Demokraside ve ekonomide Türkiye'yi dünyanın en önde gelen ülkeleri arasındaki seçkin yerine çıkartarak, millete verdikleri sözü yerine getirmek için canla başla çalışmaya devam edeceklerini belirten Erdoğan, Taksim Camisi'nin yapımında emeği geçenlere ve özellikle de hayır sahibi Elmas ailesine teşekkür etti.
Erdoğan, cumartesi günü de İstanbul'a kazandırdıkları ve yeni bir sembol olan Çamlıca Kulesi'nin açılışını yaptıklarını dile getirerek, Çamlıca'nın eski halini bilenlerin, kulesi ve çevre düzenlemesiyle yeni halinin şehre kattığı güzelliği çok daha iyi takdir edeceklerini vurguladı.
Erdoğan, "Büyük Çamlıca Camisi'nin ardından, kulenin de hizmete girmesiyle İstanbul Boğazı'nın silueti bu bölgede yepyeni bir çehreye kavuşmuştur. Bu kulenin de ülkemize ve şehrimize hayırlı olmasını diliyor, bakanlığımıza, yüklenici firmalara, mimarından işçisine kadar herkese teşekkür ediyorum." diye konuştu.
İstanbul'un fethinin 568'inci yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen uluslararası okçuluk müsabakasına katılan sporcuların heyecanını, video konferans mesajı yoluyla paylaştıklarını söyleyen Erdoğan, "Bu vesileyle ülkemizdeki tüm kurumlara, üniversitelere, sivil toplum kuruluşlarına, bilhassa da gençlerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum. İstanbul'un fethinin 600'üncü yıl dönümüne atfettiğimiz 2053 vizyonumuzu şekillendirmek için şimdiden hep birlikte hazırlıklara başlamalıyız." dedi.
"HER SORUMLULUĞU YERİNE GETİRMEKTE KARARLIYIZ"
İnsan ömrü için uzun sayılabilecek 32 yılın toplum hayatında göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir süre hükmünde olacağına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim 2023 hedeflerimizi ilk ifade etmemizin üzerinden 10 yıl geçtiğini göz önüne aldığımızda, 2053 vizyonu için hemen kolları sıvamamızın şart olduğu ortaya çıkıyor. Fikir talimleriyle, dar ve geniş kapsamlı toplantılarla, orta ve uzun vadeli analizlerle, siyasi, sosyal ve ekonomik yol haritalarıyla vizyonumuzu şekillendirecek gayretler içine girmeliyiz. Darbe ve kriz dönemlerinin mirası üzerinde siyaset yapmış, ülke yönetmiş, eser ve hizmet üretmeye çalışmış bir nesil olarak, böyle bir vizyonun ne kadar kıymetli olduğunu gayet iyi biliyoruz. Gençlerimize bırakacağımız en büyük mirasın işte bu vizyon olacağına yürekten inanıyoruz. Temennimiz 2023 seçimlerinin, Türkiye'nin bu vizyonunun merkezinde olduğu bir tartışma iklimi içinde geçmesidir. Biz bunun için üzerimize düşen her sorumluluğu yerine getirmekte kararlıyız. İnşallah bir asır sonra Cumhuriyetimizi gerçek gündemine, asıl rayına oturtmuş olarak ülkeyi gençlerimize emanet edeceğiz."
Yaklaşık 1,5 yıldır dünyayla beraber Türkiye'yi de esir alan salgınla mücadelelerini her cephede kararlılıkla sürdürdüklerini belirten Erdoğan, son kabine toplantısının ardından salgınla mücadelede her kesime verdikleri destekleri ayrıntılı olarak paylaştıklarını anımsattı.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Toplamda 661 milyar lirayı bulan bu hibe ve desteklerin, ülkemizin salgın sürecini çok ciddi ekonomik kayıplara, sosyal sıkıntılara, güvenlik tehditlerine maruz kalmadan geçirmesinde çok büyük katkısı olmuştur. Bugün Türkiye, dünyada, milli gelirine oranla halkına en etkin, yaygın ve yüksek tutarlı destekleri sağlayan ülkelerin başında gelmektedir. Dünyada her şey güllük gülistanlık da sadece Türkiye'de sıkıntı yaşanıyor gibi bir hava oluşturmaya çalışanlara verilecek en güzel cevap, uluslararası kuruluşların işte bu tespitidir. Bu hususta, nüfusu bizimle mukayese edilemeyecek ülkeler üzerinden yöneltilen tenkitlerin gerçekçi de iyi niyetli de olmadığı açıktır."
Bugün 2021 yılı ilk çeyrek büyüme rakamlarının açıklandığını anımsatan Erdoğan, Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde yüzde 7 büyüyerek, G-20 ülkeleri arasında Çin'in ardından ikinci sırada yer aldığını söyledi.
Erdoğan, "Büyümede en dikkat çekici kalem, makine ve teçhizat yatırımlarının yüzde 30,5 gibi gerçekten güçlü bir şekilde artmış olmasıdır. Bu durum, yatırımların devam ettiğinin, dolayısıyla önümüzdeki dönemde üretimin ve istihdamın daha da artacağının işaretidir." diye konuştu.
Başkan Erdoğan, bir diğer önemli gelişmenin kırsal kalkınma yatırımlarında yaşandığına işaret ederek, şunları söyledi:
"Kırsal kalkınmada bu yıl 925 ekonomik yatırımı projesine 888 milyon lira, 2 bin 531 altyapı yatırım projesine 196 milyon lira hibe desteği verdik. Böylece ülkemiz yaklaşık 10 bin ilave istihdama karşılık, buna karşılık gelen 3 bin 456 projeyle 1,1 milyar lirası hibe olmak üzere 2,3 milyar liralık kırsal kalkınma yatırımına kavuşmuştur. Ayrıca, kuraklık sıkıntısının tehdidi altında olan bölgelerimizdeki çiftçilerimize, sulama sistemlerini modernleştirmeleri için 150 milyon lira hibe vereceğiz."
Geçtiğimiz hafta, Karadeniz'deki doğalgaz sevincinin ardından, karada da 3 kuyuda petrol bulunduğunun müjdesini milletle paylaştıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki günlerde enerji konusunda yeni sevindirici haberleri kamuoyuyla paylaşmayı sürdüreceklerini bildirdi.
Türkiye'nin aşı çalışmalarında da dünyada ilk 10 ülke arasında olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Üstelik bunu, kendisi henüz aşı üretmediği halde başarmış bir ülkeyiz. İnşallah kendi aşımıza da yıl bitmeden kavuşmuş olacağız. Haziran ayını tam manasıyla bir aşı seferberliği ayına dönüştürmek için imkanları sonuna kadar zorlayacağız. BioNTech, Sinovac ve Sputnik-V gibi sözleşmesi yapılan farklı aşılardan haziran ayında mümkün olan en yüksek sayıda miktarın ülkemize getirilmesi ve süratle uygulanması için yoğun hazırlık halindeyiz." diye konuştu.
Türkiye'nin salgınla mücadelesinin, Avrupa başta olmak üzere, gelişmiş ülkelerin gerisinde değil, çoğu alanda onların ilerisinde olduğunu akıl ve vicdan sahibi herkesin kabul edeceğini söyleyen Başkan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Salgın tedbirlerini sıkılaştırma ve normalleştirme takvimlerimiz de vaka sayılarımızın seyri birbirlerini takip ettiği için Avrupa ülkeleriyle benzer şekilde yürümektedir. Bütün bunları söylerken elbette gerçeklere gözlerimizi kapatmıyoruz. Son 6 ayda işyerleri ancak 1,5 ay açık kalan esnafımız olduğunu biliyoruz. Sadece paket servis hizmeti gibi ciddi sınırlamalarla hizmet vermeye çalışan esnafımız olduğunu da biliyoruz. Sokağa çıkma sınırlamalarının pek çok kişi ve kurumun faaliyetleri üzerinde yol açtığı olumsuz etkileri biliyoruz. Okula gidemeyen evlatlarımızın, eğitim-öğretimdeki kayıpları yanında pek çok fiziki ve psikolojik sıkıntının eşiğine geldiğini biliyoruz. Düğünden genel kurula kadar pek çok toplu etkinliğin uzun süre ertelenmesinin yol açtığı sıkıntıları gayet iyi biliyoruz. Milletimizin bu süreçte fevkalade bunaldığını, tahammül sınırlarının zorlandığını görüyoruz."
"KARARLARIMIZI ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇİN EN HAYIRLISINI GÖZETEREK VERİYORUZ"
Yaz mevsiminin de gelmesiyle, insanları evlerde uzun süre tutmanın hem zor hem anlamsız olduğunu, yurt içi ve dışı ziyaretlerin yoğunlaşacağını da dikkate aldıklarını belirten Erdoğan, "Yine bu süreçte, sıfatları ne olursa olsun kafa karıştırıcı açıklamalarıyla milletimizi yanlış yönlendirmeye çalışanlar bulunduğunun da idrakindeyiz. Değerlendirmelerimizi tüm bu gerçekleri hesaba katarak yapıyor, kararlarımızı ülkemiz ve milletimiz için en hayırlısını gözeterek veriyoruz." dedi.
Başkan Erdoğan, insanların sağlığını, milletin esenliğini, ülkenin huzur ve güvenliğini koruma, telafisi mümkün olmayan hasarların oluşmasına engel olma gayesinde olduklarını vurgulayarak, bunun için buldukları her fırsatı, her kapı aralığını, her ışığı kullandıklarını bildirdi.
Erdoğan, salgının başladığı günden beri açılma-kapanma kararlarının ardı ardına gelmesinin tek sebebinin, şartları zorlama pahasına da olsa bu musibetin ülke ve millet üzerindeki etkilerini azaltmak olduğunu belirtti.
Ramazan ayındaki kısmi ve tam kapanma şeklinde uygulanan sıkılaştırma tedbirlerinin bir kısmının yerini, 17 Mayıs itibarıyla kademeli normalleşme adımlarının atıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aradan geçen iki haftalık sürede, vaka ve ölüm sayılarındaki nispi azalmanın, hedeflediğimiz oranda değilse bile önemli ölçüde sürüyor olması, tedbirlerin amacına ulaştığına işaret etmektedir. Bugün kabine toplantımızda, yarından itibaren devreye girecek kademeli normalleşmenin yeni adımlarıyla ilgili istişarelerimizi gerçekleştirdik." diye konuştu.
Bu doğrultuda verdikleri her kararı, ülkeyi yeniden salgının pençesine düşürmeme anlayışına dayalı bir ihtiyatla aldıklarını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yürütülen mücadelenin önündeki en büyük tehdit, virüsün farklı mutasyonlarının yol açtığı öngörülemeyen sonuçlardır. Nitekim, kimi Avrupa ülkelerinde aşılama başta olmak üzere oldukça sert tedbirlerle binli rakamlara düşürülen, vaka sayılarının, mutasyonlu virüslerin yaygınlaşmasıyla yeniden yükselişe geçtiği anlaşılmaktadır. Sınırlarımızı kapatarak, vatandaşlarımızı evlerine hapsederek, kendimizi bölgemizden ve dünyadan tamamen soyutlama imkanımız olmadığına göre, ülkemizin de bu tehditlerle yüzleşmesi kaçınılmazdır."
İŞTE KADEMELİ NORMALLEŞMENİN DETAYLARI
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, salgınla mücadelede, eldeki mevcut imkanları sonuna kadar kullanarak, sürecin mümkün olan en az maliyetle atlatılması için var güçleriyle mücadele etmeyi sürdüreceklerini vurguladı.
Haziran ayına ilişkin kademeli normalleşme takvimini paylaşan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Haziran ayı boyunca sokağa çıkma sınırlamaları hafta içi ve cumartesi günü akşam 22.00 ile sabah 05.00 saatleri arasında uygulanmaya devam edilecektir. Bu sınırlama, hafta sonu ise cumartesi 22.00 ile pazartesi sabahı 05.00 arasında, yani pazar gününün tamamını da kapsayacak şekilde uygulanacaktır. Temmuz ayında, bu kısıtlama süreleri ve günleri vaka ve vefat sayılarındaki değişime, aşılamada katedilen mesafeye göre yeniden belirlenecektir.