Normalleşme ne zaman başlayacak? Yasaklar ne zaman kalkacak? İkinci normalleşme takvimi...

İkinci normalleşme takvimi vatandaşların merak ettiği konulardan birisi oldu. Normalleşme ne zaman başlayacak sorusuna arama motorlarında yanıt aranıyor. Yasaklar ne zaman kalkacak? Vatandaşlarda gözler ikinci normalleşme dönemine çevrildi. Yeni dönemde yasakların kademeli olarak kaldırılması ve normalleşmenin hayata geçmesi bekleniyor. Şubat ayı itibariyle bazı yasakların kaldırılabileceği tahmin ediliyor.

Giriş Tarihi 26 Ocak 2021, 09:17 Güncelleme 26 Ocak 2021, 09:17
Normalleşme ne zaman başlayacak? Yasaklar ne zaman kalkacak? İkinci normalleşme takvimi...

İÇİNDEKİLER

Normalleşme ne zaman başlayacak? İkinci normalleşme takvimi şimdiden merak edilen konuların başında geliyor. Vatandaşlar yasaklar ne zaman kalkacak sorusuna yanıt arıyor. Aşı takviminin belli olması ve vaka sayılarının düşmesiyle gözler ikinci normalleşme dönemine çevrildi. Yeni dönemde Mart ayı sık sık işaret ediliyor. Eğer mart sonuna kadar en az 15 milyon kişi aşılanırsa, toplum bağışıklığı ile birlikte kademeli olarak 'yeni normal' için adımlar atılacak.

Sabah'tan Zübeyde Yalçın'ın haberine göre; Kabinede görüşülecek olsa da uzmanlar, yeme içme sektörünün oluşturacağı hareketlilik ile vakaların yeniden yükselmesinden endişe duyuyor. Ayrıca 65 yaş üstü ve 20 yaş altına uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının da gevşetilmesi tartışılan konular arasında. Yasakların hangi şartlarda, nasıl bir takvimle gevşetileceğini kabine toplantısındaki değerlendirmelerin yanı sıra Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya sahadan gelecek veriler de belirleyecek.

Yasakların tamamen kaldırılması ise aşı takvimine bağlı... Eğer mart sonuna kadar en az 15 milyon kişi aşılanırsa, toplum bağışıklığı ile birlikte kademeli olarak 'yeni normal' için adımlar atılacak.

VAKALAR ANADOLU'DA HIZLA DÜŞÜYOR

Bu planın uygulanması için şubat ortasına kadar Çin'den 10 milyon doz aşı daha gelecek. Aşıların 14 günlük teknik incelemesi de dikkate alınarak, riskli grupların aşılanması iki ayda tamamlanacak. Sekiz milyon yaşlı, bir milyon sağlık çalışanı, bir milyon öğretmen, bir milyona yakın asker ve bir milyon emniyet mensubu bu grup içerisinde yer alacak.

Öte yandan, toplumun kurallara uyması, yasaklar konusundaki etkin denetim ile Anadolu'da da büyükşehirlerde olduğu gibi vakalarda hızlı düşüş başladı. Şu anda altı bin civarında seyreden günlük vakaların büyük bir kısmı Kocaeli Gebze, Ankara-Ostim gibi sanayi kuruluşlarının oluşturduğu bölgelerde görülüyor.

MART SONU RAHATLAMA

Kısıtlamaların hangi sıra ile kaldırılacağı da konuşulmaya başlandı. Bu konuda önceliğin okullara verilmesi bekleniyor. Restoran ve kafelerin açılmasının ise okulların açılmasından sonra ele alınabileceği belirtiliyor. En riskli ve hareketli grupların aşılanmasına toplumsal bağışıklık da eklenince mart sonunda büyük bir rahatlama yaşanması öngörülüyor.

KAFELER RESTORANLAR AÇILIYOR MU?

Konuyla ilgili Bilim Kurumu Üyesi Afşin Emre Kayıpmaz tarafından flaş bir değerlendirme geldi. Kayıpmaz, yaptığı açıklamasında işletmelerin Şubat ayı sonrasında hastalığın seyrine bakarak açılmasının daha güvenli olacağını belirterek, "En azından Şubat ayını bekleyerek geçirmekte fayda var" dedi.

Uzman isim, açıklamasının devamında kapıda olan mutasyonlu koronavirüs tehlikesinin de altını çizdi.

MART AYI İŞARET EDİLDİ

Doç. Dr. Kayıpmaz, normale dönüş aşamasında sadece belirli bir miktar kadar müşterilerin alınmasına izin verilebileceğini ve HES kodu uygulamasının zorunlu olabileceğini belirterek, "Bu da bir aydan biraz daha fazla zaman istiyor. Mart ayında bunların gündeme gelmesi yerinde olacaktır" dedi.

Salgının kontrol altına alınabilmesi için birçok tedbirin hayata geçirildiğini hatırlatan Kayıpmaz, Türkiye'de de sokağa çıkma kısıtlamasının uygulandığını ve özellikle restoran, kafe gibi işletmelerin bir süredir paket ya da eve servis şeklinde hizmet verdiğini anımsattı.

Kayıpmaz, tedbirler kapsamında alışveriş merkezlerine girmeden önce kişinin Hayat Eve Sığar (HES) kodunun kontrol edilmesiyle riskli bir durum olup olmadığının anlaşılabildiğini belirterek, bunun kişisel hakların sınırlanması değil, toplum sağlığının korunması için yapıldığını vurguladı.

Kurallara uygun şekilde hizmet veren güzellik salonları ve kuaförlerdeki faaliyetleri de değerlendiren Kayıpmaz, şöyle konuştu:

"Benim bir işletmem olsa mutlaka HES kodunu sorgularım. Çünkü, işletmeye gelen bir kişi karantinada kalması gereken bir kişi olabilir. Bunu anlayamazsınız, kapıda ölçülen ateş bir yere kadar bilgi verir. İşletmeler, bu sorumlulukla hareket etmeli. Bu, çalışanları ve müşterileri korumak içindir. Zorunlu kurala bağlı olmaksızın işletmeler bunu yaparsa kendilerinin ve çalışanlarının sağlıklarını da korumuş olurlar. İşletme sahiplerine HES kodu uygulamasını kullanmaları çağrısında bulunmuştum."

Alınan tedbirlerle eylül ayı sonrasında artış gösteren hastalık seyrinde önemli düşüş elde edildiğini aktaran Kayıpmaz, salgında başarının ancak ve ancak tedbirlere tam uyumla mümkün olabileceğini söyledi.

"Şu anda lokanta, kafe, pastane sahibi esnafımız, zor durumda ama..."

Yeme içme sektöründeki işletmelerin belirlenen kurallar dahilinde hizmet verdiğini belirten Kayıpmaz, Salgında Çalışma Rehberi'nde sektörün alacağı tedbirlere ilişkin her türlü bilginin tüm detaylarıyla yer aldığını kaydetti. Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu noktada bir sıkıntı haziran ayında normale geçiş aşamasında yaşandı. Olması gerekenden daha fazla sayıda müşterinin işletmelere alındığını gördük, bu sıkıntı yarattı. Şu anda biliyoruz ki özellikle lokanta, kafe, pastane sahibi esnafımız, zor durumda. Çünkü, milyonlarca kişi buralardan ekmek yiyor ama bu yeme içme sektöründe maskeler inmek durumunda olduğu için riskli bir alan. Ondan dolayı, yeme içme sektöründe normale dönüş aşamasında seyrek kapasiteli kullanım gündeme gelebilir. Kapasitenin belli bir miktarına kadar müşterinin alınmasına izin verilebilir, kapıda HES kodu zorunlu hale gelebilir."

"Şu süreci ne kadar başarıyla atlatırsak ilkbahar ve yaza o kadar rahat gireriz"

Türkiye'de şu anda yeni vaka sayısında önemli bir düşüş elde edildiğini ancak bunun yeterli olmadığını ifade eden Kayıpmaz, kış aylarının ortasında bulunulmasının da hastalık açısından bir risk taşıdığına işaret etti. Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, şunları söyledi:

"Biz gerçekten şu süreci ne kadar başarıyla atlatırsak önümüzdeki ilkbahar ve yaza o kadar rahat gireriz. İlkbahar ve yaz ayları, turizmin açıldığı, insanların dışarıda daha çok vakit geçirdiği dönemdir. Biz eğer bu noktada burada bir süre daha sabredebilirsek, vaka sayılarını azaltarak salgını kontrol altına alabilirsek, yaz aylarında rahatlamamız o nedenli kolay olur.

Kişisel kanaatim, bu tür yerlerin açılması için bir süre daha beklememiz yönünde. Son kararı verecek olan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'dir. Şubat ayını en azından bekleyerek geçirmek de fayda var. Çünkü, bir yandan mutasyon tehlikesi kapımızda, bir yandan kış aylarındayız, kapalı ortamlarda vakit geçiriliyor ve buralar kötü havalandırılabiliyor. Bundan dolayı en azından şubat ayını geçirip, şubat sonrası vakalarını görmemiz lazım. Ondan sonra da açılacaksa bile Salgında Çalışma Yönetimi Rehberi uyarınca, belki HES kodları devreye alınarak açılması daha güvenli olur."

İşletmelerin şu anda kapalı olmadığını, paket servis yapabildiğini dile getiren Kayıpmaz, bu işletmelerdeki oturma yerlerine ilişkin daha sonra belirli limitler içinde bir uygulama yapılamasının söz konusu olabileceğini söyledi.

Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, "Bizim de arzumuz bunun en kısa zamanda olması ama kış ayları tehlikeli bir dönem. Biraz daha gözleme ihtiyaç var. Bu da bir aydan biraz daha fazla zaman istiyor. Mart ayında bunların gündeme gelmesi yerinde olacaktır." diye konuştu.