İrlanda'dan yurda getirilen vatandaş koronavirüsü yendi: "Türkiye'ye gelmeseydim yurtdışında ölebilirdim"

Afyon Kocatepe Üniversitesi Restorasyon Bölümünden mezun olan 35 yaşındaki Ayten Sevil, 24 Mart'ta Dublin'den Türkiye'ye getirilerek Sivas'ta bulunan bir yurtta karantina altına alınmıştı. Burada koronavirüs teşhisi koyulan Sevil, tedavisinin ardından hastalığı yendi. İyileşen kadın önemli açıklamalarda bulunurken, "Türkiye'ye gelmeseydim yurt dışında ölebilirdim" dedi.

Giriş Tarihi 10 Nisan 2020, 09:33 Güncelleme 10 Nisan 2020, 13:04
İrlanda’dan yurda getirilen vatandaş koronavirüsü yendi: Türkiye’ye gelmeseydim yurtdışında ölebilirdim

İÇİNDEKİLER

Afyon Kocatepe Üniversitesi Restorasyon Bölümü mezunu Ayten Sevil (35), dil eğitimi ve yüksek lisans yapmak için İrlanda'ya gitti.

18 Şubat 2020 tarihinde İrlanda'ya gitti. İrlanda'ya gideli bir ay, eğitime başlayalı üç hafta olmuştu. Çin'in Vuhan kentinde başlayan koronavirüs salgını diğer ülkelere de yayılmaya başladı.

Öğrencilerin İrlanda'da mahsur kaldığı bilgisini iletmesi üzerine Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran harekete geçti. 24 Mart 2020 tarihinde Dublin-Sivas özel seferi ile yaklaşık 500 kişilik İrlanda grubu ülkemize geldi ve Sivas Kızılırmak Yurdu'na yerleştirildi.

Türkiye'ye geldikten üç gün sonra (koronavirüs) teşhis koyuldu. İkinci testi negatif çıktı, coronavirüs pandemisine karşı mücadeleyi kazandı.

SABAH'a konuşan Ayten Sevil, "Eğer ülkeye gelmemiş olsaydım yurt dışında hayatını kaybeden vatandaşlarımızın arasında olacaktım. Bu hastalığın tek ilacı sabretmek, mücadele etmek ve inanmak.. Milletçe bitti, kurtulduk dediğimiz günler yakındır inşaallah" ifadelerini kullandı.

Ayten Sevil, SABAH'ın sorularını cevapladı:

İRLANDA'YA DİL EĞİTİMİ VE YÜKSEK LİSANS YAPMAK İÇİN GİTTİM
"Afyon Kocatepe Üniversitesi Restorasyon Bölümü mezunuyum. 2. üniversiteyi işletme okudum. İrlanda'ya gitmeden önce proje yönetim organizasyon görevinde çalışıyordum. Okumayı sevdiğim ve kendime hedefler koyduğum için İstanbul Üniversitesi'nden formasyon belgesi aldım.

Zaten İrlanda'ya gitme kararını daha doğrusu dil eğitimi ve yüksek lisans yapma kararını formasyona başladığımda verdim. Uluslarası öğretmenlik sertifikası celta almak ve uluslararası ilişkiler yüksek lisans yapmak istiyordum. Kendime hedef belirledim ve en yüksek olanı seçtim.

Önce niyet ettim, sonra sabrettim, İrlanda merak ettiğim bir yerdi. Hazırlıklarımı yapıp yola çıkmam 2 seneyi buldu. İşten ayrıldım ve önce dil okuluyla anlaşıp oradayken İELTS puan yapıp İrlanda'da ya da Türkiye'deki geçerli sınavlara girip yüksek lisans ve sonrasında doktora yapmak hedefindeydim. Amacım akademisyen olmaktı. Rol modelim, ilham kaynağım formasyondaki hocalarımdı."

İRLANDA'DA DA VAKA ÇIKMAYA BAŞLADI...
"İrlanda'ya gittiğimde Çin'de ölümler vardı. İtalya'da da vardı ama henüz diğer ülkelere yayılmaya başlamamıştı. 18 Şubat'ta İrlanda'ya vardım. Orada çok fazla yoktu hatta hiç yoktu. Mart ayına doğru ilk vaka Türkiye'de çıktığında, İrlanda'da çıkmaya başlamıştı."

İRLANDA'YA GİDELİ BİR AY, EĞİTİME BAŞLAYALI ÜÇ HAFTA OLMUŞTU
" 'Ülkeye dönün' çağrısı yapıldıktan sonra öğrencilerin tamamında panik oluştu, uçak bileti almak için bilet yoktu. Her halukarda beklemem gerekiyordu çünkü Gnib kartım (oturum kartı) gelmemişti. Eğer çıkış yaparsam bir daha İrlanda'ya giremezdim.

İrlanda'ya gideli bir ay, eğitime başlayalı üç hafta olmuştu. Uçuş yasağından önce bilet buldum, şansım yaver gitti oturum kartımda (GNIB) de çıkmıştı, geri dönebilecektim. Uçuş yasağının geldiği günün ertesi günü uçağım vardı ama yasak resmi yerlerden havaalanında kaldık. Evden kira sözleşmesini iptal ederek çıktım. Konaklama sorunu olan aile yanından ayrılan uzak yerlerden gelen 20 kişilik grup vardı. İlk gün konaklamayı THY yetkilileri karşıladılar çünkü uçak iptal bildirimi yapılmadığı için herkes mağdurdu. İkinci gün otelden çıkmadan önce WhatApp grubumuzda durumu anlatan bir mesaj paylaştım. Sonrasında Sayın Veysel Eroğlu mesajımı görmüş, hemen beni aradı durum bilgisi aldı. En kısa sürede yetkililere ileteceğini ve en hızlı şekilde çözüm bulunacağını söyledi."

24 MART'TA TARİHTE BİR İLK DUBLİN-SİVAS ÖZEL SEFERİYLE YAKLAŞIK 500 KİŞİLİK İRLANDA GRUBU SİVAS HAVAALANI'NA İNDİK
"Dışişleri Bakanlığı'na bir grup öğrencinin mahsur kaldığı bilgisini iletmesi üzerine çok geçmeden Dışişleri Bakan Yardımcımız Yavuz Selim Kıran aradı, o da Veysel Eroğlu gibi aynı soruları sordu. 'Şuan neredesiniz?', 'Nasılsınız?', 'Kaç kişisiniz?', 'Durumunuz nedir?' diye sorduktan sonra 'En hızlı şekilde dönüş yapılacak konsoloslukla iletişimde kalın' dedi. Kendisi de bizzat olayın takibindeydi onlarda bizi sakinleştirmek adına gerekli bilgileri sürekli paylaşıyorlardı. Konaklama ile ilgili sorunu konsoloslukla iletişime geçerek çözdüler. 6 gün sonra özel uçakla havaalanına gittik. 24 Mart'ta tarihte bir ilk Dublin-Sivas özel seferi ile yaklaşık 500 kişilik İrlanda grubu Sivas Havaalanı'na indik. Araçlarla Sivas Kızılırmak Yurdu'na götürdüler."

ODAMIZ GERÇEKTEN 5 YILDIZLI OTEL GİBİYDİ
"Odaya ilk girdiğimde çok beğendim valizleri kenara çektim, çantamla montumu yatak üstüne bıraktıktan sonra hemen yurttaki odayı Twitter'da paylaştım. İrlanda'da 6 gün dört kişilik odada yemekleri bile aynı oda da yedik.

Gerçekten 5 yıldızlı otel gibiydi. Her yer tertemiz. Burayı görünce güzel olan bizim için emek verilmiş olan bir hizmeti Sayın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Yavuz Selim Kıran'ı da etiketleyip paylaştım. Birşey düşünerek değil. Beklemediğim bir şeydi o kadar zorluktan sonra.. Benim derdim, bizim derdimiz yurda dönmekti. Orada sürekli takipte oldukları güven verdikleri ve her şeyden önce cevap verdikleri bizi bırakmadıkları için teşekkür etmek istedim kendisine."

CİDDİ BOĞAZ AĞRISI, ATEŞ VE HALSİZLİK VARDI
"Türkiye'ye geldikten üç gün sonra (koronavirüs) teşhis koyuldu. Ciddi boğaz ağrısı, ateş ve halsizlik vardı. E-devlet sisteminden bakarken bakamadan kapıda özel ekibi görünce dünyayla bağlantım kesildi. Uzaylılar gibi gelince insan daha bir korkuyor ve tedirgin oluyor. Bir de 3 kişi de çıktı. Korktuğum olmuştu. Biliyordum hastalanacağımı. Kronik hasta da olduğum içim hissettim. O yüzden de Türkiye'de olmak istedim."

AĞLAMA KRİZİNE GİRDİM…
" 'Eşya alacağım' dedim, kapıyı kapattım. Ağlama krizine girdim. Yanıma boş bir çanta alıp çıkmışım. Giderken arkadaşlarımla göz göze geldik, orada daha kötü oldum. Hepsinin modu düştü bir anda arkama dönüp 'Arayacağım, korkmayın' dedim. Ama benden sonra 9.hariciye grubu dağılmışlar. Aynı gün dört kez psikolog görüşmesi yapmışlar. Bir arkadaşım ikna olmamış 'Ayten 18 Mart'tan beri tanıdığım biri ama yıllardır tanıyor gibiyim, eksildim, anlamı çok büyük' demiş. Çok üzüldüm onların psikolojilerini de bozdum diye."

BENİ SAKİNLEŞTİRMEYE VE KONUŞARAK TELKİN ETMEYE UĞRAŞTI
"Ben test sonucun ekran resmini alıp birilerine attım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Biri Veysel beydi aradım, ulaşamadım. Sonra formasyondan Armağan Köseoğlu'na ulaştım. O da süreci takip ediyordu. Ambulans Sivas Yeni Numune Hastanesi'ne varıncaya kadar beni sakinleştirmeye ve konuşarak telkin etmeye uğraştı.

Odaya girince telefon çaldı, yine Veysel Eroğlu aradı. Testin resmini görmüş panik haldeydi. O da çok üzüldü, telkin ve teselli etmeye çalıştı. Bir an boşluğa düştü, eşine telefonu verdi. Eşi de aynı şekilde 20 dakika ikisi de konuştular. Ağlamaktan bitmiştim. Biraz sakinleyip kendimi ikna ettim ve aileme sonra haber verdim. Onlarda şok oldular ve üzülmüşlerdi."

TANSİYONUM 17.5. ÇOK RİSKLİ VE HEMEN DİLALTI VERDİLER
"Ateşim de yüksekti, tansiyonum 17.5. Çok riskli ve hemen dilaltı verdiler. Eğer ülkeye gelmemiş olsaydım yurt dışında hayatını kaybeden vatandaşlarımızın arasında olacaktım.

Ağrım vardı. O gün gece ciddi zorlandım eklem ağrısı sağdan sola dönememek yarı felçli gibiydim ciddi boğaz ağrısı sabahı zor ettim."

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU VE EŞİ, AYNI ACIYI YAŞADI VE YÜZÜNE YANSIDI, HEMEN TOPARLADI
"Ertesi gün Sayın Bakan Mevlut Çavuşoğlu aradı. Yatıyordum, yine boğaz ağrısıyla yurttan arkadaşları da arayacaktı. Biliyordum da hastaneye yattığım gün arayacaktı ertesi gün değil. Hemen kalktım kendimi kötü hissettim. Konuşmakta zorlandığımı gördü yüzünde bir an yaşadığım acının aynısını hissettiğini bakan da olsa bir insandı. Sonuçta anladım. Benle aynı açıyı yaşadı ve yüzüne yansıdı, hemen toparladı. Bakanımızın eşi de yanındaymış. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da hem selamlarını, hem de geçmiş olsun dileklerini iletti. İçten bir konuşmaydı ve her şey doğaldı."

BU HASTALIĞIN TEK İLACI SABRETMEK, MÜCADELE ETMEK VE İNANMAK
"İkinci testim negatif çıktı. Bu hastalığın tek ilacı sabretmek, mücadele etmek ve inanmak.. Bu da geçti. Çok şükür yeniden doğdum. Milletçe bitti, kurtulduk dediğimiz günler yakındır inşaallah. Duasını esirgemeyen, destek olan herkese çok teşekkür ederim."

Kenan Kıran/Sabah