
6 Muhalefet partisinin temsilcileri, geçen ekim ayı başından itibaren güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışması için bir araya geldi. Partilerin belirlediği heyetlerin yaptığı çalışma yaklaşık 2,5 ay sürdü. Çalışma sonucu ortaya çıkan taslak metin muhalefet partilerinin liderlerine sunuldu. 6 partinin lideri, güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışması kapsamında Çankaya Belediyesi'nin Ahlatlıbel Tesisleri'nde bir araya geldi. Çalışma yemeği şeklindeki Toplantı için tesisin önünde ve çevresinde güvenlik önlemi alındı. Basın mensupları tesisin bahçesinin dışında kendileri için ayrılan bölümde çalıştı.
Muhalefetin 6'lı yuvarlak masasının açmazları, görünmeyen elçiler ve 28 Şubat seçimi
Son günlerde gündemi bir hayli meşgul eden ve birçok tartışmayı da beraberinde getiren toplantı için yazarlar dikkat çeken yazılar kaleme aldı, çarpıcı tespitlerde bulundu.
Sabah yazarı Mahmut Övür'ün "28 Şubat İttifakı" adlı yazısı şöyle:
Fikir babasının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olduğu 6'lı Millet İttifakı partileri nihayet bir araya gelip ilk toplantısını yaptı.
Kimilerinin umut zirvesi dediği toplantının topluma bir umut olup olmayacağını anlamak için deklarasyon için seçtikleri ikinci tarihe bakmak yeterli: 28 Şubat...
Yakın tarihimize kara bir leke olarak geçen postmodern darbe tarihini, eski Türkiye'ye dönüş tarihi olarak seçmeleri hiç şaşırtmadı. Adı geçen hiçbir partinin -ister eski ister yeni olsun- Türkiye'nin son 57 yılına damgasını vuran eski ucube parlamenter sistemi dert etmedikleri, hatta CHP'nin o vesayetçi sistemi gözü gibi koruduğu biliniyor. Bu nedenle bu partilerin bir araya gelişlerinin demokrasi kaygısıyla bir ilgisi yok.
Tek dertleri vesayet sistemini yerle bir eden mevcut başkanlık sistemini değiştirmek, yıkmak ve yerine iç ve dış vesayetin rahat oynayabileceği bir iktidar oluşturmak. Geçmişte iki veya üç partili koalisyonların nasıl kısa ömürlü olduğunu, sorunları çözmek yerine daha da derinleştirdiğini yaşayarak gördük. Küresel altüst oluşun yaşandığı bir zaman diliminde, Türkiye'yi 6 artı 1'li hatta daha fazla partilerin kuracağı koalisyonla yönetmek mümkün mü? Aslında o partiler de bunun mümkün olmadığını biliyor.
JAKOBEN MUHAFAZAKÂRLAR
Doğrusu gözlerini iktidar hırsı bürüyen Karamollaoğlu, Davutoğlu ve Babacan üçlüsünün bu gerçeği görmezden gelmeleri ve 28 Şubat tarihinin seçilmesi karşısında sessiz kalmaları da tesadüf değil. Jakobenizmin muhafazakâr versiyonu olmak bunu gerektiriyor.
Bu tabloyu, ABD ve AB'nin "seküler güçler" olarak nitelediği PKK-PYD'nin Türkiye ayağı HDP tamamlıyor. Hatırlayın, daha 2014 yılında Aysel Tuğluk, "Devletin geleceğini düşünenler ve seküler güçler hızla sorumluluk almalıdır" diyor, gereğini de "çözüm süreci"ni heba eden Demirtaş, CHP-HDP ittifakını hayata geçirerek yapıyordu. CHP'li her evden bir oy HDP'ye boşuna verilmedi.
Bu nedenle HDP'nin dışlandığına, hatta Eşbaşkan Pervin Buldan'ın afra tafralarına bakmayın, onlar İyi Parti'yi rahatlatmak için bağırıp çağıracaklar ama sonunda da "tıpış tıpış" gidip, Sırrı Süreyya Önder'in "Kör bıçakla bekliyorlar" dediği, Hasip Kaplan'ın "Kürt düşmanı" ilan ettiği "cellatlarına" farklı biçimlerde de olsa destek verecekler.
Çünkü bir yanda ABD Başkanı Biden dahil küresel güç odaklarının beklentisi var, öte yanda onların varlık nedeni PKK bitti, bitiyor. Bu yüzden eski vesayetçi partilerle bir araya gelmeye mecburlar.
Ancak bu mecburiyete paralel HDP'nin içi de kaynıyor. Bu kaynama her an patlayabilir ve evdeki hesabı bozabilir.
Aslında Millet İttifakı partilerinin hepsinin hem içleri hem de birbirleriyle ilişkileri sorunlu... HDP'nin hepsiyle, CHP'nin İP'le, İP'in Deva ve Gelecek'le, onların da SP ile sorunu var.