Koronavirüs 39 yıl önce yazılan korku romanında!

Çin’de ortaya çıkan Koronavirüs nedeniyle ölenlerin sayısı 2 bine yaklaştı. Dünya Sağlık Örgütü, uluslararası alarm duyurusunda bulunurken Avrupa ülkelerine de sıçrayan virüs her geçen gün boyut değiştiriyor. Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip ölümcül Koronavirüsün, 39 yıl önce yazılan bir kitapta bahsedildiği ortaya çıktı. Ünlü roman yazarı Dean Koontz’un tam 39 yıl önce yazdığı korku romanında bahsettiği virüsün her gün yüzlerce kişinin ölümüne neden olan Koronavirüs ile olan benzerliği dudak uçuklattı. İşte dünyanın konuştuğu kitapla ilgili akılalmaz detaylar…

Giriş Tarihi 19 Şubat 2020, 10:57 Güncelleme 19 Şubat 2020, 11:06
Koronavirüs 39 yıl önce yazılan korku romanında!

İÇİNDEKİLER

Çin'de bir hayan pazarında ortaya çıktığı düşünülen ve insandan insana bulaşma yeteneği de olan yeni tip korona virüs (Covid-2019) her gün onlarca insanı öldürmeye devam ediyor. Ocak ayında öldürme oranı %2.2 olan virüs, Şubat 2020'de enfekte ettiği 100 kişiden 2.6'sını öldürdü. Ölüm oranındaki ve bulaşan kişi sayısındaki artış, Dünya Sağlık Örgütü'nü (DSÖ) de harekete geçirdi ve acil durum ilan edildi.

Dünya, ölümcül virüs ile boğuşurken, halk arasında komplo teorileri de konuşuluyor. 39 yıl önce yazılan bir kitap, corona virüsüne benzer bir ölümcül virüsü anlatıyor. Üstelik virüsün merkez üssü yine Çin'in Wuhan kenti!

VİRÜSÜN ÖLÜM ORANI: %100
1981 yılında yazılan romandaki Wuhan-400 virüsünün öldürme oranı ve etkileri ise corona virüsü ile karşılaştırıldığında çok daha korkunç boyutlarda olduğu görülüyor. İşte ortaya çıkan kitaba ilişkin akıl almaz detaylar...

"Wuhan virüsü" da denilen koronavirüs nedeniyle dünya çapında ölü sayısı gittikçe artarken, 1981 yılında yayınlanmış olan çoksatan kitaptaki şoke edici benzerlik, Twitter kullanıcılarının dikkatini çekti. Amerikalı yazar Dean Koontz'un imzasını taşıyan 1981 tarihli gerilim türündeki "Karanlığın Gözleri" romanında "Wuhan-400" adı verilen bir hastalık olduğu ortaya çıktı.

Kitapları defalarca New York Times'ın çoksatanlar listesinde yer alan Koontz, kitabının 39. bölümünde Çin Komünist Partisi (ÇKP) tarafından Wuhan yakınlarındaki askeri laboratuvarlarda biyolojik silah olarak geliştirilen bir virüsten bahsediyor.

Kitapta Wuhan-400 araştırmasına öncülük eden ve Çin'in en tehlikeli kimyasal silahları hakkında bilgi sahibi olan bilim insanı Li Chen, ABD'ye iltica ediyor.

Kitapda Wuhan-400 adı verilen virüs, hayvanlar yerine insanları etkiliyor, insan vücudu dışında veya 30 dereceden soğuk ortamlarda yaşayamıyor. Laboratuvarda oluşturulan Wuhan-400 adlı virüs ile Wuhan virüsü arasındaki benzerlikler, Twitter kullanıcıları tarafından hayretle karşılandı. Kitaptaki virüs ile gerçek koronavirüs arasında ise büyük bir fark bulunuyor:

Wuhan-400 yüzde 100 öldürme oranına sahipken, koronavirüste ölüm oranı yüzde 2 civarında. Koonz kitabında, "Wuhan-400 harika bir silah. Sadece insanları etkiliyor. Başka hiçbir canlıda yaşayamaz. Frengi gibi Wuhan-400 de insan bedeni dışında bir dakikadan uzun süre yaşayamaz. Bu da diğer ölümcül mikroorganizmalar gibi mekanlara ya da objelere bulaşamadığı anlamına geliyor." diye yazmış.

Kitaptaki virüs ile gerçek koronavirüs arasında ise büyük bir fark bulunuyor: Wuhan-400 yüzde 100 öldürme oranına sahipken, koronavirüste ölüm oranı yüzde 2 civarında. Yanıt olarak, birkaç kişi de 1991'de Soğuk Savaş sona erdikten sonra virüsün adının değiştirilmiş olduğunu açıklamak için kitabın yeni baskılarının fotoğraflarını yayınladı.

Daha önce de dokuz yıl önce çekilmiş olan Steven Soderbergh imzalı Contagion (Salgın) filminin senaryosunun, koronavirüs salgını sırasında yaşananlarla olan benzerliği dikkat çekmişti. Oyuncu kadrosunda Gwyneth Paltrow, Matt Damon, Laurence Fishburne, Jude Law, Marion Cotillard ve Kate Winslet gibi yıldız oyuncuların olduğu film, hava ve solunum yoluyla rahatlıkla geçen ve insanları birkaç gündür içinde öldüren, ölümcül bir virüs salgınını merkeze alıyordu.

Filmde, Oscar ödüllü Gwyneth Paltrow tarafından canlandırılan Beth Emhoff, Hong Kong'daki iş gezisinden Minnesota'daki evine döndükten sonra yorgunluk ve grip semptomları hissetmeye başladıktan 24 saat içinde oğluyla birlikte ölüyordu.

Matt Damon'ın canlandırdığı eşi ise, bir şekilde hastalığa karşı bağışıklığı olması sayesinde hayatta kalmayı başarıyor. Yönetmen koltuğunda Steven Soderbergh'in oturduğu 2011 tarihli film böyle başlıyor ve salgın dünya çapında uzmanlardan oluşan medikal bir ekibin aşı bulmak için zamanla yarışını anlatıyor.