesaret edemedi. Korku dağları sarmış, Kılıçdaroğlu analardan kaçmıştır. Tek kelime edebildin mi? Yapamazsın çünkü bugünkü CHP, HDP'nin kostüm giymiş halidir. Bugünkü CHP, Aziz Atatürk'e ihanet etmiş, geçmişine sünger çekmiştir.

Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye dünyada parmakla gösterilirken senin Diyarbakır'da sözlerine ne diyelim. Ülkemizde zaten barış vardır, bunu herkes görürken sadece Türkiye muhalifleri görmekten uzaktır. Kılıçdaroğlu yine yan yattın, yine ters köşedesin. Kürt sorununu çözecekmiş; Türkiye'de var olan terör sorunudur. Sorarım sana Öcalan canisini de serbest bırakacak mısın? Bunları nasıl yapacaksın, hakim değilsin, savcı değilsin. Senin adalete bakışın böyle midir? Kılıçdaroğlu dengeyi kaybetmiş, kayışı koparmıştır. Bu zillet ittifakının dümeni kırıktır, pusulası bozuktur, seyir defteri yırtıktır. Türkiye zillete teslim edilemez.

SEÇİM KANUNU
AK Parti ve MHP'nin değerli temsilcileri tarafından hazırlanan seçim kanunu, siyasi partiler kanun teklifimiz TBMM'ye dün sunulmuştur. Bu teklifimizin kısa süre içinde görüşülerek kabul edeceğini umuyorum.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN