"TÜRKİYE'DE 1,5 MİLYON KONUTUN DÖNÜŞÜMÜ YAPILDI"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 2012'den bu yana Türkiye'de 1,5 milyon konutun dönüşümünün sağlandığını söyledi.
TOKİ ile 1 milyon konutun üretiminin sağlandığını, kentsel dönüşümdeki mağduriyeti engellemek adına düzenlemeler yaparak ülkedeki yapı stokunun yüzde 55'ini de teminat altına aldıklarını vurgulayan Kurum, kamu binaları, hastaneler, okullar gibi birçok yerde yenileme projeleri gerçekleştirildiğini anlattı.
Kurum, Elazığ depreminde, oradaki şehir hastanesinin sarsıntıdan hiç etkilenmeden faaliyetine devam ettiğini dile getirdi.
Murat Kurum, kentteki tüm kamu binalarına ilişkin envanterin çıkarıldığını, Çapa ve Cerrahpaşa hastanelerinde yeni projelerin hem mevcut yerinde hem de üniversitenin diğer kampüslerinde hayata geçirildiğini kaydetti.
Hasdal'da yapımı devam eden önemli bir kampüsün 2 yıl içinde tamamlanacağını, yine Avcılar kampüsünde de binaların yapımının sürdüğünü anlatan Kurum, İstanbul'daki finans merkezinin inşaatının da bu yılın sonunda tamamlanacağını, bankacılık sektörünün depremin ardından devam etmesinin önemli olduğunu söyledi.
"İSTANBUL'DAKİ KENTSEL DÖNÜŞÜME HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ"
Bakan Kurum, "İstanbul'da 2012'den bu yana 380 bin konutun dönüşümünü sağladık. 117 bin konutumuz sahada fiilen dönüşüm projesi içerisinde. Bunu Gaziosmanpaşa, Kartal, Orhantepe, Kadıköy, Üsküdar, Ataşehir, Maltepe, Bağcılar, Güngören'de yapıyoruz. Zeytinburnu, Eyüpsultan, Başakşehir, Beyoğlu Sültüce, Okmeydanı, Hacıhüsrev ve Esenler'de çok önemli projeler yürütüyoruz. İstanbul'daki kentsel dönüşüme her türlü desteği vereceğiz." ifadelerini kullandı.
Kentsel dönüşümün yerinde, vatandaşın rızasıyla yapılmasına dikkat ettiklerini belirten Kurum, bunun hiçbir şekilde rant projesi olarak görülmemesi gerektiğini söyledi.
Kurum, her kentsel dönüşüm projesinde kira, taşınma ve kamulaştırma yardımı yapıldığını, bugüne kadar bakanlık olarak bunlara 15,5 milyar lira harcandığı kaydetti.
Kentsel dönüşümün kararlı bir şekilde yürütülmesinin önemine işaret eden Kurum, kentsel dönüşümde devletin tek kazancının 6306 sayılı kanun kapsamında dönüştürülen sağlam ve güvenli konutlara vatandaşların yerleştirilmesi olduğunu dile getirdi.
"EMLAK KATILIM BANKASI DETAYLARI KAMUOYUYLA PAYLAŞACAK"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, kentsel dönüşüm yönetmeliğine ilişkin bilgi vererek, vatandaşın binasına ilişkin risk analizini yaptırma zorunluluğu olduğunu söyledi.
Bu işlemin bakanlığın yetki verdiği kuruluşlar tarafından 3-4 bin TL karşılığında yaptırılabileceğini, konuya ilişkin raporun da kısa bir sürede ortaya çıktığını aktaran Kurum, yapının riskli olması halinde binanın boşaltıldığını ve bir ay içerisinde yıkıldığını anlattı.
Bu tespitin yerel yönetimlerin yanı sıra vatandaşlar tarafından da yapılabildiğine işaret eden Kurum, bu konuda vatandaşa imar planı desteği, taşınma ve kira yardımı yapıldığını belirtti.
Bakan Kurum, "Vatandaşımızın şöyle bir beklentisi var, diyor ki 'Evim yenilensin, hiçbir bedel de ödemeyim.' Tabii bu karşılanabilir bir beklenti değil. Düşük imarı vardır da orada hakikaten imar, yeni imarla birlikte fazla metrekare çıkıyordur. Devlet olarak yaptığımız projelerin hiçbirinde bir gelir söz konusu değil. Aksine yüzde 30-40'lara varan sübvansiyon sağlıyoruz ki bunu da vatandaşımıza anlatıyoruz. Türkiye'nin her yerinde doğru örneklerin sayısını, miktarını artıyoruz. Bu çok önemli bir şey." diye konuştu.
Kurum, kentsel dönüşümle ilgili yeni bir süreç başlattıklarını, yarın detayların kamuoyuyla paylaşılacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Dört farklı çözüm sunacağız. Emlak Katılım Bankası ile Bakanlığımızın kentsel dönüşüm projelerine ilişkin kredilendirme... Bu süreçte yapım noktasında söylediğimiz 200 bin liralık krediyi kullanabilmeleri için bankamız, yine Bakanlığımızla ortak yürütülen bir projeyi yarın detaylarıyla açıklayacak. Emlak Katılım Bankası da kentsel dönüşüm sürecinin içerisinde doğrudan olacak. Vatandaşımız Emlak Katılım Bankamıza gidip buna ilişkin destekleri alabilir."
Bakan Kurum, Elektronik Beton İzleme Sistemi'ne ilişkin de bilgi vererek, 2019'dan beri uygulanan sistemin projesinin ASELSAN ile birlikte yapıldığını aktardı.
Ayrıca bütün binalara kimlik belgesi getirileceğini ifade eden Kurum, Boğaziçi Kanunu'na ilişkin bir soru üzerine de Boğaziçi İmar Planı'na uygun bir binanın aynı imar planı koşullarında yenilebileceğini dile getirdi.
Kurum, Fikirtepe Projesi'nin şu anda Emlak Konut Genel Müdürlüğünce yürütüldüğünü ve nisan ayı itibarıyla da yeni Fikirtepe'nin inşasına başlayacaklarını belirtti.
Bakan Kurum, kentsel dönüşümün topyekun yapılması gereken bir çalışma olduğunu, her belediyenin, her vatandaşın bu işin içinde olması gerektiğini ifade ederek, çok riskli gördükleri alanlarda resen uyguma yaptıklarını söyledi.
"CHP TARAFINDAN TEMCİT PİLAVI GİBİ SÜREKLİ GÜNDEME GETİRİLİYOR"
Deprem vergisi ile ilgili soru üzerine Kurum, konunun CHP tarafından temcit pilavı gibi sürekli gündeme getirildiğini oysa toplanan verginin katbekat fazlasının sahada harcandığını söyledi.
Bakan Kurum, sahaya gidip yapılması gerekenleri bir program dahilinde hayata geçirdiklerini aktararak, "Sadece riskli alanların dönüşümünü yapmıyoruz. İzmir'de 5 bin konutun temellerini attık. Yatay mimari tarzında ve mahalle kültürünü yaşatacak projeleri yapacağız. Yeni Dereli'yi inşa ediyoruz, Giresun'a yakışan bir şekilde. Biz her yerde vatandaşlarımızla beraberiz. Yapılması gerekeni, vatandaşlarımızı mağdur etmeden süreci yürütüyoruz. Bu konuya da siyaset üstü bakılması gerektiğini düşünüyoruz." diye konuştu.
Siyaset üstü bir mesele olan kentsel dönüşüme böyle bakılmadığının altını çizen Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün belediye başkanlarımızla bir toplantı gerçekleştirdik. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, Valimiz ve ilçe başkanlarımız hepsi vardı toplantıda. Biz onlardan Bakanlık olarak kentsel dönüşüm stratejilerini ilçe bazında istedik ve 'Yardıma hazırız.' dedik. Bizim başkanlığımızda bir çalışma grubumuz var. Kimse bize, 'Bakanlıktan şöyle bir destek istedik de alamadık.' diyemez. Bu süreci birlikte yürütmeye devam ediyoruz. Gerek büyükşehir gerekse diğer ilçe belediyelerinden gelen talep üzerine bu komisyon toplanmaktadır. Verilebilecek her türlü destek de verilmektedir."
"KANAL İSTANBUL, İSTANBUL'U KORUMA, KURTARMA, ÖZGÜRLÜK PROJESİDİR"
Bakan Kurum, Kanal İstanbul Projesi için "İstanbul'u koruma, kurtarma, özgürlük projesi" dediklerini aktararak, şu değerlendirmede bulundu:
"Boğaz'dan yılda ortalama 50 bin gemi geçiyor. Boğaz'da bu zamana kadar birçok can ve mal kayıplarımız olmuş. Ülkemizin geleceğini planlıyoruz, Kanal İstanbul Projesi de bizim Boğaz'ımızı kurtarma, özgürleştirme projesidir. Buradaki vatandaşımızın can ve mal güvenliğini teminat altına alma projesidir. 'Kanal İstanbul deprem etkisini artırır.' diyorlar, 21 metre derinliğindeki bir kanal nasıl olur da İstanbul'da depremselliği artırır? Artırmaz, bunu bilimsel olarak açıkladık, hocalarımızla ispat ettik. 'Su kaynaklarının yüzde 3'ü gider.' denildi. Biz yapmış olduğumuz planlamada buraya ilave bir nüfus getirmiyoruz. Dünyaya örnek gösterilecek şehircilik ilkeleriyle burayı planlıyoruz. Arazinin yüzde 52'sini donatılara terk ediyoruz. Yeşil alanlar, Ar-Ge merkezleri, spor sahaları, millet bahçeleri yapıyoruz. Yatay mimarinin öne çıktığı örnek bir yaşam alanı ve cazibe merkezi oluşturuyoruz. Bunu yaparken biz, 'Dediğimiz dedik.' demiyoruz ki. Bir ÇED raporu hazırladık, 56 kurum ve kuruluştan görüş aldık, 200 bilim insanımız bu ÇED raporunda çalıştı. İstanbul depremi için rezerv alan gerekmiyor mu? 1,5 milyon konutun dönüşmesi gerekir diyoruz. Biz burada 40 milyon metrekarelik bir rezerv alan yönetiyoruz."
"YA KANAL YA İSTANBUL BAKIŞ AÇISI TAMAMEN KÖR BİR ANLAYIŞTIR"
Kurum, Melen Projesi sayesinde mevcut su kaynağının 34 kat fazlasının İstanbul'a geleceğine işaret ederek, "Kaybolan su kaynaklarının katbekat fazlasını 3 baraj projesi bittiğinde kazandırmış olacağız. Her projeyi sadece eleştirmek değil ki görevimiz, doğru olanı da söylemek gerekiyor. 'Ya kanal ya İstanbul' bakış açısı tamamen kör bir anlayıştır. Bu anlayışla bakmanın da kimseye bir faydası yok. Biz burada, kamu kaynağını kullanmıyoruz ki, zaten bir yap-işlet-devret modelimiz var. Ürettiğimiz cazibe merkezlerinden elde edeceğimiz bir alan var." ifadelerini kullandı.
Kanal İstanbul sayesinde oluşacak cazibeden devletin ve milletin faydalanacağının altını çizen Kurum, şöyle devam etti:
"Bir taraftan Boğaz'ımız kurtarılacak. Ortaya konulan eleştirilere ilişkin bilimsel raporlarımızla cevaplarımızı verdik. Sadece bir karşı duruşla bakmak doğru değil. Biz vatandaşımıza rağmen hiçbir iş yapmadık. Bu proje İstanbul'un marka değerine değer katacak, Türkiye'yi de dünyada lider ülke yapacak bir projedir. Bu çerçevede projemizi yürütüyoruz, yapıldığı zaman İstanbul'un deprem ile mücadelesine çok önemli katkılar sağlayacak. İstihdama ve ülke ekonomisine çok ciddi katkılar sağlayacak vizyon bir projedir. Bilimsellikten uzak eleştiriler yapmak yerine projede doğru olanları konuşmanın daha mantıklı olduğunu düşünüyorum."