TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Fatmanur Altun, gündelik hayatta kolayca sarf edilemeyecek hakaretlerin, küfürlerin ve saldırıların sosyal medyada isimsiz ve kimliksiz kişiler tarafından çok rahat sarf edilebildiğini belirterek şunrları söyledi:
Özellikle kadın bedeni üzerinden üretilen cinsiyetçi küfürler, sadece kadınları değil, toplumun her ferdini değersizleştiren, itibarsızlaştıran ve yok sayan bir yozlaşmaya sebep oluyor.
Bu kaosa ve kişilik haklarını fazlasıyla zedeleyen ölçüsüz şiddet diline karşı STK'ler olarak elimizden geleni yapmak durumundayız. Aksi halde milyonlarca insanın aktif şekilde kullandığı bu mecralar, yapılan bütün değerli işlerin kamusal zeminini yok eden yerler haline dönüşebilir. Aynı fikre ve hayat görüşüne sahip olmasak da insanlığın ortak değerlerine inancımızın belirlediği saygı zeminini korumak zorundayız. Tartışmalarımızı bir hakaret savaşına dönüştürmeden, bizi birbirimize bağlayan doğal, insani ve vicdani hukukun varlığını unutmadan konuşabilmeliyiz. Huzurlu ve güçlü bir toplum olmanın en önemli adımlarından biri kesinlikle bu çirkinliklere teslim olmamaktan geçiyor.
KELİMELERİMİZLE ARINMA YAŞAYALIM
ÖNDER Genel Başkanı Kamber Çal: Sosyal medya diğerlerinden ayrı tutulacak, sorumluluğunu almayacağımız, dini tabirle ise hesaba çekilmeyeceğimiz bir alan değil. Gerçek hayatta işlediğimiz fiiller, yaptığımız işler, sarf ettiğimiz sözler bizi ne kadar bağlıyorsa sosyal medyadaki eylemlerimiz de bağlar. Çocuklarımızın da iyiyi ve doğruyu görerek yetişmesini, kötü söz, argo ve küfürle muhatap olmadan, zihni kirlenmeden yoluna devam etmesini arzuluyoruz. Ayrımcı dil, nefret, iftira, yalan, küfür, argo ve kötü söz kullanmayalım. Önce kendi kelimelerimizle gerçekleştireceğimiz bir temizlenme ve arınma yaşayalım. Unutmayalım, iyilikler, güzellikler daha çok paylaşılarak çoğalır.
KÜFÜRSÜZ DİL BENİMSENMELİ
KAGİDER Başkanı Emine Erdem: "Erkek gibi kadın", "erkek işi", "adam gibi", "kadın işi", "bayan hakim", "elinin hamuruyla erkek işine karışma" gibi ifadeler kadının toplumdaki konumuyla ilgili aşağılayıcı, erkek egemen bir hayatı öne çıkartan ön yargıları pekiştirmektedir. "Dinozor", "eski kafalı" gibi ifadeler topluma hala önemli katkılar yapabilecek yaşlıları dışlarken, "yeni yetme", "dünkü çocuk" gibi ifadeler de gençlerin özel ve iş hayatlarını kabusa çevirebilir. Bu mücadelenin başarıya ulaşmasında dilin kullanımına özen gösterme bilinci yaygınlaşmalı. Küfürsüz, ön yargılardan arınmış, eşitlikçi bir dil kullanımının herkes tarafından benimsenmesini diliyorum.
KÜFÜR ÇARESİZLİK VE SALDIRI BİÇİMİ
MÜSİAD Kadın Komitesi Başkanı Müge Öz: Küfür bir insanın söyleyecek sözü olmadığında ortaya koyabileceği bir çaresizlik emaresi, bir saldırı biçimi. Baki'nin de dediği gibi, baki kalan bu kubbede bir hoş sada iken, küfür nedendir?. Hadiseyi üç taraflı düşünmek gerekir. Küfreden, küfre maruz kalan ve olaylara şahitlik edenler. Küfredenlere yapılabilecek şey eğitim vermekten başka bir şey değildir. Küfre maruz kalan ise bununla başa çıkmanın yolunu düşünür. Üçüncü taraf olarak özel ve tüzel kişilik ile kamu. Özel ve tüzel kişilik sessiz kalırsa, bunun rahatsızlık vermeyen bir alışkanlık haline geleceğini ve toplumsal yaranın yarın kendilerini de bulacağını bilmeleri gerekir. Bir bireyin özgürlüğünün bir başkasının özgürlük alanıyla sınırlı olacağını ifade edecek normlar ve denetimlerle bu sağlanmalıdır.
"BU İNSANLIKTAN UZAK AHLAK YOKSUNU FURYAYA BİRLİKTE DUR DEMELİYİZ"
KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu, başlattıkları 'Küfürsüz hayat mümkün' kampanyasını geçtiğimiz pazartesi günü duyurdu. Gümrükçüoğlu, "Ahlaksız dil ve söylem hızla yayılırken, söz konusu edilen kadınlar nesneleştirilerek gözü dönmüş kişilerin nefret objesi haline getirilebiliyor. Bunu hiçbir hal ve durumda kabul etmemiz mümkün değildir. Toplum olarak bu insanlıktan uzak ahlak yoksunu furyaya birlikte 'Dur' demeliyiz" dedi.
SABAH
